Fenerbahçe-Galatasaray derbisini geride bıraktık. Aslan makus talihini terse çeviremedi, 17 yıllık galibiyet hasretine son veremedi! Şimdi sırada Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi var, cumartesi günü. Bakalım kantarda bu kez kim ağır basacak, Kanarya mı, Kartal mı?
Derbilere dair skor öngörüsünde bulunmak zorlukların en büyüğüdür. Ancak iyi futbol ve kaliteli bir derbi izleyeceğimizden asla kuşkumuz yok.
Dick Advocaat ve ekibi son dönemde müthiş bir çıkış yakaladı, evindeki seyirci avantajı da ondan yana. Artı Beşiktaş da 11 yıldır Fenerbahçe’yi Kadıköy’de yenemiyor, bu rakamsal bir gerçek. Yani Kartal, en son 17 Nisan 2005 tarihinde rakibini 4-3 yenmeyi başardı. Üstüne üstlük kalecisiz! Cordoba, kırmızı kart gördü, yerine kaleye Pancu geçti, bir gol yedi, müthiş kurtarışlar yaptı, skoru unutmuyorum, Koray Avcı’nın füzesi neticeyi belirledi o gün.
Zaman zaman inişli çıkışlı futbol oynasa da henüz Kartal’ın bileğini bükecek bir takım çıkmadı karşısına. Şampiyonlar Ligi ve Süper Lig’de ‘yenilmez armada’ olmak kolay mıdır? Bu iki özellik, Beşiktaş’ı Fenerbahçe derbisinde farklı kılıyor. Eee bir de iyi oynarsa ki, oynamak zorunda, sarı-lacivertli ekibe ‘dur’ diyecek tek takımdır Beşiktaş.
İşte ahde vefa budur
Medyaradar röportajcısı Alev Gürsoy Cimin’i, gazeteci olarak beğeniyle izliyor ve her
Siz inşaatta mı çalışıyorsunuz?
Efendim, şu peşinden koştuğumuz oyun, yani futbolda en ufak bir başarısızlıkta ya faturayı hakemlere keseriz, ya da ‘yorgun’ kelimesine sığınırız! Hakem, hatalarına dilimiz döndüğünce yorumlarımızda değiniyoruz, eleştiriyoruz, objektif olma adına kılı kırk yarıyoruz.
Asıl teknik adamların ‘Maç trafiği nedeniyle yorgunduk’ lafları yok mu, kafama takılıyor, hatta irite ediyor. Neyin yorgunluğu arkadaş? Sezon planlaması ortada, gizlisi saklısı yok. Avrupa’ya bakın, adamlar üç günde bir maç yapıyor, kimsenin gıkı çıkmıyor, ‘yorgunduk’ kelimesinin esamesi okunmuyor? Bizde ise tam tersi, sürekli ısıtılıp ısıtılıp servise konuyor yorgunluk kelimesi! Sanırsınız arkadaşlar inşaatta çalışıyor, omuzlarında ağır yük taşıyor! Günde iki saat antrenman, Avrupa arenasında mücadele eden takımlarımız haftada üç 90 dakika oynuyor. O zaman oturacaksınız, siz de sezon planlamanızı, kadronuzu buna göre yapacaksınız.
Eee siz bunları yapmayın, sonra yan yollara saparak, başarısız sonuçları yorgunluğa bağlayın! Yooo öyle yağma yok, sakatlık olmadığı sürece o maçın fiziksel yorgunluğunu iki günde atarsınız, bunu biz değil, tıp söylüyor arkadaşlar! Onun içindir ki, şu ‘yorgunluk’ kelimesine ağzınıza fazla dolamayın!
Ha gayret Gökhan...
Gökhan İnler... 32 yaşında, 1.83 boyunda, sağ sol fark etmiyor, iki ayağını da harika