Efendim, başarılı insanlarımıza sahip çıkamıyoruz maalesef... Yerin dibine sokuyoruz!
Messi bile kurtaramadı
Liverpool’un, İspanya’nın ünlü takımı Barcelona’yı Devler Ligi’nde kulvar dışına itmesi, finale kalması asla mucize değildir... Bu başarı takım oyunudur, hırs işidir, kazanma arzusudur, seyircisiyle bütünleşmektir.
Doksan dakika tam saha pres yapmak kolay mıdır? Düşünün dünyanın en büyük takımı olarak gösterilen Barcelona’nın kupa dışı kalmasında diğer bir faktör bence, ilk maçtaki skor ve rakibi hafife almak yatıyor. Şunu bir daha gördük ki, bu oyunda hiç bir skorun garantisi yoktur. Koca Barcelona, tur için bir gol atamadı. Haaa pozisyon buldular, bulmasına da, karşısında ‘sıfır’ hatayla oynayan Liverpool vardı.
Messi, inanılmaz bir oyuncu, onunla başa çıkmak hiç de kolay değil... Messi bile Barcelona’yı kurtaramadı.
Helal olsun Liverpool’a... Kupanın bir numaralı favorisidir.
Geç bile kaldınız
Fatih Terim, başka deyişle “İmparator”, Süper Lig’de 8. kupaya koşuyor, helal olsun. Ülkemizin yetiştirdiği teknik adamların başında geliyor. Aslan’da irili-ufaklı tam tamına 17 kupa kazanmış, kolay mı?
Nasıl bir teknik adam olduğunu yakinen biliyorum, “pes” etme kelimesi onun lugatında yer bulmaz. Deneyimlidir, hırslıdır, gecesi-gündüzü yoktur, yarışmacıdır, büyük hedeflerin peşinde koşar. Heykeli dikileceği yazılıp çiziliyor şu sıralarda... Geç bile kaldınız beyler. Evet, Fatih Terim hocamız 8. kupasıyla kucaklaşmasına 270 dakika kaldı. Aslan üçte üç yapar mı? Avantajlı, yapar.
Futbolcuların hiç mi suçu yok?
“Teker kırıldıktan sonra, yol gösteren çok olur” deyimi Beşiktaş’a çok uyuyor. Kartal, lastik patlattı ya, her kafadan farklı sesler çıkıyor. Ağzı olan konuşuyor, esiyor, gürlüyor!
Hakem konusu malum, yönetimi tam bir rezalet nokta... Efendim, derbideki yenilginin faturası görüyoruz ki, Şenol Güneş hocamıza çıkarıldı. Neymiş, “O niye yedekmiş, bu niye sahadaymış?”
Hakem konusu tamam da, peki Beşiktaş’ta ilk on birde oynayanların hiç mi suçu yok arkadaş? Var tabi ki, taçtan koca takım gol mü yer? Önce bunu sorgulayalım, sonra faturayı teknik adama çıkaralım.
Haaa böylesi kritik ve de zorluk derecesi yüksek maçlara topunuzla-tüfeğinizle çıkacaksınız. Quaresma’nın yedek oturtulması açıkçası benim de içime sinmedi. Lens’in yerine Portekizli yıldız tercih edilmeliydi bence...
Peki biraz filmi geriye saralım. Liderle aradaki puan farkını anımsayın... Herkesin umudunu yitirdiği anda, Kartal’ın yeniden zirve yarışına ortak olduğunu unutmayalım.
Derbideki yenilginin faturasını Kartal maddi ve manevi olarak ağır ödedi, tamam... Ama bir yenilgide teknik adamı çarmıha germenin doğruluğunu kim anlatabilir? Son aylarda takımın aldığı başarılı sonuçlarla övgüler alan Şenol Güneş’i bir kalemde silip atamak, büyük haksızlıktır. En azından yererken, başarılarını göz ardı etmeyelim, hakkını da teslim edelim. Başarının asıl sahipleri futbolculardır, başarısızlıkların da adresi onlardır!
Yıldızlar yedek kalmaz
Bu oyunda skor tabelalarını değiştiren futbolcular, teknik adamların vazgeçilmezidir. Örneğin Burak Yılmaz, Edin Visca, Onyekuru, Trezeguet, Quaresma ve Valbuena...
Görüyoruz ki, Fransız yıldız, Fenerbahçe’ye adeta hayat veriyor, oynadığı futbolla, asistleriyle, Kanarya’yı tehlike çemberinden çıkaran adam oldu. Sormak isterim, sezonun büyük bir bölümünde yedek soyundurulan Velbuana’nın yeteneklerini bugün mü fark ettiniz? Aklınız daha önce neredeydi?
Bu oyuna keyif ve heyecan katanların tıpkı Quaresma ve Valbuena gibi yıldızların yedek soyundurulmasına hep karşı çıktım, çıkacağım da!