Rizespor, öyle sıradan bir ekip asla değil... Onca eksiğine karşın içerde, dışarda, tüm oyun şablonu galibiyet üzerine kurulu.
Savunmasına asla yaslanmıyor. İlk yarıda Beşiktaş’a tam dört pozisyon vermesi de bunun en büyük göstergesidir. İşin özeti, Rizespor hem oyunu güzelleştirmek, hem de puan ya da puanlar almak için mücadele ediyor. Bu felsefeyi takımına monte eden Rıza Çalımbay hocamızı kutluyoruz, ama savunmasına da mutlaka çeki-düzen vermesi şart. Aksi taktirde Rize’nin bu zorlu kulvarda çok canı yanar, bizden söylemesi.
Örnek dünkü maç... Valla, Rize yatsın - kalksın o sayısız fırsatları beceriksizce gole çeviremeyen başta Almeida (2) olmak üzere, Veli, Gökhan Töre ve Necip’e dua etsin. Hele hele Almeida’nın atamadığı iki yüzde yüzlük fırsat var ki, vay anam, vay! O fırsatlar gollere dönüşse, Rize, tarihi fark yerdi hocam fark! Her maçta şans hep sizden yana olmaz sevgili Rıza hocam!
Bilic’i sürekli eleştirdiğim için dostlar bana kızıyorlar! Kişilere önyargılı değilim... Beşiktaş’taki eksiklikleri - sıkıntıları, gelecekle ilgili kaygılarımızı dile getirmenin neresi yanlış acaba? Biz ne dedik, ‘Aman haaaa (dörtte-dört) hiç kimseyi yanıltmasın, umutlandırmasın’... Bu süreçte, Bilic’in hatalarını eleştirdik, zaman da bizleri haklı çıkardı. Valla, Almeida o fırsatı gol yapamadığı için ona kimse kızmasın. Asıl kızılacak birisi varsa o da Bilic’tir.
Niye mi?
Almeida forvette tek... Kanatlardan tık yok! Bir kafa şutu vuramadan, oyundan çıktı! Şimdi, Almeida orta sahaya kadar gelip hem top kapacak, hem de gol atacak... Yok ya!
Peki, adama şunu sormazlar mı, sahanızda maça çıkıyorsunuz, üç puanı hedefliyorsunuz, ama uzun süre tek forvete takımı nasıl mahkum ediyorsunuz? Niye Mustafa Pektemek, Dentinho, ya da Ömer Şişmanoğlu yedekte? İş işten geçmiş, iki puan kuş olup uçmuş, tren kaçmış, üçünü de oyuna sürüyorsunuz! Tamam, bu hamleler baskıyı da getirdi, doğru.
Peki, ya gol, ya da üç puan nerde?
Yok, gitti, iki puan daha!
Beşiktaş’ta bir gerçek daha var ki, görmemezlikten gelmek ayıp olur... O yere göğe sığdıramadığımız Fernandes, eski formunda asla değil. Atiba’nın yokluğunda tüm yük onun üzerinde, ne oyunu rakip alana yıkabiliyor, ne de takımı ateşleyebiliyor. Bunun da temelinde hem yalnızlık, hem de fiziksel olarak güç kaybı yatıyor. Olcay da kötü. Gökhan Töre de bal yapmayan arı gibi! Veli’yi sadece girdiği gollük pozisyonda görebildik.
Ya Slvestre o fırsatı gole çevirseydi?