Güzel bir atasözü vardır, “Teker kırıldıktan sonra, yol gösteren çok olur” diye... Hiç böyle bir niyetimiz yok, ama görünen köy de kılavuz istemez! Beşiktaş artık görünen köydür, bizim penceremizden. Kaldı ki, Kartal bu tip arızaları hep yapıyor, anımsayın Valeranga faciasını! Derbi geride kaldı, kalmasına ama arkasında da bir dizi sorular bıraktı.
İbreyi üç farklı skoru koruyamayan, ikinci yarı teslim bayrağını çeken Kartal’a çevirelim. Teknik adamların oyuna katkısı siz deyin yüzde 20, biz diyelim yüzde 25, gerisi sahadakilere kalmış. Hem Şenol Güneş hem de Ersun Yanal’ın kadro seçimindeki hatalarını kimse yadsıyamaz. Caner Erkin, beğenin veya beğenmeyin şu anda Türkiye’nin en iyi sol açığıdır bence. Özellikle ofansa çıkışlarda, ceza alanına ortalarda onun gibisi var mı? Yok, ama yedekte! Derbiler yıldız oyuncuların öne çıktığı maçlardır, tersini bana kimse anlatamaz. Quaresma gibi etkili oyuncu niye 11’de sahaya sürülmez? Hadi bunu geçtik, Kartal’ın en istikrarlı, en savaşçı oyuncularından Medel niye uzun süredir 11’e giremiyor? 36 yaşındaki Atiba’ya sarılmak, ondan olağanüstü işler beklemek hayalciliktir!
Sadece Güneş mi? Ersun Yanal farklı mı? Ayew ve Valbuena gibi iki etkili oyuncuyu nasıl yedek oturtur? O hatasından ikinci yarıda döndü, Şenol Güneş ise geç kaldı, geççç! Oyunu okumak, olası tepkilere set çekmek, teknik adamın asıl işidir. Saha içinde taktik değiştirebilir, oyuncu hamleleriyle önlem alabilirsiniz. Eğer bunu göremiyorsanız, ya maça konsantre değilsiniz, ya da kafanız başka adrestedir! Şenol Güneş, gazeteci dostlarımızın sorularına kızıyor, kızmasın. Elbette, böylesi bir skordan sonra, istifa ve Milli Takım’ı sormalarından doğal ne olabilir? Görüyoruz ki, Güneş’in de kafası karışık, motivasyonunu kaybetmiş, kızgın ve de öfkeli! Tabii ki her kararınızda özgürsünüz, gider veya kalırsınız, buna karışamayız, fakat soruları da sorarız! Sosyal medyada maçı en iyi özetleyen bir tweet var, paylaşmak isterim... “İlk yarı Şenol Güneş, maçın sonucu Şenol Güneş”...!
Luyindama’dan forvet olmaz mı?
Lider Başakşehir’i şimdilik tek kovalayan takım kaldı, o da Galatasaray... Ne var ki Cim-Bom’da gol sıkıntısı gözle görülür cinsten. Diagne’de hayal kırıklığı çeken sarı-kırmızılı ekip, ligin dibine demirleyen Akhisar’ı tek golle üstelik uzatmanın son saniyelerinde geçerken, göbeği çatladı! Çok baskılı oynamasına karşın, ürettiklerini gole çeviremediler, iki topu direkte patladı, son sözü 90+4’te Mitroglou söyledi, Aslan derin nefes aldı! Terim, golcülerden pek verim alamıyor, biliyoruz. Benim dikkatimi çeken bir oyuncu var stoper Luyindama... Adam boylu-poslu, yerinde duramıyor, duran toplara, ataklara katılıyor, sürekli golü kokluyor. Hani, bizimkisi bir öneri, acaba Luyindama forvet oynatılsa, fena mı olur? Bu oyunda herkes yer değiştirebilir, kale hariç her yerde oynar... Yanılıyorum mu acaba?
Muhalefet varsa demokrasi vardır
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, tez canlıdır, içinden ne geçiyorsa, diline yansıtır, biliyoruz. Orman, Divan Kurulu toplantısında özeleştiri yapacak kadar da açık sözlüdür. Bu işin bir yanı... Yaklaşan kongre öncesinde camiada hareketlilik var, adaylardan söz ediliyor. Her camiada muhalefet vardır, olması doğaldır. Neticede muhalefetin olduğu yerde demokrasi vardır. Efendim çok adaydan söz ediliyor, ne güzel, üstelik bu ekonomik tabloda fena mı?
Fenerbahçe’ye hayat verdiler
Derbinin kaybedeni Beşiktaş, kazananı ise Fenerbahçe’dir... Gelibolu’da Fenerbahçeli dostların ilk yarının bitimiyle televizyonu kapattıklarını biliyorum, “nasıl olsa fark yeriz” diye. Ne var ki, ikinci yarıyı izleyemeyenler gözlerine inanamadılar, özetleri seyretmek zorunda kaldılar! Fenerbahçe diken üstünde, sadece o mu, teknik kadro da hedef durumunda. Dedik ya, derbilerin havası farklıdır ki, öyle oldu. Eğer Fenerbahçe o muhteşem dönüşü gerçekleştiremeseydi, vay ki Ersun Yanal’ın haline vay! Belki, bavulunu topluyordu şu sıralarda! Devre arasındaki konuşmaları malum Yanal’ın, tehlikeyi gördü, takımı ateşledi, kadro tercihi yanlışlarından U dönüş yaptı! İşin özeti Kartal, Kanarya’ya hayat verdi, hayat... Bakalım bu dönüş, Fenerbahçe’yi ayağa kaldırır mı, tehlikeli bölgeden hızla yukarı çıkarır mı, bekleyip, göreceğiz!
Ne hakkınız var!
Sosyal medya iletişim anlamında güzeldir, yeter ki o alanları iyi kullanalım... Derbi sonrası bazı tweetlere göz attım, güzel olan var, terbiye sınırlarını zorlayanlar da! Birçoğu derbi maçındaki kadro tercihi nedeniyle Şenol Güneş’i eleştiriyor, hatta istifaya çağırıyorlar. Çağırabilirler, ama kararı yönetim ile kendisi verir arkadaşlar. Burak Yılmaz’ın 45’te attığı golden sonra tribünde ekranlara gelen baba-oğul görüntüsü uzun süre hafızalardan silinmeyecek. İlk yarının sevincini gözyaşı dökerek kutladılar, güzel bir duygu. Merak ediyorum, o sevimli çocuk maç bitiminde ne yaptı? Bu kez üzüntüden ağlamıştır sanırım. Böylesi minik bir yavruyu üzmeye ne hakkınız var, sevgili futbolcular?
Denizli ilk kez yanıldı
Mustafa Denizli’yi iyi bilir, tanırız... Hele hele öngörüleri tam isabettir... Ancaak ilk kez yanıldı Mustafa hoca... Şampiyonluk hesaplarıyla Kasımpaşa’da işbaşı yapan tecrübeli hoca şu sıralarda hayal kırıklığı yaşıyor. Zirve hesapları yapan Mustafa Denizli bir ‘bilen’ olarak sınıfta kaldı! Eee ne demiş büyüklerimiz, “Evdeki hesap, her zaman çarşıya uymaz”... Dememiz o ki, Denizli’nin güvendiği dağlara kar yağdı, bırakın zirveyi tehlike çemberinin içine daldı!