Hep dedik, holdingleri yönetebilirsiniz, iş hayatınızda başarılı olabilirsiniz, ne var ki Türk futbolunun lokomotif takımlarını yönetmek, asla kolay değildir, donanım ve beceri ister.
Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray ve de Trabzonspor... Taraftar kitlelerini kantara koymaya gerek yok, milyonlarcadır.
Bu kulüplerimizi yönetmek sevgi işidir, fahri bir görevdir. O koltuklara seçilenlerin sorumlulukları öyle az buz değildir. Ağzınızdan çıkacak her kelimeyi cımbızla seçeceksiniz, kendi başarısızlıkları örtme adına, farklı kulvarlara saparsanız, sonra bumerang gibi size döner!
Bizler, bazı renklere gönül versek, gazeteciyiz, taraf olamayız. Yorumlarımızda asla ‘forma’ yoktur, ‘doğrular’ vardır. Örnek, Beşiktaş - Trabzonspor maçı... Hakem Metin Kalkavan... Ne dedik, Quaresma’nın atılması gerekirdi, Kalkavan atamadı! Ne dedik, Atiba’nın hareketi penaltıydı, Kalkavan pozisyonu süzemedi! Evet, Kalkavan kötü yönetimiyle skor tabelasını etkilemiştir. Tüm bu olumsuzlukları karşın Mete Kalkavan’ın kötü niyetli olduğunu bize asla kimse söyleyemez. FIFA kokartını boşuna takmadı. İyi hakem olduğunu, hak ettiğini biliyoruz. Ancak, bildiğimiz bir gerçek var ki, o da hakeminde insan olduğunu ve hatalar yapabileceğidir. Dünyada hakem hatası olmayan bir ligi gösterebilir misiniz? Nasıl ki, futbolcular form düşüklüğü gösterebiliyorsa, hakemlerin de zaman zaman konsantre eksikliğine yenik düştüğünü görebiliyoruz. Doğaldır, tüm mesele ortada kötü niyet olmasın.
Gelelim asıl konumuza... Galatasaray Sportif AŞ Yöneticisi Levent Nazifoğlu’nun medyaya yansıyan söylemlerine...
Ne diyor Nazifoğlu: “Hakem koruması altındaki Beşiktaş ile aramızdaki puan farkı dört.” İşte burada duracaksınız! Ne demek hakem koruması altındaki Beşiktaş. Neredeyse 43 yıldır Beşiktaş’ı izlerim, hakem hatalarından onların çektiğini bir biz biliriz, bir de Allah...
Yıl 1986, 21 Eylül... Ankaragücü - Beşiktaş maçı... Orta hakem Ahmet Akçay... Maç 1-0 Ankaragücü’nün galibiyetiyle noktalandı... Golü kim mi attı? Orta hakem Ahmet Akçay! Bilerek mi yaptı, elbette hayır. Dememiz o ki, ortada hakem hatası varsa, bunlardan en çok canı yanan Beşiktaş’tır arkadaş.
Sayın Levent Nazifoğlu... Sorumluluklarınız var. Öyle kalkıp, yan yollara sapmanın ne anlamı var Allah aşkına! Ne oldu, fitili ateşlediniz, ortalık bir anda yangın yerine döndü, karşılıklı açıklamalar gırla gidiyor! Sporun dostluk ve barış köprüsü olduğunu asla unutmayalım.
‘10 Numara’ ve kaptanlık bandı
Olayları sorgulamak ve doğruyu bulmak bizim asıl işimiz, hatta görevimiz... Ancak Arda Turan’ın yeniden dönüşü sonrasında kafama takılan birkaç soru var, kamuoyuyla paylaşmak istiyorum. Hırvatistan, Ukrayna ve İzlanda maçlarında ‘10’ numaralı formayı kim giydi Hakan Çalhanoğlu. Peki, kaptanlık bandı kimin kolundaydı Mehmet Topal...
Şimdi, o ‘10’ numaralı forma, Çalhanoğlu’ndan alınıp, oynarsa yeniden Arda’ya mı verilecek bu biir? Kaptanlık bandı Mehmet Topal’dan alınıp, yine oynarsa Arda mı takacak? Bu da ikiii... Kişisel olarak doğru yanıtını biz bulamadık, Kosova maçında bu soruların karşılığını göreceğiz.
Kırmadan dökmeden
Barcelona’daki temsilcimiz Arda Turan yeniden Milli Takım kadrosuna alındı. “Neden alınmadı, şimdi niye alındı?” tartışmalarına girecek halimiz yok. Ne var ki, bu konuda bir-iki kelam etmesek yanlış yaparız. Antalya’da başlayan ve Fransa’da devam eden, tartışmaların, olayların neler olduğunu herkes biliyor, anımsatmaya da gerek yok. Maalesef kol kırılıp, yen içinde kalmadı, her şey ortalığa saçıldı.
Kafamıza takılan, onca yaşanmışlık, onca söylemler, buhar olup uçtu mu? Ne değişti? Bildiğimiz bir gerçek var ki, bu işin tadının tuzunun kaçtığıdır. Kadroda yoktu, her kafadan bir ses çıkmadı mı, insanlar hedef tahtasına döndürülmedi mi? Kadroya alındı, ‘’Vay sen misin alan”, tartışmaları gırla gidiyor, pek de biteceğe benzemiyor.
Arda Turan’ı bırakalım, Volkan Demirel’in açıklamalarını dikkatle izledim, bana çok ilginç geldi. Ay-Yıldızlı ekipte son günlerde yaşananları müthiş özetlemiş, kırmadan-dökmeden:
“Belki tweet atmıyorumdur. Birilerini aramıyorumdur. Lobim yoktur.”
Volkan Demirel’i severseniz veya sevmezsiniz. Ne var ki Akhisar maçından sonra Milli Takım’la ilgili söylemleri günümüzü harika özetliyor, fazla söze gerek var mı?