Beşiktaşlı Olcay Şahan’ın Trabzonspor’a verilmesini ‘vefasızlık’ olarak nitelendirenler var, olabilir.
Evet, ‘ahde vefa’ kuşkusuz önemli bir olgudur yaşamımızda... Ne var ki, profesyonel iş hayatında bu düşüncelere pek yer yoktur. İşinizi en iyi yaptığınız sürece varsınızdır, el üstünde tutulursunuz. Aksi taktirde o kurumla vedalaşırsınız, hele hele futbolcuysanız, ayrılıklar kaçınılmazdır.
Olcay Şahan’ın Beşiktaş’taki kariyeri kuşkusuz başarılarla dolu... Anımsıyoruz, kendisine Kartal’ın ‘altın kramponu’ yakıştırması yapılıyordu. Oynadığı futbol, attığı goller ve asistleriyle Kartal’ın vazgeçilmezleri arasındaydı.
İnişli-çıkışlı performanslar futbolun doğasında var, bunu asla göz ardı edemeyiz. Ancak Olcay Şahan, sezon başından bu yana performans olarak inişe geçti, bir türlü eskiyi yakalamadığı da bir gerçek... Buna ister “yaşlılık” deyin, buna ister “doyum” deyin fark etmez, bu oyunda hep ‘üst seviyede’ olmak zorundasınız.
Şenol Güneş onu yeniden kazanma adına müthiş bir sabır gösterdi, şans da verdi, olmadı! Dememiz o ki, bir dönemlerin gerek Beşiktaş, gerekse Milli Takım’ın vazgeçilmezleri arasında yer alan Olcay Şahan’ın bu olumsuz performans grafiği doğal olarak ayrılığı da birlikte getirdi. Profesyonel iş hayatınızda geçmişteki başarılarınız bazen kurtarıcı olamıyor. Hele hele futbolda buna asla yer yoktur. Bu ayrılığı ‘vefasızlıkla’ eleştirmek, bu oyunun kurallarıyla pek de örtüşmüyor! Dileriz, Olcay, Trabzonspor’da başarılı olur, biz de onu alkışlamaya devam ederiz.
Q7, Güneş’e teşekkür etmeli
Quaresma, bizim pencerimizden bu oyuna görsellik olarak keyif katan bir krampondur. Kendine olan özgüveni, çalımları, hele hele trivela golleri, futbolseverlerin hafızalara kazılıdır. Futbol, adrenali yüksek bir oyundur. Ne var ki, şartlar ne olursa olsun, sinir sisteminize gerektiği anlarda fren koymasını bileceksiniz. Osmanlı maçında kenara alınışını eldivenlerini atarak kendince protesto eden Quaresma, hocası Şenol Güneş’e ‘Eldivenleri size atmadım, tavrım size değildi’ demiş! Kendince haklı olabilir. Oynama isteğinden doğan bir tepki olarak yorumlanabilir. Varsayalım ki, o haklı olsun. Peki, o görüntülere ne demeli? Senin kafandan geçenleri kimsenin okuma şansı yok kardeşim! Fotoğraf, tam tersini ortaya koyuyor. O maçı, o anı izleyen herkes o tepkinin direkt hocaya olduğunu görüyor.
Araya nifak sokmaya niyetimiz yok! İyisin, hoşsun ama zaman zaman duygularına teslim oluyorsun. Maç içinde gördüğün o gereksiz sarı kartı unuttun mu? Çok kritik bir maçta olduğunu ne çabuk unuttun? Ya ikinci sarıdan oyundan atılsaydın ne olacaktı? Hadi kötü oyununu bıraktık bir kenara, Güneş Hoca seni kenara alarak olası bir ikinci sarı, yani kırmızıya set çekti. Olaya bir de bu pencereden bakarsan, o eldivenlerini önüne attığın hocana bu kararından dolayı teşekkür etmelisin bizce! Quaresma’nın Güneş’ten ‘özür’ dilediğini ve olayın tatlıya bağlandığını biliyoruz. Dileriz bu son olur, dolan bardağı taşırmaz!
Güneş de bu ailenin içinde değil mi?
Fenerbahçe’nin Adanaspor’a puan kaybetmesi, ortalığı bir anda yangın yerine çevirdi! Başkan Aziz Yıldırım, TFF ve MHK’yi adeta yaylım ateşine tuttu! Maçın hakemi Serkan Çınar’ın iyi bir yönetim göstermediği doğrudur. Es geçtiği bir penaltı, çıkarmadığı bir sürü kart var, maçın skoruna etki yapmış mıdır? Olabilir. Ne var ki, Fenerbahçe’nin kendi sahasında Adanaspor’a puan kaybetmesini tamamen hakeme bağlamak ne derecede doğrudur, sayın başkan?
Sarı-lacivertli takımın kötü oyununun siz de farkındasınız, söylediniz de! Dememiz o ki, hatayı da lütfen biraz kendinizde arayın, ne dersiniz?
Hakem hatalarından yakınan tek kulüp siz değilsiniz. Alın size Osmanlı maçı... Beşiktaş’ın verilmeyen net bir penaltısına ne diyeceksiniz? Birilerinin dediği gibi ‘Beşiktaş korunuyor’, şeklindeki söylemlerin bizce aslı astarı yok! Buz gibi penaltısı verilmiyor, bu nasıl korunmaktır, merak ediyoruz? Teknik direktör Şenol Güneş’i iyi tanırız. Açık sözlüdür, yan yollara sapmaz, kalbinden ne geçiyorsa, pat diye söyler. Osmanlı maçı sonrası bir soru üzerine Güneş Hoca, “Futbolun güzelliği için herkes iyi niyetli ise hakikaten ortaya gelip, konuşalım. Medyası, oyuncuları, antrenörleri, hakemi de işin içerisinde... Ancak herkes başkalarını değiştirmesin, önce kendini değiştirsin” ifadelerini kullandı. Vallahi Güneş’in bu açıklamalarına katılmamak mümkün değil, doğruyu söylüyor.
“Güneş haklı, ama yanıt verecek makam o değil” diyenler de çoğunlukta, olabilir. Bu onların görüşü... Ne var ki, Şenol Güneş her ne kadar teknik adamsa, futbol ailesinin de bir üyesidir. Onca bilgi birikimi olan bir teknik adamın, futbolumuzla ilgili görüşlerini açık açık dile getirmesini niye yadırgıyoruz, anlamadım.