Yazılı ve görsel medya dünyanın her yerinde aynıdır. Avrupa’nın bir çok ülkesinde de hayali haberler yazılıyor, çiziliyor. Dememiz o ki, sütten çıkmış ak kaşık değiller!
Nereye varmak istiyoruz? La Gazzetta Dello Sport, İtalya’nın ünlü spor gazetelerindendir. Gazetenin başyazarı Luca Calami, Fatih Terim’in de yakın arkadaşı, kutlamalar sonrası grupça yemeğe çıkmışlar İtalya’da... Tamamen sohbet havasında geçmiş yemek... Ne var ki, Terim’in Roma ile ilgili sözleri gazeteye Calami tarafından yanlış aktarılmış.
Masada oturan yakın dostumun sözleri benim için senettir, yalanı-dolanı asla olmaz. Terim’in Roma ile ilgili sözleri tamamen İtalya Ligi ile ilgili, UEFA’yla yakından uzaktan ilişkisi yok. Ünlü hocamızın, sohbet sırasında “Roma inşallah Juventus ile aradaki puan farkını kapatır, mutlu sona ulaşır. Biz de Roma-Juventus maçına gelir izleriz” ifadelerini kullanmış. Kaldı ki, Roma’nın Lyon’a deplasmanda 4-2 yenildiğini cümle alem biliyor, Fatih Terim bu skoru ıskalaması söz konusu olabilir mi?
La Gazzetta Dello Sport ise Terim’in, İtalya Ligi’ne dönük sözlerini, “Roma, UEFA’da şampiyon olur” şeklinde çarpıtılarak vermiş. Vay sen misin bunu söyleyen! Yazılı, görsel ve sosyal medya adeta yangın yerine dönmüş, ellerinden gelse Terim’i ipe çekecekler.
Ya arkadaşlar ayıptır, günahtır. Bir gazetenin “yalanı” üzerinden yargısız infaz yapmaya ne hakkınız var?
Galatasaray’a altı şampiyonluk kazandıran, UEFA gibi erişilmesi güç kupayı müzesine taşıyan Terim’i elin oğlu İtalyanlar el üstünde tutuyor, biz yerin dibine sokmaya çalışıyoruz.
Düşünün, Fiorentina 2000-2001 yılları arasında görev yapmış hocamıza müthiş bir vefa örneği gösteriyor, 90. yıl kutlamalarına çağırıyor, ödülle onurlandırıyor, biz tam tersini yapıyoruz,
Terim’in avukatı değilim, gerekirse de olmaktan keyif alırım. Onu acımasızca eleştirenler, rakamsal gerçekleri yani omuzunda taşıdığı yıldızlara baksınlar önce... Kaç tane Fatih Terim var bu ülkede? Mustafa Denizli, Şenol Güneş, Abdullah Avcı, Rıza Çalımbay, Sergen Yalçın, Ersun Yanal, hangisini saysak, hepsi bizim yerli markalarımız... Onlara sahip çıkmak bizlerin olduğu kadar sizlerin de asli görevidir.
Kaldı ki La Gazzetta Dello Sport, önceki akşam resmi internet sitesinde bu haberi düzeltmek zorunda kaldığını da hatırlatalım.
Elenmesi sürpriz olur
Lig lideri ve UEFA’daki tek temsilcimiz Beşiktaş, bu akşam Arena Stadı’nda bu anlamda çok ciddi bir maça çıkacak. Yunanistan temsilcisi Olympiyakos, benim kantarımda valla hiç de ağır basmıyor! Elbette bu oyunda rakibi hafife almak başınıza işler açar. Ama, UEFA ‘da ilk sekize kalma maçında Beşiktaş, ayağını yere sağlam basacaktır ve yoluna devam edecektir. Olympiakos karşısında elenmesi sürprizlerin en büyüğü olur.
Arena’da her maçını neredeyse kapalı gişe oynayan Kartal’ın taraftar bütünlüğü itici güç olacaktır. Destek bu oyunda çok önemli... Ama destek verirken, lütfen takım üzerinde de baskı yaratmayın. Dozunu iyi ayarlamak şart. Ne dersiniz sevgili taraftarlar?
Ancak kuşkularımız elbette yok değil... Örneğin savunmanın sigortası Marcelo’nun olmayışı, bu blokta sıkıntı yaratabilir. Şenol Güneş, Mitroviç’e şans verecektir. Çünkü eldeki tek alternatif şimdilik o gözüküyor.
Beşiktaş’ta maalesef bu stoper sıkıntısı adeta kronikleşmiş. O bölgeye nokta atışı bir transfer yapılamadı uzun süre... Yani hâlâ Sivok’un yeri doldurulamadı! Gökhan Keskin kardeşimizin Avrupa’da arayışları sürüyor. Eee elinizin altındaki Sivok’la yollarınızı ayırırsanız, olacağı da budur. Şartlar ne olursa savunmanın göbeğine yeni bir oyuncu şarttır. Tren şimdilik kaçtı, transfer sezonu kapandı, en azından yeni sezonda Marcelo’nun yükünü hafifletecek iyi bir partneri bulun; hem sizler, hem de tribünler huzura kavuşsun.
Bir Talisca olayı var... Kumaşını tartışmıyoruz. Ne var ki, 10 numara pozisyonunda oynuyor, ya da oynamaya çalışıyor. Oyun kurma, arkadaşlarına pozisyon üretme adına bir şeyler yaptığını da söylemek çok zor! Arkadaş bırakın pas vermeyi, kaleyi gördüğü anda sürekli şut atıyor. İyi hoş da bir de pas ver kardeş! Bir iki gol attı ya uzaktan alışkanlık haline gelmiş! Eee her zaman papaz pilav yemez!
Başakşehir gerçeği
Süper Lig’in zirvesinde taşlar giderek yerine oturuyor. Yani Galatasaray ve Fenerbahçe, Beşiktaş ile Başakşehir’i kalan haftalarda yakalamanın hesabı içindeler. İkisinin de işi kolay değil. Puan farkı var, var olmasına da, kapanmayacak gibi değil.
Nereye varmak istiyoruz? Galatasaray ve Fenerbahçe hesap yapadursunlar, Başakşehir gerçeği var ortada arkadaşlar. Görünen köy kılavuz istemez.
Beşiktaş ve Başakşehir zirvenin en büyük ortağıdır. Haaa favori Beşiktaş gibi gözüküyor olabilir. Çünkü tecrübeli ve de iyi bir kadrosu var, bir adım önde... Ne var ki Abdullah Avcı ve Başakşehir gerçeğini görmemezlikten gelmek, onları yok saymak bu oyunun felsefesine aykırıdır.
Sezon başından bu yana Başakşehir, oynadığı futbolla beğeni topluyor, bulunduğu konumda öyle şansla mansla ifade edilmez, orayı hak ediyorlar.
Başakşehir’in hocası sevgili Abdullah Avcı kardeşimiz, Türk hocalarının yüz akıdır. Mütevazı kişiliği, saygısı, söylemleriyle, oynattığı futbolla örnektir. İşte bizlerin yıllardır yerli hoca savunmamız bundandır.