Demokrasinin temel taşlarından biri; düşüncelerinizi, özgürce, sakınmadan ortaya koyabilmektir. Ne var ki bunu kırmadan-dökmeden yapacaksınız. Doğrunun yanında, yalanın karşısında olacaksınız.
Bizim lugatımızda gazetecinin açılımı da budur. Taraf olamazsınız arkadaş! Adam almış eline sarı basın kartını, “Ben gazeteciyim” diyor, ama taraf! Doğrulara bile karşı çıkıyor, yan yollara sapma adına müthiş ter döküyor!
Öyle ekranlara çıkıp, ağacı kökünden budayamazsınız. Efendim, maşallahı var bazı arkadaşların... Yerine göre savcı, yerine göre hakim oluyorlar! Herkes işini yapacak, sınırlarını bilecek. Gazetecinin işi, kişileri istifaya çağırmak olmamalıdır.
Kişileri geçtik, o makama saygı duyacaksınız. O kişileri seçen bir kurul var, seçip-seçmeme hakkı tamamen onlara aittir. Bazı renklere gönül vermiş olabilirsiniz, buna lafımız olmaz. Ancaak bu gönül vermişlik ‘amigo’ seviyesinde olursa, bize de söz söylemek hakkı doğar.
Bunun adı gazetecilik değildir. Çıkıyor avaz avaz bağırıyor, ‘İstifa et’ diyor! O başkanın, yönetimin eksilerini, artılarını ortaya koyabilir, seviyeli bir şekilde eleştirebilirsiniz, buna kimsenin gıkı çıkmaz. Demokratik bir haktır. Gazetecilik, yorumculuk öyle sanıldığı kadar kolay iş değildir. İlkelere sadık kalacaksınız, kılı kırk yaracaksınız, en önemlisi dilinize fren koymasını bileceksiniz.
Bizim de gönlümüzde taht kurmuş renkler var... Ancak mesleğimizin ilkelerine sıkı sıkı bağlıyız, bundan da bir milim sapmamız olmaz, olamaz.
Beşiktaş’ın efsane hocalarından Gordon Milne ile olan dostluğumu bilmeyen yok. Adam üç yıl üst üstte Kartal’ı şampiyon yapmış, ulaşılması zor bir başarı elde etmiş. Anımsayın, Francesco ve Nartallo’nun transferinde yapılan ‘skandalı-yolsuzlukları’ ortaya çıkardık, Efsane Başkan Süleyman Seba ve yönetimi, Milne’nin anında ipini çekti.
Diyeceğimiz o ki, iş başka, dostluk başka... Çünkü bizler gazeteciyiz, ortada bir skandal varsa, onu ortaya çıkarmak, yayınlamak bizlerin asil görevidir.
Milne ile hâlâ dostluğumuz devam ediyor. Biliyorum ki İngiliz hocanın bu yolsuzluklarla hiçbir ilgisi yoktu, menajer kurbanı oldu! Milne gitti ancak Beşiktaş’ın da bir milyon doları kasadan çıkmadı.
Bizler sevgiyle-dostlukla asla işimizi karıştırmayız. Öyle birilerinin dediği gibi, ne ısmarlama haber, ne de yorumlar yaparız!
Üzülmez, Havutçu, İpekoğlu
Bizler çok şanslıyız... 43 yıllık gazetecilik sürecinde çok güzel insanlarla birlikte olduk. Müthiş bir saygı ve sevgi gördük. Kimseyi kırmadık, yazdığımız her doğru haberden dolayı kimse bize sırtını çevirmedi, küsmedi.
Lige üç yıl üst üste damgasını vurmuş Kartal’ın o kadrosunda yer alan tüm oyuncularla hâlâ birlikteyiz, dostluğumuz, güvenimiz ilk günkü gibi sıcaklığını koruyor. Sağolsun hepsi, arar sorar, bir araya gelir, sohbetler yaparız. Kimi teknik direktör, kimi yorumcu olarak yollarına devam ediyorlar.
Atom Karınca Rıza Çalımbay’ı anlatmaya gerek yok. Bu kadar futbolu seven bir fotoğraf bulamazsınız. Adamın hayatı futbol ve çalışma üzerine kurulu, örnek bir hocadır, candır, dosttur.
İbrahim Üzülmez’in Gençlerbirliği’nde başarıya koşması bize ayrı bir keyif veriyor.
Uzakta dostlarımız da var. Adanaspor’da Engin İpekoğlu zirveye damgasını vurdu, Süper Lig’e çıkmasına az kaldı. Adana Demirspor’da sevgili hocamız Tayfur Havutçu, o da ligi ikinci durumda bitirmenin hesapları içinde. Play-off’dan çıkma şansı da var. Ne diyelim, Allah gönüllerine göre versin.
Onlara uzağız, ama gönülden çok yakınız. Bizim kulvara bakın, takımların bir çoğunda Beşiktaş’tan yetişmiş hocaların çoğunlukta olduğunu görürüz. Doğrusu onların başarısını gördükçe, gururlanmak elde değil, helal olsun.
Bir bizim yerlilere bakıyorum, bir de şu milyonlarca dolarlar verip, ülkemize getirdiğimiz ve hayal kırıklığı yaşadığımız yabancı hocalara! Dolarları çarçur edeceğimize, rotayı yerli hocalara çevirsek, kıyamet mi kopar?
Kartal’ın zor virajı
Beşiktaş avantajlı, Fenerbahçe pes etmiyor! Futbol bu, kimin nerede takılacağı belli değil... Ne var ki kantarda Kartal ağır basıyor.
Çünkü daha iyi futbol oynuyor. Beşiktaş’ın en zor virajı bizce Akhisar maçıdır. Teknik kapasitesi yüksek takımları kötü zeminin olumsuz etkilediğini biliriz. Hele hele Beşiktaş gibi pas trafiği yüksek olan bir takımı bu tip zeminler bozar.
Diyeceğimiz o ki, lider deplasmanda rakipten çok zeminle boğuşacak! Akhisar boş takım değil tamam, ama Beşiktaş ligin lideri. Bu maçın kazanılması halinde siyah-beyazlılar şampiyonluk şansını yüzde 70’e taşır. Skor açısından uçu açık bir maç olacağı kesin. Kartal’ın, Akhisar’da şampiyonluk maçı gibi mücadele etmesi şart, aksi hayal kırıklığı olur!