Ehhh be Halis Özkahya! Maşallahın var, maça ağırlığını koyacaksın diye bol keseden öyle sarı kartlar çıkardın ki, ne kokartına, ne de sana yakıştı? Başka deyişle, bir elinde düdük, diğer elinde sarı kart, sahada adam aradın!
Diyelim ki Beşiktaşlı futbolculara çıkardığın her kart doğruydu.
Peki, Fenerbahçeli oyunculara niye o kadar tölerans gösterdin? Semih ceza alanı içinde kendini garip şekilde yere atıyor, seni aldatıyor, ne sarı, ne uyarı ! Hadi bunu da geçtik, Caner’in, Quaresma’ya yandan dalıyor, ayaklarını yerden kesiyor, özür diliyor, göz boyuyor, sarı çıkarman gerekirken, pas geçiyorsun. Mehmet Topuz, topu ayağında olan Simao’ya arkadan el-ense çekiyor, faulu veriyorsun, sarıyı çıkaramıyorsun!
Gelelim, Edu ile Volkan’ın çarpışmasına ve oyunun sekiz dakika durmasına neden olan pozisyona... Bize göre aslaaa kasıt yok, ama sana göre var, var ki, sarı çıkardın. Peki ortada kasıt varsa o kartın rengi sarı mı, yoksa kırmızı olmalıydı sayın Özkahya!
İşin adil bir şekilde kantarın topuzunu kaçırmadan, kurallara göre maç yönetmektir. Öyle ‘birine var, diğerine yok’ hangi kitapta yazıyor?
Beşiktaş malesef üç haftadır Süper Final’de hakemlere yeniliyor! Yüzde yüz ofsaytlar yardımcılar tarafından es geçiliyor, FIFA kokartlı bir hakem çıkıyor, Fenerbahçe derbisinde Kartal’ın kolunu - kanadını sarı kartlarla kırıyor, direnişini engelliyor ! Ayıptır, yazıktır.
Süper Final’e yakışır derbi izledik dersek kendimizi kandırmış oluruz. Bol sarı kartlar, fauller, itiş kakışlar, gerginlikler... Neyse ki, iki takım da ikinci yarıda biraz futbola döndü, önce Beşiktaş öne geçti, ne var ki, 3 dakika sonra Stoch’un nefis golü geldi, heyecan arttı, derbi maçı olduğunu anımsattılar bizlere. Aykut Kocaman’ın oyuncu hamleleri, Fenerbahçe’nin baskısını da birlikte getirdi. Nitekim bir korner atışında Kartal’ı attığı golle öne geçiren Egemen, ters kafa vuruşuyla topu filelelere gönderirken, çektiği ıstırap yüzünden belli oluyordu. Tayfur Havutçu’nun Bebe, Mustafa ve Mehmet Akyüz hamleleri pek işe yaramadı. Öne geçtiği maçta, skoru koruyamadı, yine yenilmekten kurtulamadı.
Tayfur Havutçu’yu sorgulayanlara bir çift lafımız olacak. Schuster efendi ve onun yaveri Carvalhal’a gösterilen sabrın, kredinin dört birini Havutçu’ya gösterin, o sizi asla mahçup etmez, etmeyeceğine de inancım fazla.