Özellikle üç büyükleri yönetenler, başarısızlıklarını örtme adına öyle yan yollara sapıyorlar ki, şaşırmamak elde değil...
Örneğin Galatasaray Yönetimi... Aslan’ın şu anki konumunu hakem hatalarına bağlıyorlar, faturayı onlara kesiyorlar!
Yooo, kazın ayağı hiç de öyle değil, sevgili yöneticiler... Soruyorum, hakem hataları sadece bugün mü var Allah aşkına! Süper Lig ya da diğer liglerimize bakın ne hatalar yapılıyor. Olmaya da devam edecek. Gönül ister ki olmasın, ama insanın olduğu yerde hata vardır, yeter ki kötü niyet olmasın.
Galatasaray Yönetimi’nin açıklamalarındaki bir paragrafa takıldım:
“Artık bu kararların anlık hata değil, organize bir şekilde art niyet içererek gerçekleştiğine inancımız tamdır.”
Hadi buyrun burdan yakın! Sağ olun! ‘Organize’ kelimesini de sporumuzun içine soktunuz, aferin size! Bu ne biçim suçlamadır? Bu oyunun barış ve sevgi olduğunu ne çabuk unuttunuz? O suçladığınız hakemlerimizin hiç birinin art niyetli olduğu yolundaki söylemlerinize asla katılmıyorum, bilesiniz. Ne yani en ufak bir hatada hakemlerimizi ipe mi çekelim, kokartını mı sökelim?Beşiktaş, Fenerbahçe ve ligimizin diğer takımlarına da verilen haksız kararlar yok mu? Var... Hangisini saysak?
Rahmetli efsane başkan Süleyman (Seba) Ağabeyin bir cümlesi vardır, girin arşivlere bakın:
“Siz büyük takımsanız, hakemi de, rakibinizi de yenersiniz.”
O 16 yıllık süreçte Seba’nın hiç hakemlere faturayı çıkardığına, başarısızlıkları örtme adına söylemlerde bulunduğunu hiç anımsamıyorum, bu yönde konuşan yöneticilerini de nasıl sert çıkışlar yaptığını da bilenlerdenim.
Dememiz o ki, yönetimsel hatalarınızı bir başka kuruma sakın fatura etmeyin. “Köprüyü geçerken at değiştirilmez” deyimi tam Aslan’a göre! Yine efsane başkan rahmetli Süleyman Seba, 16 yıllık süreçte bir kez böylesi hamle yaptı... Üç yıl üst üstte şampiyon olan efsane Beşiktaş’ın hocası Gordon Milne’i gönderdi... Niye mi? Çünkü ara transferde yapılan skandallar bu ayrılığa neden olmuştu?
Riekerink’i siz getirdiniz, siz gönderdiniz. Karabükspor’un işbaşındaki hocasını yine siz getirdiniz!
Bruma gibi yeteneği, topu rakip alana taşıyan, üreten, atan, attıran, oyuncuyu dakka bir kadro dışı biz mi bıraktık? Bruma ‘özür’ diledi, ama astronomik cezayı biz mi kestik? Bakın, böylesi büyük takımlarda top koşturan oyuncuların egosu yüksektir. Hele hele yıldız adayıysa - ki öyle-, onları yönetmek de müthiş bir yetenek ister!
Disiplini öyle Florya’da savaş baltasını çıkararak sağlayamazsınız. Neticede sezonu bu oyuncu grubuyla bitirmek zorundasınız. Saha içindeki sorunları aşmak, teknik adamın sorumluluğundadır. Yani adres Igor Tudor’dur. Çareyi orada arayın, öyle sağa-sola çatarak, hakemlere faturayı keserek, başarısızlığınızı örtemezsiniz.
Aykut Kocaman’a KOCAMAN ayıp
Aykut Kocaman hocamızı iyi tanırım. Donanımlı bir teknik adamdır... Söylemleri, kendisini ifade etme yeteneği üst seviyededir.
Nereye varmak istiyoruz? Görüyoruz ki, Konyaspor’a işler pek yolunda değil! Sıkıntılı bir süreç geçiriyorlar, ayrılık rüzgarları hafif hafif esmeye başladı. Yazılı ve görsel medyada bir takım tezler var, Fenerbahçe’ye döneceği söyleniyor.
Bakın benim tanıdığım Aykut Hoca, bu tabloda Fenerbahçe’ye asla gelmez. Konyaspor’u Konya yapan, Avrupa’ya taşıyan Aykut Hoca’dır, bunu bilir, bunu söyleriz.
Ne var ki, Konya zirvenin uzağında kaldı, doğru... Ancaak acaba yönetim sezon başında Kocaman’ın transfer isteklerini yerine getirdi mi, getiremedi mi? Konuya bu pencereden bakmak da var arkadaşlar! Bunun perde arkası çok önemlidir, iyi irdelenmesi gereken bir konudur. Aykut Hoca bunu asla dillendirmez. Mum gibidir. dibine ışık vermez! Hep ‘kol kırılır yen içinde kalır’ felsefesinden yola çıkar. Konya’da Aykut hocaya, KOCAMAN ayıp edilmiştir bizce!
Rıza Çalımbay’a bakın
Rıza Çalımbay’a bakın, ne demek istediğimiz anlaşılır. Antalya Yönetimi, Atom Karınca’ya teslim etti takımı... Ligin yedinci haftasını 2 puanla geride bırakan Antalya’yı teslim almak mangal gibi yürek ister.
Çalımbay’ın Türk futboluna hem oyuncu, hem de teknik adam olarak neler verdiğini tartışacak halimiz yok. Orada da kadro içinde sıkıntılar yok muydu? Vardı. Alın en büyük örnek, bir dünya markası Eto’o’yu yeniden takıma kazandıran Rıza Çalımbay’dır.
Rıza hocamız, Antalya’yı adeta uçurumun dibinden aldı, yukarılara taşıdı. 35 puanla 5. sırada, Avrupa kapısını zorlayacak konuma geldi. Atom Karınca, o takımı toparladı, sarmaladı, egosu yüksek oyuncu grubunu yeniden lige motive etti, başarılar peşisıra geldi.
Öyle tesadüf falan değil... Emek, sabır, adını ne koyarsınız koyun, Çalımbay’ın ki bir başarı öyküsüdür başlı başına.
Dememiz o ki, Antalyaspor’un aleyhine hakem hataları olmadı mı? Oldu. Yönetim ya da Çalımbay bunları gündeme getirdi mi? Rıza Hoca öyle yan yollara falan sapmaz birileri gibi... İşine sadıktır, en iyisi için gecesini gündüzüne katar.