Beşiktaşlı dostları ve taraftarı anlıyorum. İç hatlardaki futbol ve alınan skorlar, onları mutsuz ediyor, farkındayız. Ne var ki, anlamadığımız bir şey var; sosyal medya kullanıcıları Sivasspor yenilgisinden sonra (tabii ki herkes değil), Şenol Güneş hocamızın istifasını istediler, bir darağacına çekmedikleri kaldı!
Ne oluyor arkadaşlar... Aklınızı ekmek-peynirle mi yediniz? “İstemezük!” dediğiniz Şenol Güneş, bu takımı iki yıl üst üstte şampiyon yaptı bu biiirrrr...
Aynı Güneş ve ekibi, Kartal’ı UEFA Kupası’nda uzun soluklu yarışta tuttu, ülkeye heyecan yaşattı bu ikiiii... Artı, Devler Ligi’nde Kartal’ı namağlup lider çıkaran ve 16 takımın arasına taşıyan kim? Güneş hoca, etti size üüüçç...
Peki, nedir sizi bu kadar isyan ettiren arkadaşlar? Tamam, Beşiktaş iç hatlarda sıkıntılı... Ancak bitmiş bir şey yok ki... Daha ligin ikinci yarısı var, unutmayın!
Liderle arada altı puanlık fark var. Merak etmeyin bu takım o farkı kapatır. Öyle bir iki yenilgi, bir iki puan kaybında isyan bayrağını çekerseniz, bu takım sezon sonunu nasıl getirir ? Evet, bazen ben de sizler gibi Kartal’ı iç hatlarda anlamakta zorlanıyorum?
Herkesin kafasında bir senaryo var, “Bunlar maç seçiyor” diye! Yahu arkadaşlar Devler Ligi’nde rakiplerine kök söktüren aynı futbolcular değil mi? İç hatlara gelince ne değişiyor? Valla bence arada öyle sanıldığı kadar büyük fark yok. Onlarca pozisyon üretiyorlar, gelin görün ki, gollerle taçlandıramıyorlar! Bu da özgüven duygusunu törpülüyor, sıkıntı bence tamamen psikolojik.
Haaa dış hatlardaki vitrin elbette büyük pazar, buna lafımız yok... Bu arkadaşların tamamı profesyonel, öyle dış-iç hat ayırımı yapacaklarını sanmıyorum, hatta inanmak istemiyorum.
Neyse, dönelim baştaki konumuza, Şenol Güneş’in de elbette sıkıntıları olabilir, ama saha içinde olduğunu sanmıyorum. Rotayı biraz dışarıya çevirmek gerekir diye düşünüyorum...
İşin özeti, Devler Ligi’nde ülkemizin taraflı-tarafsız herkesin beğenisini kazanan Güneş ve ekibi, şartlar ne olursa olsun, alkışı hak ediyor, bilesiniz eyy o negatif düşünceli sosyal medya kullanıcıları!
Dört değil beş büyük
Süper Lig’e bakıyorum, dört büyük değil, artık beş büyük takım var. Başakşehir’i görmemezlikten gelir, hakkını ona teslim etmezsek ayıp ederiz.
Abdullah Avcı ve ekibi artık büyük takımdır, o da ligimizin beş büyüğü arasındadır. Dileriz bu sayılar giderek artar, ülke futbolumuz özellikle Avrupa arenalarında çıtayı yükseltirler.
Nereye varmak istiyoruz, efendim klasmandaki sıraya göre, Abdullah Avcı, Fatih Terim, Aykut Kocaman, Şenol Güneş ilk dördü paylaşan takımlarımızın yerli hocaları... Bu tablo bana kişisel olarak gurur veriyor. Alın size Tamer Tuna... Bitmedi, yılların tecrübesi, Trabzonspor’u yeniden ayağa kaldıran, zirve yarışına sokan Rıza Çalımbay... Samet Aybaba hocamız...Hepsi birer değer ve ülke futboluna aslanlar gibi hizmet ediyorlar. Bu anlamda Süper Lig, ikinci yarıda bir anlamda yerli hocalarımızın mücadelesi şeklinde geçecek. Bu da futbolumuza, kalite getireceği gibi, renk katacak, heyecan bir kat daha artacak.
Bakalım yerli hocalarımızın arasında kim sıyrılıp, ipi göğüsleyecek? Valla kim kupayı kazanırsa kazansın, yerli hoca olarak hepsi benim gönlümün şampiyonlarıdır, gerisi detaydır.
Tecrübesi en büyük artısı
Ülkemizin değerli teknik adamlarından Fatih Terim hocamızın, yeniden Aslan Yuvası’na dönüş yapmasına sevindim.
Efendim, Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, her konuşmasında Igor Tudor’u destekledi, olabilir. Günü kurtarma politikasını izleyebilir, haklıdır. Ne var ki, sonunda başkan ve ekibi, Fatih Terim’i takımın başına getirerek, doğru bir karar vermişlerdir, kutluyoruz.
Fatih Hoca’yı kalkıp burada anlatmanın anlamı yok, bilen biliyor. Terim’in Galatasaray’daki başarıları, Aslan’ın müzesinde duruyor. Merak eden, gider, bakar, görür. Kendisine ve ekibine ikinci yarı için başarılar diliyoruz, her şey gönlünce olsun hocam.
Sokaktaki taraftar, başarıyı alkışladığı gibi, başarısızlıkta hakaret olmadığı sürece eleştiri haklarını kullanabilirler, bu onların en demokratik hakkıdır. Özellikle Milli Takımımızın başına gelen her yerli hocanın hep yanında oldum, onlara destek verdim. Yine gelsinler yine vereceğimden, kimsenin kuşkusu olmasın.
Elbette bu tip zorlu görevlerde, hatalar olacaktır, bu insanın doğasında vardır. Valla ben ‘bay mükemmel’i bulamadım, ya sizler?
Fatih Terim hocamızın böylesi bir tabloda görevi kabul etmesi cesaret gerektirir. Eeee zoru da sever, tecrübesi de en büyük artısıdır.
Cenk’in yeri dolmaz
Yönetimlere, ‘şunu alın, bunu gönderin’ demek gibi ne bir lüksümüz var, ne de mesleki kurallarımız buna izin verir. Yalnız kamuoyundaki tartışmalara, haberlere de duyarsız kalamayız. Ancak en azından yorum yapma hakkımız var.
Efendim, Cenk Tosun’un İngiltere’ye kanat çırpacağı, aylardır, yazılıp, duruluyor. Cenk Tosun, Kartal’da müthiş bir çıkış yaptı ve bir çok takımın radarına girmeyi de fazlasıyla hak ediyor. Tabii ki son kararı Beşiktaş ve Cenk Tosun verecek. Ancaak iç ve dış hatları da düşünecek olursak, gitmesi halinde Cenk Tosun, Kartal adına büyük bir kayıp olur. Yeri doldurulur mu? İşte burası tartışılır!
Amaa rakam büyük, neticede Beşiktaş, oyuncu satmadan, yeni bir oyuncu alamaz, kasa buna elverişli değil! UEFA fazla uzakta değil! Gözü sürekli üzerimizde, bizi gözetliyor!