Hiç kimse, branşı ne olursa olsun, “Bindiği dalı kesmez.” Hele hele futbolda bu deyim çok geçerlidir, her zaman da kullanırız.Tabi ki sözüm, Beşiktaş’ın hocası Valerian İsmael için de geçerlidir. Kaldı ki futbol göreceli bir oyundur, herkes farklı pencereden bakabilir, yorumlar yapabilir, kimsenin kızmaya hakkı yoktur. Ancak, eleştirirken, gerçekleri bir kenara iter, ağacı da kökünden sökmeye kalkışırsak, işte bu olmaz. Bu eleştiri değil, yan yollara sapmaktır, art niyettir bence!
BASKI ALTINDA
Görüyoruz ki, Valerian Ismael, yazılı, görsel ve sosyal medyada adeta yaylım ateşi altında... Her maça baskı altında çıkıyor. Neticede insanız, etten-kemikten oluşuyoruz, duygularımız var, etkilenmemek mümkün değil. Demem o ki, Valerian Ismael’in her maçta konumu sorgulanıyor. Hadi bu bir tarafa, Trabzonspor maçında taraftarların ‘istifa’ tepkisini anlamak da zorlanıyorum.
Sakın yanlış anlaşılmasın, kişisel olarak Ismael’in avukatı değilim. Kaldı ki zaman zaman bende eleştiriyorum. Ancak bir gazeteci olarak, “onu gönderin”, “bunu getirin” demek gazetecilik ilkelerine aykırıdır.
SERGEN YALÇIN HAKLI
Sergen Yalçın’la diyaloğumuz taa eskilere dayanır. Altyapıdan, üst yapıya, teknik direktörlüğünden bu yana hız kesmeden devam ediyor. Kendisiyle sohbet ettik, bir bölümü de gazetemiz de yayınlandı. Konuşmasında, “Karalar bağlamaya gerek yok, herkes hedefte, kopma yok” gibisine bir cümle kullandı.Valla yerden göğe kadar haklı Sergen Hoca... Ne Sergen Hoca ne de ben; bunu puan cetvelindeki rakamlar ortaya koyuyor. Zirveye bakın; ya bir puan, ya da iki puan fark var. Kusura bakmayın, bu köprünün altından daha çok sular akacak. Elbette şampiyonluğa oynuyorsanız ki öyle, zirvenin ortaklarını yenmek zorundasın.
ELİ-KOLU BAĞLIDIR!
Dönelim Valerian Ismael’e... Kadro tercihleri, oyun kurgusu, oyuncu hamleleri en çok eleştirilen yanı... Oyuncu hamlelerinde Ismael’in zaman zaman ‘rötar’ yaptığını gözlemliyoruz, eleştirilerde bu konuda yoğunlaşıyor.O zaman yukarıdaki deyimden hareket edersek, ne yani Ismael, bindiği dalı mı kesiyor? Belki görüntü böyle, ama hiç sanmam, bu işten ekmek yiyor. Bile bile ‘lades’ der mi? Demez herhalde!
Gelelim işin asıl püf noktasına... Masuaku çok yetenekli, çok çabuk ve nokta atışı bir transfer, aksini iddia eden var mı? Trezeuget’e “al at” dedi! Şimdi Ismael buna ne yapsın? Sahaya girip, gole mi engel olsun? Bu birrr...
İkiii; Gomez’in attığı kafa golünde stoperler nerede? Adam çıkıyor, en rahat golünü atıyor. Hadi stoperler hatalı, ya kaleci Ersin’e ne demeli? Boylu - poslu 1.95’lik cüssesiyle, çıkıp o topu alamaz mı? Alır. Sanırsınız o çizgiye çivilemişler! Ismael mi kaleye geçsin?
Haa şunu söyleyebiliriz, Mert hazırsa, niye kalede o yok? Bu bir görüştür, eleştiridir, buna kimsenin gıkı çıkmaz. Bireysel hatalarda teknik direktörün eli-kolu bağlıdır. Kement atacak hali yok ya, bunu bilir, bunu söylerim!
DESTEK YOK, KÖSTEK VAR
Gelelim, sosyal medyada dolaşan Dele Alli meselesine... Efendim, diyorlar ki, sakat olmadığı süresince sözleşmesi gereği ‘oynar’...! Yuhhh ki, yuhhh! Yahuuu arkadaş böyle bir anlaşma olabilir mi? Araştırdım, kulüp de açıkladı, kesinlikle koca bir, ‘yalan’! Artı, gerek Dele Alli, gerekse Redmond teknik kapasiteleri bir hayli yüksek, ayaklarına çok hakimler. Ne biz, ne de hoca Souza’nın bu kadar etkisiz olacağını önceden tahmin edebilir miydi? Aslaaa!
İşin özeti, oyuncu tercihi tamam, oyuncu hamleleri tamam, geç kalıyor buna da eyvallah, ama el insaf, biraz sabır gösterilse fena mı olur?
Destek vermiyorsunuz, bari ‘köstek’ olmayın, tünelin ucu çok uzak, bilesiniz. Şöyle bir yakınlaşsın, tabloyu görelim, o zaman Ismael’i kantara çıkaralım, ne dersiniz?
KULAKLARINI TIKA...
Bir çift sözümüz de Valerian Ismael’e... Tribünlere ya da eleştirilere takılırsan, şaşırırsın. Elin - ayağın dolaşır, hatalara davetiye çıkarırsın. Kaldı ki Başkan Ahmet Nur Çebi, her fırsatta sana destek oluyor. Tribünlere kulaklarını tıka, işine odaklan. Un var, yağ var, şeker var, yönetim, taraftar ve camia, senden de iyi bir yemek bekliyor, bilesin!
GÜZEL SÖZLER
"Gittin mi büyük gideceksin! Ayrılık bile gurur duyacak seninle"