Bilal Meşe

Bilal Meşe

bmese@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sezon başladığından bu yana bir ‘video hakem’ tartışması sürüp gidiyor. Uygulayan var, uygulamayan var. Ülkemizde henüz devreye girmedi, ne zaman gireceğini de bilemiyoruz.
Bizler, teknolojinin bu kadar futbolun içine girmesine karşıyız. Bu oyunun doğasıyla fazla oynamamakta yarar var. Aksi takdirde güzelliğini kaybeder.
Niye karşıyız? Mesela derbi... Negrado’nun ofsayt pozisyonu... Evet, devam etse buz gibi gol... Yardımcı hakem bayrağı çekiyor, orta hakem düdüğü çalıyor. Ofsayt bayrağı ve düdüğün sesini duyan Fenerbahçe kalecisi, Negrado’nun fileleri bulan vuruşunda hamle bile yapmıyor. Haklı...
Diyelim ki o maçta video hakem uygulaması olsaydı, ne olacaktı? Yani gol geçerli mi sayılacaktı? Valla sayılması halinde kızılca kıyamet kopardı o an! Çünkü ortada bir bayrak ve düdük sesi var!
Cenk Tosun’a Hasan Ali’nin sert girişi hem kırmızı, hem de penaltıydı. Ne var ki Ali Palabıyık vermedi. Diyelim ki, video hakeme gidildi, kırmızı ve penaltı kararı çıktı. O zaman orta hakem penaltı için, “Bu benim yorumum” der işin içinden sıyrılır.

Haberin Devamı

Onlar takmıyor ben takıyorum!

Biraz bizim kulvarın dışına çıkıp, sosyal yaşama yelken açalım bu hafta...
İstanbul gibi büyük kentlerde yaşayanlar, özellikle Taksim ve civarında gezenler iyi bilir. Kimsenin ekmek parasıyla oynamak gibi bir niyetimiz yok. Ancak bir motosiklet terörü var ki, yazmazsak ayıp ederiz. Neredeyse 24 saat yiyecek ve içecek taşıyan motosikletli gnereden, nasıl karşınıza çıkacağını kestiremezsiniz. Kafanızı kaldırdığınız anda, ters yola girmiş, bir motosikletli ile karşı karşıya kalırsınız! Yani onlar için kural-mural hikaye!
Yüzde sekseni kurallara uymadığı gibi kask bile takmıyorlar kask! Avrupa çıkanlar bilir, beş yaşındaki çocuk bile bisiklet kullanırken, kaskını ve dizliklerini takıyor... Biz de tam tersi... Kafamıza takmamız gereken kaskı ya evde ya da iş yerinde bırakıp trafiğe çıkıyoruz! Valla bir çoğunun ehliyeti var mı, yok mu, ondan da kuşkuluyuz.

Futbolcu hiç suçlu değil mi?

Derbi ile ilgili bir çift sözümüz var. Son iki yılın şampiyonu Beşiktaş, nereden bakarsanız bakın, ligimizin en iyi futbolunu oynayan ekip konumunda... Kartal, Devler Ligi’nde ise ülkemizi üst seviyede temsil ediyor, iki de iki yaparak yüksek uçuşuna devam ediyor.
Nereye varmak istiyoruz? Fenerbahçe, sahasında hem Beşiktaş’ı hem de, Galatasaray’ı yenmesinin temelinde sadece futbol yatmıyor! Psikolojik baskıyı koz olarak kullanıyor, gerginlik yaratma adına onların eline kimse su dökemez. İki büyük takım da bu tuzağa düşüyor!
Düşmeyeceksiniz arkadaş... Futbolunuzu oynayın, onların gazına gelmeyin! Kart enflasyonunun tavan yaptığı derbide faturanın tamamını kalkıp, orta hakeme kesersek haksızlık ederiz. Tamam, Palabıyık kötü yönetti, sonuca etki yaptı, peki sahadaki asıl aktörlerin hiç mi suçu yok? Onlar sütten çıkmış, ak kaşık değiller.

Haberin Devamı

Rakamlar hep doğru söylemez

TRTSPOR’da Serkan Yektin ve Cem Dizdar ile birlikte gerçekleştirdikleri uzun soluklu ‘Spor Manşet’ yayınını dikkatle ve severek izliyorum. Dizdar’ın futbolumuza bakışı ve farklı yaklaşımlarını beğeniyorum. Tabii ki karşı çıktıklarım da var. Serkan Yetkin’de doğruyu bulma adına müthiş bir performans ortaya koyuyor, sorguluyor, kutluyorum.
Gelelim Cem Dizdar’ın Milliyet’teki köşe yazımla ilgili yorumlarına... Valla, futbolun göreceli bir oyun olduğunu cümle alem biliyor. Yani, herkes farklı pencereden bakabilir, eyvallah. Dememiz o ki Dizdar’da haklı, biz de...
Elbette Devler Ligi’ne giriş yapan her takım güçlüdür, itirazımız yok. Ancak Porto’yu deplasmanda farklı yenen Beşiktaş’ın kalite ve tecrübesinin yok sayılmasına karşı çıktım. Elbette bu düşüncemiz Leipzig’i küçümsemek olarak algılanmasın. Çok koşabilir, çabuk kontratağa çıkabilir, topla oynama yüzdeniz lehinize de olabilir. Bu, oyunda elbette önemli faktörlerdir. Ne var ki bu özelliklerinizi gollerle taçlandıramıyorsanız ne işe yarar ki? Yani, istatistiki bilgiler, her zaman bu oyunun doğasıyla örtüşmeyebilir, biz bunu savunduk.

Haberin Devamı

Tezkan, rahat ol

Gazetemizin değerli siyasi köşe yazarlarından Mehmet Tezkan, sıkı bir Beşiktaşlıdır. Kartal’ın hiç bir maçını kaçırmaz. Geçtiğimiz günlerde Tezkan, “Kartal... Cem Papila sendromuna dikkat” başlıklı bir yorum yazmıştı. Siyasi yorumlarını okumaktan müthiş keyif aldığım Tezkan’ın geçmişteki bol kırmızı kartlı Beşiktaş-Samsunspor maçını köşesine taşıması ve bunu anımsatarak, uyarılarda bulunması bana çok ilginç geldi.
Valla Tezkan kardeş, kuşkularını anlayabiliyorum. Ama o Beşiktaş ile bugünkü Beşiktaş arasında büyük fark var, rahat ol. Kaldı ki derbide maçın skorunu sahadaki futbol değil, başka faktörler belirlediğini de unutmayalım. Önce Porto ve ardından da Leipzig’i müthiş bir futbolla yenen Kartal, Tezkan’ın ileri sürdüğü o ‘sendromun’ çok uzağındadır, bu sezon da şampiyonluğun en büyük favorisidir.