'Ateş düştüğü yeri yakar' demişler ama bu ateş hepimizi yaktı, yıktı. İçimde bir alev topu var sanki; kavuruyor ciğerimi... Deprem sadece o illerimizi sarsmadı. Hepimizi derinden yaraladı. Binlerce canımız gitti, yaralılarımız var. Kahroldum, bir o kadar da öfkeliyim!
Yahu arkadaş... O binaları nasıl yaptınız öyle? İskambil kartlarından yapılmış gibi. Üflesen yıkılıyor. Muhabir arkadaşlar deprem bölgesinden görüntüleri ekrana getiriyor. Enkazın sözüm ona betonu elinde un ufak oluyor. Deniz kumu kullanmışlar resmen. Demirler incecik! Temeller doğru, dürüst atılmamış. Önüne gelen, müteahhit oluyor, inşaat yapıyor.
Peki bunları kim denetliyor? İmar izinleri nasıl alınıyor? Kimse görmüyor mu? Gidip bakmıyor mu? Adam o inşaatı nasıl yapıyor? Öfkem, o müteahhitler kadar, o izni verenlere de... İmzaları atanlara da. Denetleme yapmayanlara da...
Bilim adamlarımız yıllardır söylüyor orada deprem olacağını. Onlara gözlerini yumup, kulaklarını tıkayanlara da. Uyuyabiliyor musunuz geceleri? O inşaatlardan kazandığınız paraları yiyebiliyor musunuz? Haram zıkkım olsun e mi!
Eyyy yetkililer. Ülkemi yönetenler... Yönetmeye talip olanlar... Hadi biz geldik gidiyoruz. Bari geleceğimiz olan gençlerimizi, çocuklarımızı düşünün. Onlara sahip çıkalım. Ne olur artık şu işleri düzeltin.
Deprem öldürmüyor, çürük bina öldürüyor. Allah aşkına artık ihmal etmeyin. Öyle kanunlar koyun ki, hiç kimsenin değiştirecek gücü olmasın. Çürük binalara sağlam raporu verenleri engelleyin, sıkı ve caydırıcı yaptırımlar getirin. Bilimsel verilere, hocalarımızın öngörülerine lütfen kulak verin, kulak!
Büyük felakette o bölgelere akın etmiş, tüm kuruluşları, gönüllüleri, yürekten kutluyor, alınlarından öpüyorum. İyi ki varlar, iyi ki varız. O insanlar, o kuruluşlar, 'nasıl bir can kurtarırız' diye oradalar. O beton yığınları altında bekleyen, yardım çığlıkları atanları sağ kurtarmak için günlerce kazma kürek çalıştılar, elleriyle molozları topladılar.
Yurt dışından can kurtarmak için gelenlere de ayrı bir parantez açmak istiyorum. Din, ırk gözetmeksizin koşa koşa geldiler, her kurtardıklarını sarıp sarmaladılar. Gece gündüz demeden yaralıları hayata döndürmek için büyük özveride bulunan doktorlarımıza, sağlıkçılarımıza gönül dolusu sevgilerimi sunuyorum. Bizim ülke olarak, yaraları saracak, insanlarımızın hayata tutunmasını sağlayacak gücümüz de var, yüreğimizde...
Bir çift sözüm de sokaktaki can dostlarımıza... Gördünüz mü, eyyy onlara tekme atanlar, kürekle vuranlar, onlara kıyanlar, gördünüz mü? Bir insan gibi, enkazların altında yaralanma pahasına canlı aradılar, kurtarma ekiplerimize yol gösterdiler, onların sağ salim çıkmasını sağladılar. Kendilerine uzatılan ekmekleri depremzedelere götürmek için enkazların arasına daldılar, adeta nöbet tuttular. O tablolara bakın, bakın da onlara eziyet edenler belki biraz utanırsınız. Tabii ki utanacak yüzünüz varsa...
Bu hasret bitsin
Tek yumruk, tek yürek olan bir ülkeyiz, bu bizim genlerimizde var...
Bizim kulvarla ilgili böylesi bir tabloda yorumlar yapmayı asla doğru bulmuyorum, ancak bizlerin de ekmek parası.
Bizim kulvarın lokomotifleri ve Anadolu takımlarının deprem nedeniyle toplu hareket etmeleri, yardımları övgüye değerdir. Rekabet sporun doğasında var. Dileriz depremde tek yumruk olan spor kulüplerimizin bu anlamlı ve örnek davranışları, tribünlere de yansır. Artık yan yana maçları izlediklerini görmek istiyoruz, çünkü çok hasret kaldık.
Transfere devam
Görüyoruz ki kulüpler bir yandan depremzedelere yardımlarını sürdürüyor, diğer yandan transferde de boş durmuyor.
TFF’nin transferi uzatması üzerine harekete geçen Beşiktaş, bu süreçte eksiğini gediğini kapatıyor.
Hadziahmetovic’i orta sahadaki enerjisi ve uzaktan şutlarıyla tanıyoruz, sağ beke alternatif Onur Bulut geldi.
Saiss’in sezon sonu ayrılabileceğini hesaplayan Başkan Ahmet Nur Çebi, Şenol Güneş’in raporu doğrultusunda Omar Colley’i getirdi. Afet nedeniyle ligden çekilen Gaziantep’in etkili oyuncusu Maxim de tamam. Hayırlı uğurlu olsun...
Güzel sözler
"Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez." - MUSTAFA KEMAL ATATÜRK