Valla maçın ikinci yarısı ne olur, ne olmaz bilemem! Sonuç ne olursa olsun, düşüncem değişmez. Bildiğim tek şey ilk yarıdaki muhteşem Beşiktaş, hepsi o kadar.
Avrupalı olmak böyle bir şey sanırım... Beşiktaş bize müthiş keyif ve gurur verdi Porto deplasmanında, helal olsun. Dört golün dördünü de Beşiktaş attı!Tosic’in iyi niyetinden bir milim kuşkumuz yok, sakar desek değil, tüm terslikler onu buluyor nedense! Kurşun mu döktürse acaba? Ya da Pepe ekstra olarak bir de onu mu markaja alsa, ne dersiniz?
Şaka bir yana, Tosic bu anlamda mimli (!), bu durum baskı yaratıyor, bu da panik ve hataları birlikte getiriyor!
Bak sevgili hocam, ne olur, gözünün yağını yiyim (!) şu Cenk Tosun kardeşimizi bir daha yedeğe çekme e mi? Attığı gole bakın, adeta bazuka gibi bir şut ve harika bir gol... Üstüne üstlük golü attığı kaleci Casillas... Bilmem anlatabildik mi? Negrado, Cenk’in ancak yedeği olur bu tabloda.
İkinci yarı mı? Bu tip skorlarda takımların savunmaya yaslanması ve de rakibin baskı yapması çok doğaldır... Ama valla Şenol Hoca, ‘Aman çocuklar skoru koruyun’ dememiştir... Bu tamamen bu oyunun psikolojik yanıdır... Kenardan ne yaparsanız yapın, elinizden bir şey gelmez! Nitekim Porto tam tamına 25 dakika öyle bir baskı kurdu ki Beşiktaş kalesine, nefes aldırmadı, ama pozisyon da üretemedi... İşin özeti, çok baskı yaptı, hep boş döndü! Elbette Beşiktaş’ın takım savunmasını da gözardı edemeyiz, övgüyü hak ediyorlar.
Eee baskı felaketi de birlikte getirir! Bu oyunda risk alırsanız, üretemezsiniz, kalenizde golü görür, hayal kırıklığına yelken açarsınız! Şenol hoca, Babel, Negredo ve Necip hamleleriyle Porto’nun baskısına son verdi ve Beşiktaş, Babel’le skoru belirledi.
Sakın ola buna fanatizm falan demeyin, Beşiktaş dünkü futboluyla alkışı ve övgüyü müthiş hak ediyor.. Devler Ligi’ne harika bir futbol ve de üç puanla başlangıç yapan Beşiktaş’ı kutluyor, futbolcuları da alınlarından öpüyoruz, teşekkürler arkadaşlar.
Kuşkusuz böylesine farklı ve de önemli galibiyette futbolcular arasında ayırım yapmak yanlış olur. Çünkü bu oyun kollektif, yani takım oyunudur. Ortada bir başarı varsa ki var, bunu kalkıp bir-iki kişinin sırtına yüklemek ayıp olur... Örneğin Talisca’nın attığı golü anımsayın... Tamam asist Quaresma’dan, peki o pozisyonun başlangıcı kimden tabii ki Cenk Tosun’dan...
İşin özeti bu harika oyun ve harika skorda kaleci Fabri’den, Cenk Tosun’a kadar herkesin payı var, aksini söyleyebilir misiniz?