Tribün böyle.... Ya saha içi? Valla, Kartal kazandı diye eleştirmemek olmaz! Özellikle ilk yarı.. Topla oynama yüzdesi Kartal’ın uzak ara lehine...
Ya futbol, ya üretim, ya pozisyon?
Bir kaleyi bulan şut, bir de gol, hepsi o kadar. Yani Kartal, bu yarıda ‘aynı tas, aynı hamam’!
Niye? Topla bu kadar yavaş olursan, vites yükseltmezsen, adam eksiltmezsen, pozisyon bulmak için göbeğiniz çatlar göbeğiniz!
Eee bir de Kartal, rakipler için bilinen köydür, kılavuz istemez! Demem o ki, Kartal’dan puan ya da puanlar mı almak istiyorsunuz?
Alan daraltın, savunmanıza yaslanın, sabırlı olun, yeter... Tıpkı Kayserispor gibi...
Kayserispor’da Thiam adlı bir kanat oyuncusu var, durdurabilene aşk olsun. Adam forvet falan değil, ama buldu mu, babasını tanımıyor, çakıyor, iki golü de o attı. Böylesi bir oyuncuya nefes aldırmayacaksınız, nefes!
Neyse ki Kartal’ın da Larin’i var, tam 45’te imdada yetişti, harika bir kafa golüyle skoru eşitlerken, ikinci yarı için arkadaşlarına moral şırınga etti.
Gelelim Serdar Saatçı kardeşimize... Golde o da hatalıydı, ancak ‘centilmenliğine’ şapka çıkarıyorum, aferin ona. Kartal’ın kazandığı korner atışında topun kendisinden çıktığını söyleyerek büyük bir centilmenlik örneği gösterdi, bravo kardeş.
İkinci yarı bambaşka bir Kartal izledik dersek, abartmış olmayız... Oyuncu hamleleriyle birlikte vites yükseltten Kartal, ‘ailecek’ maçı kazanma adına müthiş bir baskı koydu. Aslında bu maç Kartal’ın ‘onur’ savaşıydı... O formanın bir ağırlığı var, adınız ne olursa, olsun, o formaya herkes saygı duyacak, onu taşımayı bileceksiniz, yoksa ağırlığının altında ezilirsiniz!
Kayserispor, cephesinde değişen bir şey olmadı... Baskıya, müthiş bir takım savunmasıyla yanıt verdi, bunun karşılığını da yine 71’de Thiam’la almasını bildi, oyun disiplininden de kopmadılar.
Yahuuu kardeşim niye savunma güvenliğini elden bırakıyorsunuz? Adam gibi işinizi yapın, sonra ekstra işlere soyunun! İpini koparan hücuma çıkıyor, Kartal’ın puan kayıplarının temelinde de bu yatıyor zaten!
Bakın bu oyunda kötü oynayabilir, geriye düşebilirsiniz. Yeter ki ‘pes’ etmeyin, yeter ki ‘kazanma’ arzunuzu kaybetmeyin. Bu iki faktörün son 20 dakikada öne çıktığını gözlemledik, galibiyetin de temelinde bu yatıyor.
Hani bir deyim vardır, “kedi olalı bir fare tuttu” diye... Tam da Batshuayi’ye göre!
Adam nihayet kedi olalı bir değil, iki fare tuttu, Kartal’ı ipten çekip aldı. Eeee skora son noktayı koyan kardeşimiz Güven Yalçın da övgüyü hak ediyor.
Bakalım Sergen Yalçın’ın yerine kim gelecek, yerli mi, yoksa yabancı mı?
Bence mi? Tabii ki yerli, hele hele bu negatif tabloda yabancı başlı başına risktir, parayı sokağa atmaktır!