Kagawa Beşiktaş’a geldiği günden bu yana efendim Ljajic ile birlikte yan yana oynar mı, oynamaz mı? Valla niye oynamasın ki kardeşim, futbolcuysa kale hariç her yerde oynar. Baksanıza Medel, adam hızır gibi, Güneş hoca onu dama taşı gibi kullanıyor, Adriano sakatlandı, Caner yok, hop stoperden sol beke, sürgün gibi, ordan oraya!
***
Göztepe’nin ligdeki konumu malum, düşme potasının yakınlarında... Ev sahibi takımın, “ne koparırsam kârdır” düşüncesiyle çıktı sahaya. İlk yarı boyunca, oynamaktan çok, oynatmamaya hedeflenmiş, orta sahayı geçilmez kıldılar, başarılı da oldular, fena pozisyon üretmediler de değil. Bunların temelinde de ofansa çıkışlarda savunma güvenliğini unutan, tehlikelere davetiye çıkaran siyah-beyazlılar idi!
***
Rakibin bu anlayışı Kartal’ın hızını kesti, cezaalanına girmeye, pozisyon üretmeye hasret kaldılar! Hadi Caner yok, Adriano sakatlandı, kanatlardan ortaları arayın ki bulasınız! Hadi ortaları unuttuk, yahu kardeşim Burak Yılmaz’ın koşu yoluna derinlemesine paslar atacak oyuncuyu da mumla aradık! Tamam, bu süreçte topla oynama yüzdesi Kartal’ın yanında, üretime yansımıyorsa neye yarar ki? Sadece korner ve duran toplarda siyah-beyazlı futbolcuları on sekiz içinde görebildik, hepsi o kadar!
***
Bu oyunda öyle hamleler yaparsınız ki, tüm olumsuzluklar ortadan bir anda kalkar. Güneş hoca, Necip’i oyundan aldı, yerine Lens’i sürdü. Nitekim ikinci yarının hemen başlarında Ljajic, Quaresma’yı kaçırdı, Portekizli yıldız ceza alanına kesti, Burak, yükseldi, kafayı çaktı. İşte Burak’ın farkındalığı da burada yatıyor, adrese top atın, gerisini ona bırakın.
Burak’ın golü, Göztepe’yi ofansif oyuna iterken, maça biraz heyecan, biraz da kalite getirdi. Neyse ki, zorlu deplasmanda Kartal, sakata gelmedi, Burak’ın tek golüyle üç puana kanat çırptı. Valla Vida savunmada tornavida gibiydi, mükemmel oynadı, orta sahada ise Atiba, basmadık yer bırakmadı. Quaresma zor günlerin adamıdır, bilmem antalabildik mi?