Almanya’daki kampın başladığı günden bu yana kendimi zor tutuyorum! Yooo artık bıçak kemiğe dayandı, arkadaşlar! Slovenya maçından sonra gördüğüm tablodan utandım! Ey millet hani spor kardeşlikti, dostluktu. Biz tribünlere Fair - Play’i yeniden getirmek için uğraşıp duruyoruz, gırtlak patlatıyoruz, ama nafile! Değişmez arkadaş, değişmez!
Avcı’nın ya da futbolcuların avukatı değilim. Adam size milli takımın kapılarını sonuna kadar açtı, fotoğraf çektirdiniz, imza aldınız, hatta işi öyle boyuta götürdünüz ki, neredeyse oyuncuların odalarına girmediğiniz kaldı. Yani Milli Takım’ı sizden kaçırmadı, onlarla ‘hasret’ gidermeniz için herşey yapıldı.
Ya siz ne yaptınız?
Slovenya maçından sonra kafileyi küfür - kafirle uğurladınız, aferin size!
Bu mu taraftarlık, bu mu Milli Takım sevgisi?
Tabi ki, her kötü oyunda, her kötü sonuçta demokratik hakkınızı, yani tepkinizi, protestonuzu ortaya koyabilirsiniz.
Buna eyvallah...
Ama kalkıp Avcı’ya Bekir’e, ya da Caner’e hiç kimsenin küfür etmeye hakkı yoktur... Avcı’nın da istifasını isteyebilirsiniz, futbolcuları kötü oyun ve neticeden dolayı yuhlayabilirsiniz.
Ama adamın ve de futbolcuların gözüne baka baka küfür edemezsiniz. Bu hakkı size kimse vermez. Bakın Avrupalı futbolseverlere, biraz onlardan örnek alın ne olur!
Kusura bakmayın, ama yıllardır ne zaman yurt dışına çıksak, hep böyle olumsuzluklarla karşılaşıyoruz... Slovenya maçından sonra bir bayan genç taraftarın Avcı’ya gırtlağını patlatırcasına ‘hakaret’ etmesini, hayretle izledim, şaşırdım. Bu küfürbazlardan sadece birisi... Onun gibi çok var. Oyunculara sevgiyle yaklaşanlardan özür diliyorum, ama diğerlerini lanetliyorum.
Bunu nasıl mı aşarız?
Yanıtı gayet açık...
Milli Takım’ı böylesi ortamlardan uzakta tutmakta sanırım kesin çözümdür..