Polemik yaratmakta üstümüze yoktur. Galatasaray-Trabzonspor maçında galibiyet sonrası skorboardda yayınlanan, “Şampiyonların kupası müzesinde olur” şeklindeki ifade tartışma yarattı, yaratmaya devam ediyor. Özellikle görsel medyada bu mesajın Fenerbahçe’ye mi, yoksa Trabzonspor’a mı gönderme olduğu saatlerce tartışıldı, her kafadan farklı ses çıktı.
Bir kere kupalar elbette müzede olur, başka yere konulduğunu biz bilmiyoruz! Polemikler, açıklamalar, tartışmalar büyüdü, neredeyse kan davasına dönüşecek!
Galatasaray’ın pazarlamadan sorumlu yöneticisi Cenk Soyer, o adresin Fenerbahçe olduğunu açıkladı. Efendim, gerekçesi de Fenerbahçeli yönetici Şekip Mosturoğlu’nun açıklamalarını gösterdi. Ancak Trabzonspor da üstüne alındı, farkında mısınız?
Valla kusura bakmayın, her açıklamaya böyle bir esprili yaklaşımlarda bulunursak vay halimize! Böylesi köklü camiaları espri yaparak birbirine düşürmenin doğruluğunu kim savunabilir? Bizler bu oyunu seviyoruz, sizler bu oyunun baş aktörlerisiniz... Bırakın geçmişi eşelemeyi, ortamı germeyi... Yarınlara, dostluğu daha ne kadar çok pekiştiririz, ona bakalım. Espri yapacağım diye, bir çuval inciri berbat etmeyin!
İlla ayak mı kıracak?
Bu oyunda, ekmek yiyenlerin birbirine hiç saygısı kalmamış arkadaş! Şu topa değil, rakibine sert girenlere oldum olası tutulmuşumdur. Kişisel olarak bu tip fotoğraflar, bu güzelim oyuna zarar veriyorlar, meslektaşlarının sağlığıyla oynuyorlar.
Trabzonsporlu Pereira’nın Selçuk İnan’ın ayağına basma şeklini gördünüz mü? Biz gördük ama hakem görmedi! Pereira maalesef bunu alışkanlık haline getirmiş. Sicili pek de temiz değil... İlla birinin ayağını kırmasını mı bekleyeceğiz?
Niyetimiz Pereira’yı hedef göstermek değil ama çıkıp onu birilerinin uyarması şart... Yoksa Trabzonspor’a zarar verecek! Sadece bu mu? Bir de rakiplerin emeğine saygı duymayanlar da var. Top kendisinden çıkıyor, itiraz ediyor, yan yollara sapıyor! Ayağına darbe gelmiyor, çığlıklar atıyor, hakemi kandırma yoluna gidiyor. Hakemlerin bu tipleri gözlem altına almaları şart arkadaş.
Örnek bir davranış
Kaleci direkler arasında hep yalnız adamdır, önündeki arkadaşları hata yapar, gol gelir, fatura her nedense onlara kesilir! Bu oyun takım oyunudur, yenilginin tek suçlusu asla kaleci değildir. Bizim penceremizde tüm oyuncular sorumludur.
Efendim, böylesi bir tabloda uzun yıllar o kaleyi korumak da zorlukların en büyüğüdür. Nereye varmak istiyoruz, kaleci Volkan Demirel... Kayseri’de 500. maçına çıktı. Helal olsun, kutluyoruz. Yeteneğine kimse laf edemez. Liglerimizin en iyi kalecilerinden birisidir. Kayserispor’un beş gol yiyen kalecisi Vedat’ı teselli etmesi, ona moral vermesi örnek bir davranıştır.
Ahhh bir de Volkan Demirel, öfkesini kontrol edebilse keşke! Eeee her güzelin bir kusuru oluyor maalesef...
Aman dikkat
Ligin altı da, üstü de yangın yerine döndü. Dememiz o ki, liglerin bitimine yedi hafta kala, hakemlerimize büyük iş düşüyor. Verecekleri her hatalı karar, sıkıntı yaratacaktır. Bunun için çok dikkatli ve de formda olmak zorundalar. En önemlisi, verdikleri kararların skor tabelasını etkilememesine özen göstermeleri şarttır. Örneğin, Akhisar maçında Edin Visca’nın attığı galibiyet golünde, topun tamamı auta çıkmıştı. Yardımcı hakem Erdinç Sezertam süzemedi maalesef! Dememiz o ki bu tip hatalara artık yer yok, aman dikkat!
Şampiyonluk kaçarsa fatura hocaya kesilir
F.Bahçe’de bir yanda kongre çalışmaları tüm hızıyla sürerken, yeniden adaylığını açıklayan Başkan Aziz Yıldırım, seçimi kazanması halinde, şartlar ne olursa olsun Aykut Kocaman ile yola devam edeceğini açıkladı.
Başkan kazanır mı, kazanamaz mı bilemiyoruz. Neticede iki adaylı bir seçime tanıklık edeceğiz. Bildiğimiz bir gerçek var ki, ülkemizde spor gündemi her hafta değişiyor. Görüyoruz ki, Fenerbahçe’nin beş farklı galibiyeti camiayı yeniden şampiyonluk için umutlandırdı. Böylesi bir tabloda Başkan Yıldırım’ın farklı bir söylemde bulunmasını beklemek hayalcilik olmaz mı? Dememiz o ki, şampiyon olamadığınız anda, önce fatura teknik adama kesilir, bunu bilir, bunu söyleriz!
Savunması bile yok
Biliyoruz teknik adamlar takım üzerinde tek yetkilidir. Öyle anlar gelir ki, onca yetkiye karşın yalnızlık hissederler, çaresiz kalırlar.
Örneğin Şenol Güneş Hoca... Bilgi birikimine lafımız yok. Zor günlerin adamıdır biliriz. Alanya maçında Tolgay, Atiba ve Oğuzhan’ın, keyfekeder gördükleri kartlar Güneş’i Göztepe maçı öncesinde sıkıntıya soktuğunu biliyoruz. İşin açıkçası, Kartal’ın belkemiği, yani orta sahası kritik bir maç öncesinde adeta çöktü. Bir de bu cezalılara Quaresma’yı da ilave edersek, Güneş hocanın bu büyük açığı nasıl kapatacağını bizler de merak ediyoruz.
Pozisyon gereği görülen kartlara kimsenin gıkı çıkmaz. Rakip gole gidiyordur, tamam, özrü kabul edilir. Ya bu üç kart?Savunması bile yok...