Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’ı taa gençlik yıllarından tanırım. Çalışkandır, tez canlıdır, iş bitiricidir, lafını sakınmaz, içinden geçeni söyler. Divan toplantısında ‘amele gibi çalıştım’ lafı, abartı değil, doğrudur. Ne zaman yolum inşaata düşse, başkan Orman hep oradaydı. Baretiyle çalışanlara eşlik ettiğini gözlerimle gördüm. Benzetme yerindeyse, başkan orada yattı, orada kalktı. Bir yanda modern bir stat, diğer yanda zor şartlar altında elde edilen şampiyonluk... Vallahi, eğri oturacağız, doğruyu söyleyeceğiz. Başkan Orman ve ekibi büyük işlere imza attı, övgüyü de, alkışı da fazlasıyla hak etti. Teknik direktör Şenol Güneş ve ekibi de asla boş durmadı, onca zorluğu bir bir aşarak, ipi göğüsledi. Hem yönetim, hem takım müthiş bir başarıya imza attılar, helal olsun onlara.
Efendim, öyle para-pul işlerinden anlamam... Cebimdeki parayı saymayı bile beceremem! Diyeceğimiz o ki, kalkıp kulübün borçlarıyla ilgili ahkam hiç ama hiç kesemem. Bir süredir bu para-pul işleri tartışılıyor Beşiktaş’ta... Tatsızlıklar olmuyor değil. Ne var ki, pazar günü yapılan Divan Kurulu’nda izlediğim kadarıyla ‘birlik-beraberlik’ çağrıları öne çıktı, hoşuma gitti. Neticede söz konusu Beşiktaş’ın menfaatleri ise ki öyle, o zaman kavgaları bir kenara itmekte yarar var. Borç odur, budur, kim haklı, kim haksız bilemem. Denetleme Kurulu’nun açıkladığı rakam 1.5 milyar lira, adı üstünde ‘denetleme’, raporlar da ortada iken, yoruma ne hacet var?
Duyuyoruz ki, Denetleme Kurulu, borçlar konusunda düşüncelerini ortaya koyan Divan Başkanı Yalçın Karadeniz’i disiplin kuruluna verilmesini önermiş yönetim kanadına. Arkadaşlar, bizler kimsenin avukatı değiliz ama neticede disipline vermek istediğiniz Karadeniz... Herkes kadar iyi Beşiktaşlıdır, artı divan başkanıdır. Haa yönetim disiplin kurulunun bu isteğine nasıl yanıt verir bilemiyoruz. Bildiğimiz tek şey, Karadeniz, Denetleme Kurulu’nun raporları doğrultusunda borçlarla ilgili söylemlerde bulunmuştur.
Dememiz o ki, birlik ve beraberlik çağrılarının üst seviyeye çıktığı şu günlerde Karadeniz’in disiplin kuruluna sevkedilme düşüncesi hoş bir olay değildir. Başkan ve yönetim böyle bir uygulamaya gideceğine de asla inanmıyorum.
Yasin Öztekin Çil ve Dindar
Özellikle futbol, ‘adrenali’ yüksek bir oyun olduğunu iyi biliriz. Her futbolcu oynamak ve sahada kalmak ister. Bu oyunun doğasında var. Alın size Adanaspor - Galatasaray maçı... Riekerink, Yasin Öztekin’i oyundan aldı, kıyamet koptu. Kadro dışı bırakıldı, astronomik parasal ceza kapıda!
Yasin Öztekin’in oynama hırsına lafımız yok. Ne var ki, öfkesine yenik düştü maalesef... Oyundan alındıktan sonra, formasını atması, sağı-solu tekmelemesini müthiş yadırgadık, bu tavrı profesyonellikle asla örtüşmüyor. Artı, oyunda kaldığı süreçte etkili olduğu da tartışılır bizce...
Bu değişim bir teknik adam kararı... Yanlış veya doğru, bırakalım o kararı Riekerink versin. O fırlattığın forma senin ekmek paran... Ona saygılı olacaksın kardeşim! ‘Öfkeyle oturan, zararla kalkar’ deyimini bilmiyorsan, biz sana hatırlatalım.
Galatasaray bir kurumdur, bu tip köklü kurumlarda hiç bir insan vazgeçilmez değildir, kulağına küpe olsun. Bir de madalyonun tersi var. Velev ki Riekerink sana haksızlık yaptı, peki yerine giren arkadaşın da bu takımın bir parçası değil mi? Kaldı ki formalar kimsenin tapulu malı değildir, bizden anımsatması!
Yasin Öztekin’den söz ederken, iki olayı da unutmak olmaz. Birincisi, olayı kare kare fotoğraflayan Doğan Çil, diğeri ise olayı bir gün sonra adım adım takip edip kadro dışı bırakma haberini yapan Nevzat Dindar... İki değerli meslektaşım da son dönemde az görülen, gazetecilikte “atlatma” diye tabir edilen başarıyla bizi gururlandırdı. İkisiyle de aynı çatı altında olmaktan onur duyuyorum.
Çiçek’leri uğurladık
Hafta içinde yine sevdiklerimizi uğurladık. Önce Nail Güreli ağabeyimizi, ardından da Sinema Sevenler Derneği ‘Çiçek Bar’ın kurucularından Azmi Yılmaz’ı... Nail Güreli ağabeyimizi anlatmaya gerek yok, tepeden tırnağa gazeteciydi, adam gibi adamdı. Sevgili dostumuz Azmi Yılmaz ile otuz yılımızı birlikte geçirdik, tatlı anılarımız var. Levent Camii’ndeki cenaze töreninde tüm ‘çiçek dostlarını’ bir araya getirdi Azmi ağabey... Sanatçı ve gazeteci dostuydu. Güreli ve Yılmaz ağabeylerin mekanı cennet olsun, ışıklar içinde uyusunlar. Sizleri asla unutmayacağız.