Trabzonspor’un puan cetvelinde bulunduğu konuma bakıyorum, doğrusu bir sporsever olarak içim cız ediyor!
Elbette bu oyunda her sezon zirveye oynayamazsınız, hatta inişli-çıkışlı grafikler çizebilirsiniz, doğaldır. Doğal olmayan, Karadeniz Fırtınası’nın şu anki tablosu...
Bordo-mavili ekip, zirve yarışından koptu, bir bilinmeyene yelken açmış gidiyor! Diyeceksiniz ki, daha çok maç var, uzun maraton, üç puanlı sistemde her şey terse dönebilir, eyvallah. Ancak ‘Görünen köy, kılavuz istemez’ arkadaşlar...
Bu yorumu Fenerbahçe’ye farklı yenildikleri için yapmıyoruz.
Teknik direktör Ersun Yanal, bilgi birikimi yüksek bir hoca, buna da lafımız yok..... Bizi asıl irite eden, alınan yedi yabancı oyuncunun ekibe olan katkıları... İşte sıkıntı burada yatıyor.
Yusuf Erdoğan, gelecek adına umut veren bir oyuncu... Hırsını, kazanma duygusunu ve de enerjisini müthiş beğeniyoruz. Bir de Mehmet Ekici... Müthiş, teknik kapasitesi yüksek bir krampon... Top ayağına çok yakışıyor, rakip için başlı başına tehlike... Yabancılara bakıyorum, elle tutulacak, öne çıkarılacak oyuncu yok gibi! Bu benim düşüncem, katılır veya katılmazsınız.
Özellikle yabancı transferinde kılı kırk yaracaksınız arkadaş... Yedi tane alacağınıza, parayı basar, üç kaliteli oyuncu alırsınız, doğrusu da budur. Öyle sağda solda kalmış, oyuncuları alırsanız, olacağı da budur!
Ersun hoca gider mi, kalır mı bilemiyoruz! Çünkü her kötü sonuçta tribünler ki, bize göre haklılar, protesto haklarını kullanıyorlar. Hakaret olmadığı sürece bu tabloyu kimse eleştiremez. Neticede ortada kötü bir tablo var. Taraftarın isyanı da bunadır.
Hoca konusunda da kapalı kapılar ardında bir çok isim dolaşıyor, yönetim kanatında ise fazla konuşan yok. Top tamamen başkan Muharrem Usta’da... Başkanın ikinci yarıda nasıl bir politika izleyeceğini, radikal kararlar alıp, almayacağını doğrusu biz de merak ediyoruz.
Ersun Hoca diyor ki; “İkinci yarıda yeni bir sayfa açacağız, daha dinamik bir takım olacağız...” Bu hocanın görüşü, ne var ki bu yabancılarla hangi sayfayı açarsanız açın, karşınıza hep ‘kara’ bir sayfa çıkacaktır hocam! Dileriz yanılan biz oluruz!
Helal olsun Başakşehir’e
Eğri oturacağız, doğruyu söyleyeceğiz arkadaş... Bir üç büyüklere bakıyorum, bir de Başakşehir’e...Bileklerinin hakkıyla, alın teriyle, teknik adamıyla, futbolcusuyla müthiş bir başarı yakaladılar. Liderlik koltuklarında oturmaları öyle şans falan olarak değerdirmek, haksızlık olur.
Teknik direktör Abdullah Avcı’yı anlatmaya gerek yok. İşini sıfır hatayla yapmaya çalışıyor, başarıyor da... Artı iyi bir takım da oluşturdu. Eksiği gediği bizce yok, fazlası var. En önemlisi Avcı ‘yenilmez’ bir armada yakaladı, henüz bileğini büken yok. Aman nazar değmesin.
Bizler, sosyal hayatın her an içindeyiz, sokaktaki futbolseverlerle haşır neşiriz. Başakşehir’in taraftar kitlesi ortada, takımlarına müthiş pozitif enerji veriyorlar. Kaldı ki, farklı renklerin tutkuluları bile Başakşehir’i izlerken keyif alıyor.
Sokağa çıkın, üç büyük takımın taraftarlarıyla konuşun, ‘Biz olamazsak, Başakşehir şampiyon olsun’ diyorlar, inanın... Dememiz o ki, Avcı ve ekibi oynadıkları futbolla ve de bulundukları konumla, farklı renklere gönül verenlerin de sempatisini kazanmış durumda...
Sezon sonuna dair öngörüde bulunmak zordur. İşin güzelliği de burada yatıyor, yani yanılma payınız yüksek bir oyundur bu...
Elbette bizim de bir öngörümüz var, o da Başakşehir’i şu anki oyuncu yapısıyla zirve yarışında hep göreceğiz. Dileriz ‘iş kazaları’ yaşamaz, hakem haksızlıklarına(!) uğramaz.
Geç kalmadan
Sevgili hakem arkadaşlarımız, sizleri anlamakta zorlanıyoruz artık...
Bir eliniz yağda, bir eliniz balda! Artık ekonomik olarak da güçlüsünüz. Artı, hata yapsanız bile Federasyon da, MHK da hep destek içindeler, sizi sahipleniyorlar. Daha ne istiyorsunuz anlamadık?
Kokartlısı, kokartsızı öyle hatalar yapıyorlar ki, gözlerimiz faltaşı gibi açılıyor. Sakın ola ortaya çıkıp ‘baskı altındayız’ gibi bahanelere sığınmayın. Öyle abartılacak baskı falan da yok. Kendinize gelin, renklere bakmayın, kuralların verdiği yetkiyi sınırsız kullanın.
Ah o eyyam kararları yok mu? Bunlardan arının arkadaşlar, arının!
En iyi hakemlerimiz bile bu yarıda benzetme yerindeyse sapır sapır döküldü. Hangisi yazsak, kimi tutsak, elimizde kaldı!
Bakın, sevgili arkadaşlar, sizlerin kötü niyetli olduğunuza asla inanmıyorum, inanlara da hep karşıyım. İkinci yarı daha zorlu geçecek, bilesiniz.
Zirveye oynayanı, ligde tutunmaya çalışanı var. Var oğlu var. Yani işiniz iki kat daha zorlaşacak. Dememiz o ki, nasıl ki takımlar kendi içinde özeleştirilerini yapıyorlarsa, sizler de şapkanızı önüne koyun ve analizinizi yapın, geç kalmadan... Sizlerin hatalı yönetimlerinizde hem federasyon hem de MHK yıpranıyor, bilesiniz.