Yeni sezonun başlamasına çok az süre kaldı, doğrusu taraftarlar kadar biz de özledik futbolu. Belki tekrar olacak ama bizler uyarmadan geçmeyeceğiz. Artık kavgadan-gürültüden gına geldi, bilesiniz. Şu olumsuz tabloları artık yaşamak istemiyoruz, o güzelim oyunu farklı kulvarlara çekmeyelim ne dersiniz?
Sadece oyunu tartışalım, tribün ve saha içindeki kavgaları bir kenara bırakalım, fair-play ruhunu öne çıkaralım. Bu anlamda herkese görev düşüyor, öyle kaçmak yok! Sevgili başkanlar, teknik adamlar, futbolumuzdaki gerilimi önlemek sizlerin elinde. Lig öncesi özellikle 4 büyük kulübün başkanı bir araya gelseniz, birbirinize sarılıp, dostluk mesajları verseniz fena mı olur? Gönül ister ki tüm başkanlar kol-kola, omuz-omuza görüntü verseler... Ne de güzel olur. Hatta teknik adamlarımız, sizler de bir araya gelebilir, topluma güzel mesajlar verebilir, dostluk köprülerine büyük bir taş koyabilirsiniz.
Elbette bu oyunun saha içindeki aktörlerinin de bu anlamda sorumlulukları çok fazla. Sadece işinize odaklansanız, hakeme itirazlara, üzerlerine yürümelere, meslektaşlarınızla didişmelere bir son verseniz artık! Çok zor değil, hep birlikte yaparız, yeter ki isteyelim. Yeni sezonun tüm takımlara başarı ve de en önemlisi kalıcı dostuklar getirmesini diliyorum. Bu oyunu sevmek istiyoruz, bunu lütfen bizlerden esirgemeyin.
Haa tabi ki taraftarlara da büyük görev düşüyor. Sizler de öyle ayrı ayrı tribünlerde maç izlemekten, kavgadan, hakaretlerden bıkmadınız mı? Futbolun bir oyun olduğunu unutmayın, centilmenliği öne çıkarın, top artık sizde arkadaşlar. Bu ışığı siz yakacaksınız, adımları siz atacaksınız, siz. Tatsız ortamları yaratanları da siz kontrol edeceksiniz, engel olacaksınız, o tipleri aranızda barındırmayacaksınız!
Oğuzhan dibi gördü
Transferdeki durgunluk Beşiktaş’a gönül verenleri üzüyor, sezona umutsuz bakıyorlar! Diğer takımlarda olduğu gibi, ekonomik sıkıntı ortada arkadaşlar. Bu durgunluğun temelinde ekonomi yatıyor. Victor Ruiz, Adem Ljajic, Tyler Boyd ve Douglas’ı renklerine bağlarken, yönetim kanadı kasasını düşünüyor, saygı duymak gerekir.
Diğer yandan beni aylardır irite eden bir Oğuzhan Özyakup olayı var. Böylesi bir yetenek nasıl dibe vurur, anlamakta zorlanıyorum! Piyasa değeri son üç yılda 14 milyon eurodan 3.5 milyon euroya düşer mi, bu kadar da geriye gidilir mi, inanamıyorum! İçini okuma şansım yok, sıkıntıları nedir? Bildiğimiz gerçek, oturup düşünecek, kendisini masaya yatıracak, öz eleştirisini yapacak. Her şey ona bağlı, dileriz bu sezon onun için çıkış yılı olur. Kaldı ki Abdullah Avcı’nın da ondan beklentileri çok yüksek. Bu beklentilere yanıt vermek de senin ellerinde kardeş!
İhracat zamanı
Takım arkadaşım Celal Umut Eren, Milliyet’in vitrinini çok güzel bir araştırmayla süslemiş. 2015 yılına kadar hep futbolcu ithal ettik, bir türlü satmayı beceremedik! Sürekli aldık, aldık, kasalarımız boşaldı, ekonomik krize yelken açtık!
2015 Haziran ayında Enes Ünal’ın Manchester City’ye gidişiyle start aldık... Cenk Tosun, Ozan Kabak, Çağlar Söyüncü, Cengiz Ünder, Okay Yokuşlu, Merih Demiral, Eljif Elmas ve Yusuf Yazıcı’yla zirve yaptık. Kasalara toplamda 116 milyon euro girdi. Daha ne olsun. Ekonomik darboğazdan çıkmanın yolu bu adresten geçer arkadaşlar! Altyapılarımız tartışmalı, o alanları yetenekli profesyonellerin ellerine teslim edin, bakın orada pırıl-pırıl yeteneklerin olduğunu göreceksiniz. Tabii ki takımların bazı efsaneleri var, biliyoruz... Ne var ki kasanıza para giriyorsa ki öyle, taraftar baskısına sünger çekeceksiniz. Aksi halde kasalarınız yine tam takır kalır, UEFA ile kol-kola gezersiniz, peşinizi bırakmazlar! Teşekkürler Umut kardeşim, kalemine sağlık.
Falcao ve Diagne
Gelibolu’daki çevrem, futbolla haşır neşir, günümün büyük bir bölümünü dostlarla geçiriyorum. Yazılı ve görsel medyada gündem sürekli Galatasaray’ın Monaco’dan almaya çalıştığı Falcao... Farklı renklere gönül verenlerin dilinden düşmüyor, öyle ki “keşke bize gelse” diye iç geçiriyorlar! Valla olur mu, Falcao gelir mi, görüyoruz ki gelişmeler, girişimler hep olumlu gidiyor. Kişisel düşüncem Falcao gibi yetenekli bir oyuncuyu izlemek bana olduğu gibi, futbolseverlere de keyif verecektir. Bu işin bir yanı, ya diğeri Diagne... Adamı aldılar, pişman oldular, göndermek için çalmadık kapı bırakmıyorlar! Özellikle yabancı forvet konusunda kılı kırk yaracaksınız. Almak kolay. Göndermek mi, dünyanın en zor işidir... Hele hele alıcısı yoksa ki, öyle oynamadan parasını da takır-takır alırlar!
Yolun açık olsun Yusuf
Yusuf Yazıcı kardeşimize dokunmadan geçmek ayıp olur. Öncelikle çok yetenekli bir krampon. Artı çok da pozitif bir insan. Saha içinde Trabzonspor’a olan katkıları malum... Sadece takıma mı, bordo-mavili ekibin kasasına da 16,5 milyon euro gibi büyük para bıraktı, Lille gitti... Yeri doları mı, dolmaz mı, şimdilik soru işareti. Güle güle kardeşim, futbolun dili birdir, Lille’de ülkemizi çok iyi temsil edeceğine gönülden inanıyorum, şansın ve yolun açık olsun.