Galatasaray’a yakın değilim, ama uzak da sayılmam, çünkü gazeteciyim...
Hasan Şaş’ın istifası kafamda bir dizi soruya neden oldu. Geçmişte yaşanmışlıklar, açıklamalar, çelişkiler var, bunları ‘es’ geçemeyiz! Şaş’ın ilk istifasını anımsayın, 17 Ağustos 2019... Açıklamasında ne diyor; “Galatasarayıma, hocama, Levent kardeşime, Ümit kardeşime başarılar diliyorum. Kalbim hep sizinle, ben sevdiğime zarar vermem. Görevimden istifa ediyorum. Hakkınızı helal edin, hoşça kalın”...
Gelelim son istifasında kullandığı ifadelere; “Bugünden itibaren çok sevdiğim Galatasaray’dan kendi isteğimle ayrılmış durumdayım. Bugüne kadar bana destek veren taraftarımıza teşekkür ediyorum. Hoşça kalın...”
İki açıklamanın arasındaki farklılık beni şaşırttı... İlkinde herkes, ikincisinde ise sadece taraftar var! Şurasını iyi biliyorum ki, Fatih Terim’in haberi olmadan Florya’nın üzerinden kuş bile uçamaz! Dedik ya gazeteciyiz, telefon trafiği yaptım, araştırdım... Hasan Şaş’tan sonra yeni sezonda Ümit Davala’nın da olmayacağı konusunda güçlü veriler ve iddialar var.
Yeni sezon planlamanızda Selçuk İnan ve Albert Riera’yı yanınıza alacağınız doğru mu?
Dönelim yeniden Hasan Şaş gelişmesine; İstifa ettiğine göre sizinle arasında bir sorun var. Hayır, problem yoksa ve kendiliğinden gidiyorsa buna neden sessiz kalıyorsunuz?
Biraz filmi geriye saralım, hocamız sağlığa kavuştu, hastaneden çıktı, tüm çalışanlar dahil ekibiyle bir video konferans yaptı. Bu buluşmada sadece üç kişi yoktu; Hande Sümertaş, Hasan Şaş ve Ümit Davala... Bu tablo bir hayli ilginçti!
Alanyaspor’la yapılan kupa maçında Erol Bulut’a yönelik hareketi yüzünden Hasan Şaş iki maç ceza aldı, Fenerbahçe derbisinde sahaya çıkamadı... Buraya kadar tamam, peki neden yönetim Tahkim Kurulu’na itiraz etmedi? Etse, belki cezası bir maça inecek, bu da bir soru işareti olarak hafızalarda kaldı...
Kaldı ki yeni sezonda Hasan Şaş ile Ümit Davala’nın olmayacağı yönünde yazılı ve görsel medyada haberler çıktı. Ancak ne Abdurrahim Albayrak hariç yönetim kanadından ne de Fatih Terim’den yalanlama gelmedi! Demem o ki, Hasan Şaş’ı bu noktaya getiren geçmişte yaşanan birikimlerin olduğuna inanıyorum.
Bir iddia daha var; “Hocanın çevresini boşaltıyorlar” diyorlar... Bu iddiaya asla katılmam, çünkü Florya’da Fatih Terim var, böyle bir şeye asla izin vermez.
Şimdi Fatih Terim’e sormak isterim;
‘Evladım’ dediğiniz bu insanlar, neden birer, birer gidiyorlar? Ortada belirgin çelişkiler yumağı, yanıt bekleyen sorular var! Benim tanıdığım Fatih Terim, bu gidişlere ‘dur’ demiyorsa, mutlaka bir bildiği vardır! Haa şu da mümkün Terim yeni sezonda yeni ekiple yola devam etmek istiyor olabilir. Neticede bu karar onun sınırları içine giriyor...
Oynansın ama nasıl?
Eğri oturup, doğruyu söyleyeceğiz arkadaş. Ortada virüs denen bir bela var, hayatımızı alt-üst etti, vurmadığı ülke kalmadı.
Basketbol ve voleybol federasyonları sezonu iptal etti... Valla çok doğru bir karar, sonuna kadar katılıyorum.
Dönelim bizim kulvara... TFF Başkanı Nihat Özdemir, 12 Haziran da futbolun başlayacağını söyledi, söylemesine de açık kapı bırakmadı değil! Elbette onun da kulüplerde olduğu gibi kuşkuları yok değil... Neticede ortada bir salgın var, o tarihe kadar nasıl bir ivme kazanacak, TFF gibi bizler de merak ediyoruz.
‘Lig oynansın’ diyen de var oynanmasına karşı çıkan da. Söz konusu insan sağlıysa hiçbir gerekçe bunun önüne geçmemelidir... İtalya, İngiltere, Almanya, İspanya, Danimarka, İsveç, Yunanistan ve Norveç gibi Avrupa ülkeleri liglerini oynatma kararı aldılar... Sadece İtalya biraz çekimser, karar aşamasında. ‘Onlar karar verdi, biz niye tartışıyoruz?’ diyenler yok değil!
Dönelim iç hatlarımıza; TFF kulüplere 48 sayfalık virüse karşı alınacak önlemleri içeren dosya gönderdi. Dosyanın sayfa sayısı bile çok ciddi bir risk altında olduğumuzu gösteriyor... Peki bu şartlarda futbol nasıl oynanacak? Doğrusu ben de merak ediyorum? Birçok takımımız top başı yaptı, tamam ama Anadolu’da virüs korkusuyla antrenmanlara gelmeyen oyuncular var! Buna ne diyeceksiniz?
Bu oyun korkuyla oynanmaz, oynansa da hiç kimse o takımdan verim alamazzzz! Şu ana kadar bazı takımlarda vakalar görüldü, örneğin Beşiktaş.. Virüsün ne kadar bulaşıcı olduğunu anlatmaya gerek yok. Dememiz o ki, tamam ‘oynansın’ eyvallah, ama tarih çok erken, bu görüşlere sonuna kadar katılıyorum. Temmuz hatta Ağustos neden olmasın? Ki federasyonun senaryoları arasında bu aylar da var. Yani, federasyonun bu yerinde şikayetlere ve isteklere sessiz kalacağını düşünmüyorum.
Bayrak Erol Bulut’a
Fenerbahçe’de teknik direktör konusunda rota yeniden Erol Bulut’a döndü... Arkadaş, hem 36 milyon lira zarar var diyorsunuz, hem de dışarda yabancı hoca peşinde koşuyorsunuz! Bu ne yaman çelişkidir!..
Sanırsınız, yerlilerin suyu çıktı! Baktılar ki, yabancılar ekonomik anlamda el yakıyor, hopp yeniden iç hatlara dönüş yaptılar!
Fenerbahçe’yi izleyen meslektaşlarım, Erol Bulut’un giderek kantarda ağır bastığını söylüyorlar. Valla, Bulut gittiği takımlarda zor şartlara rağmen başarılı işler yaptı, gördük.
Tabi ki Fenerbahçe gibi büyük bir takımı taşımanın zorluğu çok farklı. Korkmayın, cesur olun, madem ki istiyorsunuz, karşı çıkan da yok Bulut’a bu bayrağı teslim edin.
Sessiz dostlarımız
Bu virüs belası yüzünden özel bir dönem yaşıyoruz... Bizler evlerimize kapandık, ama aklımız hep dışarıda...
Acaba karınları aç mı, suya gereksinimleri var mı? Evet, o sokaklardaki sessiz dostlarımızdan söz ediyoruz... Sokaklarda yaşayan ve verdiğimiz sürece doyacak olan can dostlarımızdan...
Gelibolu’daki sokak hayvanlarıyla ilgili girişimleri yakından izliyorum... Bu konuda Gelibolu Beşiktaşlılar Derneği’nin çok ciddi çalışmaları var... Yönetim boş durmuyor, her gün yenilikler üretiyor, yazmak zorunda kalıyoruz, örnek oluyorlar! Dernek, geçtiğimiz günlerde Dost Patiler Derneği’ne 200 kilo karışık mama yardımı yaptı, sokaktaki can dostlarımız aç kalmasın diye.... Hadi gel de yazma!