Yönetime... Tayfur Havutçu'ya güvenmeniz ve onunla yola devam etmeniz alkışlanacak bir karardır. Havutçu, duruşuyla, bilgi-birikimiyle, kültürüyle, hem sizleri, hem de camiayı asla mahcup etmeyecektir. Havutçu'nun fazlası var, eksiği yok. Altyapısı da sağlam, adam gibi adamdır. Bu apoletin hakkını vereceğinden bir milim kuşkunuz olmasın.
Taraftara... Onun içimizden biri olduğunu asla unutmayın. Tribün desteğinin başarının temel taşını oluşturduğunu kim yadsıyabilir? Ona sahip çıkmak, sizlerin asli görevidir. Onun desteğe, sabıra, biraz da krediye gereksinimi var. Bu unsurların adresi de sizlersiniz.
Taş yerinde ağırdır. Örnek mi, Fernandes... Önce kupa, dün de Eskişehir maçı... Tayfur Hoca, Fernandes'i asıl yerine yani ön liberoya çekti. Hem kupada, hem de dün iyi oynadı. İki ayağına da hakim, ileri çıkarak asist yapıyor, gol atıyor. Schuster'in kulakları çınlasın! Adamı kenara itti, futboldan soğuttu, bunalıma soktu, Tayfur Hoca ile yeniden hayata döndü.
Yorgun adaleler
Eskişehir, prestij maçıydı Kartal adına. Düşünün kupa kazanılmış, adaleler yorgun... Buna karşın Beşiktaş işini ciddiye aldı, geriye düştü, ama kazanma arzusunu tribün coşkusuyla birleştirtirdi, sahasındaki son maçını üç puanla kapatırken, taraftarının da gönlünü ve alkışını aldı. Bizler de Quaresma'nın şovuyla, keyifli bir maç izledik.
Tayfur Havutçu; Atınç, Rıdvan, Onur ve Tevfik gibi gençleri almış. Bu gençlerin içinden bir ya da iki tane Necip gibi gelecek vaat eden isim çıkarırsa ki, çıkarır, Beşiktaş adına büyük kazanç olur. Havutçu diğer meslektaşları gibi altyapıya sırtını asla dönmez. Yıldız adayı varsa, bulup, çıkaracağından adım gibi eminim.