Özellikle sosyal medyada şu sıralarda Aboubakar-Ghezzal kantara çıkarılıyor, bu anlamda yorumlar yapılıyor.
Valla kişisel görüşüm, her ikisinin olayı da çok farklı...
Niye mi?
Aboubakar, Beşiktaş’ın en kritik döneminde “sakat” olduğu gerekçesiyle neredeyse 1.5 ay bırakın takımda oynamasını, yeşil çime basmadı çime!
Kartal’ı en kritik dönemde yalnız bırakan Aboubakar’ın çift kupaya bir milim katkısı olmadı!
Ghezzal’la onu aynı kefeye koyamayız, koyarsak haksızlık ederiz.
Ghezzal, Kartal’ın çifte kupaya kanat çırpmasında, alınteri, tuzu-biberi var, gerek asistleriyle, gerekse attığı golleriyle katkı sağladı, biliyoruz.
Görevini en üst seviyede yapmış, profesyonel bir fotoğraftır Ghezzal.
Gelelim şu yılan hikayesine dönen transfer olayına!
Başkan Ahmet Nur Çebi’nin Ghezzal konusundaki tavrı net, flu değil.
Çebi, yıllık 2 milyon 250 bin euro önermiş, daha ne yapsın?
Menajeri Galatasaray ile flört ediyor, yani ortalığı kızıştırıyor.
3 milyon euro istiyor!
Eeee tabi ister, ucunda alacağı komisyona bakıyor adam!
Valla Başkan Çebi, yerden göğe kadar haklı.
Kulübün ekonomisi malum...
Artı, takım içinde parasal balansı tutturmak zorunda.
Öyle birine 1 lira, diğerine 2 lira olmazzzz!
Aksi, takım parasal uçurumlar yaratır, başarıyı sekteye uğratabilir, az alanlardan verim alamazsınız!
Ancak iki kupanın kazanılmasında sadece Ghezzal değil, herkesin katkısı var. Diğerlerini yok mu sayacağız? Demem o ki, Başkan Çebi, transferde çok başarılı bir politika izliyor, kulübün kasasını da düşünüyor, dengeleri alt-üst etmek istemiyor.
Çakıl taşı değil ki dağıtacaksınız, para arkadaş para!
Bir yanda başarıyı kovalayacaksınız, diğer yanda da kasanızı düşüneceksiniz.
İşin özeti, Ghezzal kalır mı, yoksa Galatasaray’a kanat çırpar mı, bekleyip göreceğiz.
Gidenin yerinin hiç boş kaldığını görmedim, gören var mı?
Kartal’la yolları kesişen, dünya yıldızlarını da gördü bu gözler... Gittiler, ancak asırlık çınar Beşiktaş hep ayakta kaldı, yarışmanın hep içinde oldu.
Kaldı ki, Sergen Yalçın gibi bir teknik adam var Kartal’ın başında... Takım içinden de o alana alternatif bulur.
Sergen Yalçın’ın önüne kurumuş ‘odunu’ koyun, onu canladırır! Hayat verir, hayat!
Sabır taşı dayanmaz!
Yönetim transferde de boş durmuyor. Salih Uçan, Mehmet Topal ve Kenan Karaman’ı renklerine bağladı.
Bunlar transfer değil mi?
Bunları konuşacağımıza; varsa, yoksa Ghezzal!
Bakın Rosier’de iş imzaya kaldı. Üstelik ücretinde de indirime gittiği söyleniyor.
Helal olsun...
Benim asıl kafama takılan, bir numarada Adem Ljajiç var, iki de ise Oğuzhan...
Oğuzhan geçtiğimiz sezon eski günlerine dönüş sinyalleri verdi.
Ya Ljajiç?
Aynı tas, aynı hamam!
Sergen Hoca ona sürekli şans tanıdı, ama o bildiğini okuyor!
Alıcısı da yok, çünkü performansı yerlerde...
Ama o sabrın sınırlarını zorluyor, haaa çatladı, haaa çatlayacak!
Yeniden başlıyor
Emre Belözoğlu, Erol Bulut’un ayrılmasıyla birlikte Fenerbahçe’de on hafta takımın başında sahaya çıktı. Kişisel olarak bu süreçteki antrenörlük performansını beğendim. Gerek kadro tercihleri, gerekse oyuncu hamleleri hiç de sırıtmadı.
Evet Fenerbahçe, Sivasspor yenilgisiyle şampiyonluğu kaçırdı, Emre Belözoğlu eleştiri yağmuruna tutuldu. Sanırsınız ki, sezon başından bu yana takımın başında Emre vardı da, fatura ona çıkarıldı! Bir kişiyi on haftalık performansıyla kantara çıkarmanın doğruluğunu kim savunabilir Allah aşkına?
Neyse, dönelim asıl konumuza...
Emre Belözoğlu’nun adı şu sıralar Milli Takım’la anılıyor, teknik direktör Şenol Güneş’in yardımcılığına getirileceği yazılıyor, çiziliyor.
Henüz ortada atılmış bir imza yok. Bayramdan sonra büyük bir sürpriz olmaz ise Belözoğlu, Şenol Güneş’in yardımcısı olacak.
Kişisel görüşüm, Belözoğlu yıllarca Milli Takım’da oynamış, oranın havasını-suyunu iyi bilenlerden... Yararlı olacağı kesin... Artı, Emre Belözoğlu için de gelecek adına hem şans, hem de büyük fırsattır.
Niye derseniz?
Emre Belözoğlu zorunluluktan dolayı tribüne çıkmıştır. Ancak asıl yerinin saha içi olduğunu o da biliyor, biz de...
Milli Takım’da bilgi- birikimi artacak, tecrübe kazanacak.
İlerleyen yıllarda her yönüyle donanımlı bir teknik adam olarak karşımıza çıkacaktır Emre Belözoğlu...
Yolun açık, şansın bol olsun...
Üç yeni renk getirir
Süper Lig’in yeni yüzleri Altay, Giresunspor ve Adana Demirspor, kalıcı olma adına kadrolarını harıl harıl güçlendiriyorlar. Mustafa Denizlili Altay, şu günlerde biraz sessiz, ama önümüzdeki günlerde ciddi transferler bekliyorum o cenahtan... Denizli, yarışmacı hocadır. Hiç o kulvarın dışında kalmayı sevmez, kalmaz da...
Adana Demirspor ise adeta gözünü karartmış, ünlü yıldızları kadrosuna katıyor. Önce Belhanda, ardından saha içi ve dışı olaylarıyla sürekli manşetlerde yer alan Balotelli’yi transfer etti. Zapturapta alınabilirse Balotelli takıma çok katkı sağlar.
Giresunspor da boş durmuyor. Tabi ki hedef Süper Lig’de asansör takımı konumuna düşmemek...
Üç takımında ligimize renk katacağına inanıyorum.
GÜZEL SÖZLER
“Dökmeye niyetim yok içimi. Zor sığdırdım zaten.”
Cemal SÜREYA