Mustafa Denizli, Şenol Güneş ve Fatih Terim bu ülkenin yetiştirdiği değerlerdir... Hepsinin bir başarı hikayesi var, apoletleri bu anlamda yıldızlarla kaplıdır. Demem o ki, ortada bir emek, bir alın teri var, başarılar var, durup dururken, o başarıları hiç kimse altın tepsiyle size sunmaz.
Bu üçlü özellikle A Milli Takımımıza büyük katkı sağladılar. Avrupa’ya onlarla açıldık, Dünya üçüncüsü olduk. Tabii ki her iş alanında olduğu gibi ayrılıklar vardır, olması da doğaldır. Ancak, ayrılıkların o kişilere yakışır şekilde olması gerekir. Öyle arkadan dolanarak, yan yollara saparak olmaz!
Sıcak örnek Fatih Terim olayı... Yönetim çalışır veya çalışmaz onların bileceği iş. Ne var ki Galatasaray’ın tarihine kazınan Fatih Terim’e yapılanlar hiç de hoş değil, hatta skandal ötesidir. Keza Şenol Güneş’in ayrılığına ne demeli? Özellikle Terim ve Güneş hocamızın ayrılıklarında yaşananlar skandal ötesidir! Bu değerlere ülke olarak sahip çıkalım, onlar tarihe kazınmışlardır, yerleri de kolay, kolay dolmaz...
Galatasaray ile yolları ayrılan Fatih Terim, sosyal medya hesabından, “Galatasaray’daki ilk imzam ve son imzam” cümlesini taşıyan bir fotoğraf paylaştı... Biri oyuncu, diğeri ise teknik adam sözleşmesi. Bu paylaşımı biraz açacak olursak, Terim’in Aslan ile teknik direktörlük kariyerinin bittiğini ifade ediyor. Dönüş olur mu, olmaz mı, valla kişisel olarak hiç sanmıyorum. Geçmişte Terim çok gel-gitler yaşadı, biliyoruz. Ama bu gidiş başka gidiş!
Teknik direktörlük defterini kapattı Terim, şimdi yeni bir sayfa açmanın peşinde. Onu yakından tanıyan biri olarak, teknik adamlığı bıraktıktan sonra Galatasaray’a başkanlık hayali hep vardı, bence hiç sakıncası yok, doğal... Neticede Galatasaray’la yoğrulmuş neredeyse ömrünün yarıdan fazlası.
Kaldı ki herkes gibi, onun da bu yarışa girmesinden doğal ne olabilir, bol şanslar hocam!
Taraftar treni sallarsa koltuklardan düşersiniz
Yöneticilik zor iştir, hele hele futbolda büyük camiaları yönetmek bin kat zordur! Kurumlarında başarılı olan iş insanlarının kulüp yöneticiliğine soyundukları zaman nasıl sınıfta kaldıklarını görüyoruz, yaşıyoruz!
Örneğin Fenerbahçe Başkanı Ali Koç... Başarılı bir iş insanı, gelin görün ki, Fenerbahçe’de sıkıntılı bir süreç yaşıyor... Özellikle teknik adam konusunda ‘devamlılığı’ bir türlü sağlayamadı!
Rotayı çevirelim sıcağı sıcağına Galatasaray’a, yani Başkan Burak Elmas’a...Fatih Terim ile yolları ayırdı, hiç adını- sanını duymadığımız Domenec Torrent’i getirdi! Dünya markası olmuş Guardiola’nın yanında çalıştığını biliyoruz, hepsi o kadar. Yani çıraklık dönemini ünlü hocanın yanında geçirmiş. Fatih Terim gibi bir ustanın yerini Torrent mi dolduracak, güldürmeyin Allah aşkına!
Yönetim, “Bu sene tren kaçmış” anlayışından yola çıkmış belli! Eee kardeşim tren kaçmışsa ki öyle, o lokomotifin direksiyonunu acemi bir kaptana mı emanet edeceksiniz? Aslan Yuvası’ndan yetişen, oranın havasını suyunu bilen teknik adamların sanırsınız ki suyu çıkmış! Valla, biraz işler kötü gitsin, taraftar kaçan trene falan bakmaz, koltuklarınızı sallar, trenden düşersiniz!
Neden şaşırdın Mesut!
Mesut Özil'in futbol kumaşını tartışacak ne halimiz var, ne de zamanımız... Transferi olduğunda Fenerbahçe camiasını ayağa kaldıran Özil, maalesef oynadığı futbolla ne kendisini, ne de takımını ayağa kaldırabildi! Nedenleri malum, o konuya girmeye gerek yok. Benim asıl derdim son Antalya maçında 64.dakikada oyundan alınmasına gösterdiği garip tepki! Kararı şaşkınlıkla karşılayan Özil’in vücut dili, ‘Ne yani ben mi?’ der gibiydi!
Evet, tabii ki sen kardeşim, haaa mükemmel oynarsın da tepkinde haklı olursun, hiç iyi oynamadın kardeş, neyin tafrasıdır bu?
Galatasaraylı Alpaslan’a da bir çift sözüm var... Kötü oyuncu değil, ama stoper hiç değil!
Asıl yeri orta sahadır, bilmeyenlere de duyurulur!
Pjanic’in kalitesiyle futbolu örtüşmüyor
Nkoudou ve Pjanic’ten hangisi kantarda ağır basar? Biri ünlü, diğeri ise ehhhh! Pjanic, Barcelona’dan kiralandığı zaman ortalık ayağa kalkmıştı...
Elbette, onun oturup kumaşı saten mi, yoksa ipek mi, tartışacak halimiz yok. Adam bilinen bir yıldız, gelin görün ki oynadığı futbol maalesef kumaşıyla örtüşmüyor!
Biliyorum Beşiktaş sevdalıları bana kızacaklar, yo kızmayın ama bir gerçek var ortada. Adamın tekniğini bilmeyen yok, fakat bu özelliğini oyuna hiç yansıtmıyor. Alıyor, veriyor, riske girmiyor!
O tekniğini biraz öne çıkarsa, adam eksiltse, ofansa destek verse fena mı olur? Kaldı ki bu oyunda rakip eksiltmenin ne kadar önemli olduğunu anlatmaya da gerek yok değil mi?
“Hiçbir miras, doğruluk kadar zengin değildir...” - Shakespeare