Bilal Meşe

Bilal Meşe

bmese@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İnsan üzülüyor, düşünün İran Dünya Kupası Finalleri’nde oynayacak, ama biz yokuz! Geriye dönüp bakmak, hayıflanmak belki yersiz, olan olmuş, biz evimizde kaldık! Şimdi ülke olarak yeni bir büyük hedefe yani 2020 Avrupa Şampiyonası’na odaklandık. A Milli Takımı’mız elemeler için start aldı, ilk hazırlık maçını da İran’la gerçekleştirdi.

Elbette, hazırlık maçı da olsa kazanmak önemli... Bu tip hazırlık maçlarında skor tabelasına hep yan gözle bakmışımdır nedense, bu bizim doğrumuz. Asıl önemli olan bizi 2020’ye taşıyacak kadronun kimlerden oluşacağıdır. Lucescu deneyimli bir teknik adam, artı elinde geniş bir oyuncu havuzu var. Geçmişte ülkemizi kesik kesik de olsa, başarılar kazandıran iskelet kadro yaşlandı... Dememiz o ki, artık değişim zamanıdır. Lucescu’nun bu değişimi nasıl gerçekleştireceği önemlidir. İran’dan sonra Tunus ve Rusya ile oynayacağız... Bu tip hazırlık maçları Lucescu için değişim adına müthiş bir fırsattır... Artı çok yetenekli genç oyuncularımız var, bunlardan bizi 2020’ya taşıyacak, kadroyu bulmak da Lucescu işi... Bu fırsatı dileriz iyi değerlendirir, kadro tercihlerinde hatalar yapmaz. Rumen hocanın kredisi fazlasıyla var, dileriz bunu iyi kullanır, ülkemizi 2020’ye taşır, umutlarımızı boşa çıkarmaz!

Haberin Devamı

Valla, kalemiz sağlam, Volkan Babacan, Serkan Kırıntılı, Harun Tekin, daha ne olsun? Serkan Kırıntılı, bire birde çok iyi, sen sen ol kardeşim sakın ola fantaziye kaçma emi! Bizim geçmişte çok büyük hedefleri kaçırmamızın en büyük nedeni iyi takım savunması yapamayışımızdır, bunu bir türlü beceremiyoruz! İran’ın ilk yarıda ürettiği tehlikeli pozisyonlara bakın, ne demek istediğimiz anlaşılır!
Geniş kadroda yetenekli, gelecek için umut veren oyuncu sayısı da fazla. Hangisini saysak, diğerlerine haksızlık ederiz. Ama bir Cenk Tosun’umuz var ki, maşallahı var, aman nazar değmesin. Öyle durağan bir forvet değil, adam kovalıyor, mücadele ediyor, ama asıl görevi hiç ama hiç es geçmiyor. Bir kaçırsa, iki atıyor, dün de öyle oldu. 6 ve 50.dakikalarda attığı goller, yetenek ve tecrübenin ürünüydü.
Ofansif oynamayı seviyoruz, bu bizim genlerimizi de var. Öyle ki, ilk yirmi dakika öyle bir baskı kurduk ki, rakibimiz sahasından çıkamadı, bir gol attık, en az dört tane de kaçırdık, yani atmayı beceremedik! Sonra mı? Oyundan düştük, rakibimiz bu kez yüklendi, kalemizde tehlikeler yaşadık, ama gole izin vermedik. Tamam, ofansif oyuna eyvallah, ancak gücünüzü ekonomik kullanacaksınız, bunu doksan dakikaya yaymak bu oyunun temel kuralıdır! Maçın özeti, Cenk Tosun’un attığı iki golle maçı kazandık... Gördük ki, topu ayağımıza aldığımız anda, hücumu düşünüyoruz, bu iyi yanımız, ne var ki, ofansa çıkarken, takım savunmasını da unutmayalım, ne dersiniz? Ömer’in doksan da kırmızı kart görmesini yadırgadık, niye elle kesiyorsun kardeş, bırak gol olsun, neticede hazırlık maçı, penaltıya neden olma, takımın on kişi bırakma!