Kötü oynarsınız, üretemezsiniz, yenilirsiniz, bunların hepsine eyvallah... Ancak, hem etkili ol, hem de oyunu sürekli rakip alana yık, onca pozisyon üret, hepsini acemice harca, üç puanı almak için çırpın, dur, olacak iş mi bu?
Eeee takımın adı Beşiktaş olursa, bunlara da hazırlıklı olacaksınız!
Aferin Görkem’e, bir gol attı, Elazığ’ın ayakta kalan ender isimlerinden birisiydi... Golüne lafımız yok, ancak Kartal’ın savunmasına söylenecek sözümüz çok... Adam paylaşımı hiç yok, hele hele konsantrasyon, sıfırın altında sıfır!
Samet hoca, ilk yarıda baktı işler sakat, genç Sinan’ı oyundan aldı, Escude’yi savunmaya, kaptan Toraman’ı ön liberoya çekti. Oyun tek kaleye dönerken, pozisyon üretimleri de üst düzeye çıktı.
İyi, hoş da, o ‘net’ pozisyonları kim gole çevirecek? Oğuzhan mı, Holosko’mu Olcay mı, yoksa Kartal’ın yıldızı Fernandes mi?
Oğuzhan yetenekli, ancak yeteneğini iyi kullandığı söylenemez. Toplarla buluşmaları iyi, pozisyona girmesi harika, iş atmaya gelince ortalarda yok! Daha iyi olmak zorunda, aksi taktirde eleştirilerden kurtulamaz haberi ola!
Sadece o mu? Holosko, bir attı, iki kaçırdı... Hele 22’de bir pozisyon var ki, inanılmaz... Neyse ki, uzatma dakikalarında şık bir gol attı, hem takımına moral verdi, hem de ayıbını örttü. Haa Olcay’ı da unutmamak gerekir. O da bu yarıda bir fırsatı kullanamazken, hocasına da saç - baş yoldurdu! Fernandes, golü kaçırsa da ona kızamıyoruz... Adam hem oyun kuruyor, asist yapıyor, tekniğiyle, arkadaşlarına nefes aldırıyor. Yani işini yapıyor, gol atarsa da, artısı. Nitekim, çok kritik bir dakika da, topu boş kaleye göndererek, olası bir iş kazasına da set çekerken, övgüyü de hak etti.
Kaptan İbrahim Toraman’a ayrı bir paragraf açalım... Kartal’ın en tecrübeli oyuncusu. Nereye koysanız orada oynuyor, hakkını da veriyor. Dün de oyuna stoper başladı, ön liberoya çekildi, duran toplarda ileri çıktı, harika bir gol attı. Gemisini kurtaran kaptandı.