Neymiş efendim, Leipzig’in yaş ortalaması çok genç imiş... Bitmedi, Avrupa’nın kontraatağa en çabuk çıkan ekibiymiş. Maç öncesi yorumların çoğunluğu rakibin bu özellikleri üzerinden ‘karamsar’ tabloya kurulu idi... Sevsinler sizleri!
Ne var ki Leipzig’in rakibi Beşiktaş... Onu unuttular arkadaşlar! Sanırsınız ki Porto galibiyeti rastlantı ya da şans! Öyle olmadığını cümle alem gördü.
Tamam bu oyunda genç olmak elbette önemli faktör... Peki, ‘tecrübeyi’ ya da ‘kaliteyi’ es mi geçeceğiz? İşte Beşiktaş’ın en büyük farkı da burada yatıyor. Dememiz o ki, Beşiktaş’ın Devler Ligi’ndeki maçları yorumlarken herkes dikkatli olacak. Bilmem anlatabildik mi?
Koca ilk yarıda o çabuk kontraatağa çıkan Leipzig sahada var mıydı, yoksa vardı da biz mi göremedik? Bir pozisyonları var, hepsi o kadar... Beşiktaş’ı bu yarıda ne gençlik ne de çabukluk durdurabildi.
Cenk Tosun sadece golcü değil, paylaşımcı... ‘ben atamıyorsam, arkadaşım atsın’ düşüncesi ön planda... Adam golcü, bunu bir süreliğine rafa kaldırıyor, soldan topla iniyor, Babel’e asist yapıyor. İşte, takım oyuncusu budur. Cenk Tosun bu anlamda örnektir, aman nazar değmesin.
Gelelim Beşiktaş’ın ‘trivela’ ustası Ricardo Quaresma’ya... Onu izlerken bu oyunda müthiş keyif alıyoruz, gözümüzün pası siliniyor. özeti bizi heyecanlandırıyor. Artı, Talisca ile müthiş uyum içerisinde, attırdığı kafa golü bunun en büyük göstergesidir. Q7 dün akşam 34 yaşına bastı, doğum gününü harika bir asistle kutladı. iyi ki doğdun, iyi ki varsın, nice trivelalar...
Maçın ikinci yarısı mı? Valla Leipzig baskılıydı eyvallah, gole yansımıyorsa neye yarar ki? Bir topları direkten döndü, hepsi o kadar. Haaa bu baskıda Negrado ve Tosic’in kaçırdıklarını da unutmayalım. Baskı, maskı, direk falan anlamayız! Kartal istediğini aldı, grupta harika bir avantaj yakaladı. Yolun açık, şansın bol olsun Avrupalı Beşiktaş.