Biz mi farklı bir derbi izledik, yoksa Igor Tudor mu?
Önyargıyı pek sevmem ama bizim kulvarda bazı fotoğraflar var es geçemiyorum, elimde değil... Derbide asla adına yakışır bir oyun olmadığını cümle-alem biliyor, ne var ki Tudor efendi ayrı telden çalıyor! Maçtan sonra futbolcularına övgüler yağdıran Tudor, “Gurur duyuyorum” cümlesini kurmuş. Sevsinler senin gibi hocayı! Sanırsınız ki Aslan sayısız fırsatlar üretmiş, atamamış! Hadi oradan... Efendim istatistiksel bilgilerde, topla oynama yüzdesinde Aslan kantarda ağır basıyor, doğrudur. Ne var ki, bunu üretime yansıtamıyorsanız, neye yarar Allah aşkına?
Peki madem ki Tudor bu istatistiklere sığınıyor, o zaman biz de bir örnek verelim. Riekerink varken Cim-Bom’un Beşiktaş ile arasındaki puan farkı beş idi. Igor Tudor’la fark 15 puana çıktı, buna ne diyeceksiniz? Eee köprüyü geçerken, at değiştirirseniz olacağı da budur.
Aslan’ın konumuna farklı bir pencereden yaklaşmakta yarar var. Her büyük takım sıkıntılı sezonlar geçirebilir, bu oyunun doğasında var. Dememiz o ki, ortalığı yangın yerine çevirmek pek de doğru bir düşünce değildir bizce. Taraftar da sorumluluktan kaçıyor. Derbideki tribün doluluğunu hangi maçta gördük? Böylesi kötü günlerde takıma sahip çıkmak ve yönetim kanadına da kredi vermek şarttır, biz bunu bilir, bunu söyleriz!
Öyle ‘yönetim istifa’ diye bağırmak çözüm yolu değildir. Yeni sezona odaklanmakta yarar var, sevgili taraftar... Yapıcı eleştiriler yönetime de mutlaka yol gösterici olacaktır, biraz sabır arkadaşlar sabır!
Kıssadan hisse
Süper Lig’in ikinci yarıda Beşiktaş’tan sonra en iyi çıkış yakalayan tartışmasız Trabzonspor’dur. Sezon başında kadroda sıkıntılı günler yaşadığını da göz ardı etmemek gerekir. Nitekim, bordo-mavili ekibin tecrübeli hocası Ersun Yanal, ara transferde savunmanın sağına Pereira, soluna Mas, ofansa ise Rodallega ile Olcay’ı alarak, güçlü bir takım oluşturdu. Bu takviye görüyoruz ki Trabzonspor’u zirve uzak olmasına karşın klasmana soktu.
Kuşkusuz bu ekibin oluşmasında başkan Muharrem Usta ve yöneticilerin müthiş katkısı yok değil. Ligin ilk yarısında Yanal’a yapılan eleştirilere kalkan oldu, tecrübeli hocanın arkasında durdu, taviz vermeden bugünkü başarılı Trabzonspor’u kol kola yarattı. Alkışı da hak ettiler. Ne dersiniz sevgili Galatasaraylı yöneticiler? Kıssadan hisse!
Babacan olamadı
Çaykur Rizespor-Başakşehir maçından sonra çıkan olayların üzerine yorum yapmak hiç içimden gelmiyor. Her şey ortada, ayan-beyan, kim haklı, kim suçlu kamuoyu iyi biliyor. Artı, ne hakimiz, ne de savcıyız; gazeteciyiz.
Ne var ki bu olaylarla ilgili bir iki kelam etmeden geçemeyeceğim. Olayları kişilere indirgemek, didik didik etmenin şu an itibarıyla anlamı yok. Herkes bu oyunun fair-play, dostluk ve barış olduğunu kafasına kazımalıdır. Ortada bir haksızlık, ya da hakaret varsa ki bilmiyoruz; bunun yolu yordamı hak hukuktur. Gidersiniz şikayetini yaparsınız. Öyle kalkıp, faturayı siz kesemezsiniz arkadaş!
Milli Takım’ın ve Başakşehir’in başarılı file bekçisi Volkan Babacan bende müthiş hayal kırıklığı yarattı, şaşkınım. Bırakın kendi takımını, ay-yıldızlı forma altında oynadığı zorluk derecesi yüksek ve gerilimli maçları anımsayalım. Soğukkanlılığı, yer tutuşu, oyunu okuması müthiş idi. Sanırsınız Babacan sinirlerini tek tek aldırmıştı. Böylesi bir fotoğrafın bu kadar değişmesine anlam veremedim. Sahaların en sakin adamı, öfkesini kontrol edemedi, üzüldüm! Babacan’dan soyadına yakışır bir şekilde yatıştırıcı olmasını beklerdik, yanıldık. Ona bir maç ya da bilmem kaç maç verilmiş anlamam. Yazık... Kariyerini de tehlikeye soktu. Artı, kamu görevini yapan meslektaşlarıma yapılan bu çirkin saldırıyı da kınıyorum.
Her güzelin bir kusuru var!
Beşiktaş, futbol olarak diğer takımların bir tık üzerindedir. Kartal’ın zirvede park etmesi de bundandır. Tüm futbolseverlerin takdir ettiği bir takım konumundadır Beşiktaş... Bunu da hak ediyor.
Eğri oturacağız, doğruyu söyleyeceğiz arkadaş... Kartal, Devler Ligi’nde tutunamadı, UEFA’ya kanat çırparken, nisan ayına kadar ülkemiz insanını hem peşinden koşturdu, hem de heyecanlar yaşattı. Onlara ne kadar teşekkür etsek azdır. Süper Lig’de kaldı altı hafta... Beşiktaş hem puan hem de futbol olarak müthiş avantaja sahip. Bunu iyi kullanacağından hiç kuşkumuz yok.
Ne var ki, bu oyun sürprizlere gebedir, unutmamak şarttır. Elbette her güzelin bir kusuru oluyor! Örneğin Kartal’ın çok adamlı ofansif girişimleri, baş döndüren pas trafiği rakiplerin korkulu rüyası... Ne var ki, orta sahada yapılan top kayıpları, Kartal’ın savunma bloğunu sıkıntıya soktuğunu da gözlemliyoruz. Kaptan Oğuzhan’ın kritik görevi var. Bunu başarıyla yapıyor mu? Bizce hayır! Klası, kumaşı belli, performansını bir tık yukarı taşıması şart. Orta alanda tüm yükü Atiba’nın üzerine yıkmak haksızlık olmaz mı?