Ahhh hocam ahhh... Şu rotasyon ve de takımın taşlarıyla oynama sevdan yok mu? Hadi sakatlıklar nedeniyle rotasyona sığınabilir, kendi pencerenden haklı olabilirsin. Peki sağ ayaklı Beck’i solbek de oynatmana ne diyeceğiz? Bu oyunda yerleşik taşları yerinden oynatır, başka alanlara çekerseniz, başınıza iş alırsınız! Neyse ki atı alan Üsküdar’ı bu kez geçemedi!
Haaa diyeceksiniz ki, gollerin oluşmasına Güneş mi neden oldu? Elbette hayır, asıl aktörler sahadakilerdir, suçun en büyük dilimi onlara aittir.
Semedo’nun ikinci golüne lafımız olmaz, gerçi Fabri’yi önde yakaladı. Hadi bunu pas geçelim, birinci ve üçüncü gollere söylenecek o kadar çok lafımız var ki, vaktimiz yok! Guedes, dört kişinin arasından sıyrılıyor, gol perdesini açıyor. Ya üçüncü gol, tam bir savunma skandalı. Düşünün top öyle veya böyle üç kez direkten dönüyor, Fejsa orta sahadan öne çıkıyor, golünü çakıyor.
Güneş’i eleştirmeye elim varmıyor, ne var ki mutlak galibiyete gereksinim varken, neden ilk yarıda ofansif ağırlıklı bir kadroyu sahaya sürmüyorsun, sevgili hocam. Tolgay uzun süredir gerçek formunun uzağında, neden bu kadar ısrarcısın hocam?
Bak, ikinci yarıda ne güzel Cenk Tosun ve Gökhan İnler hamleleri işe yaradı. Elbette böylesi farklı skorlarda risk alacaksınız, doğrudur. Nitekim Atınç’la son bulan oyuncu hamleleri Kartal’ı adeta kanatlandırdı. Benfica’ya öyle bir baskı kurdu ki, bundan da biri penaltıdan olmak üzere üç gol çıkardı. Hele hele Cenk Tosun’un jeneriklik golü var ki, uzun süre hafızalardan silinmeyecek. Quaresma’nın penaltısıyla yeniden özgüvenini kazanan Beşiktaş, 89’da Aboubakar’ın dokunuşuyla kim ne derse desin, mucizeyi gerçekleştirdi, bir üst tur şansını son maça taşıdı. Aboubakar da son vuruşlardaki hatalarını ört-bas etti!
İlk yarıyı unutmak istiyorum, o 45 dakikayı hafızamdan sildim, attım!
Valla, o nasıl bir ikinci yarıydı, işte Güneş’in çocukları bunlar... O farklı yenilgiden, skor tabelasını eşitlemek her babayiğidin harcı değildir. Uçurumun kenarlarında dolaşmaya bayılıyoruz, tıpkı Beşiktaş gibi...
İşin özeti, iki yarıda da farklı Beşiktaş izledik. Biri tribünlere ızdırap çektiren, diğeri mutlu eden, Devler Ligi’nde de yenilmezliğini sürdüren Beşiktaş’ı bağrımıza basıyoruz, ayakta alkışlıyoruz.
Şimdi sırada D.Kiev maçı var... Üst tur yine Kartal’ın kanatları altında... Kaldı ki Beşiktaş’ın Kiev engelini üç puanla geçecek gücü de var, yeteneği de, artı özgüveni de. Elbette Benfica karşısında ikinci yarıda oynadığı futbolu ortaya koyması şart. Bu farklı yenilgiden gelip, beraberliği yakalayan Kartal’ın o anımsamak istemediğimiz Benfica maçının ilk yarısından herkes ders çıkaracak, lamı-cimi yok!