Kim ne derse desin, Milli Takım’da yerli hoca ile çalışmanın keyfi bir başka oluyor. Aynı dili konuşuyor, aynı havayı soluyoruz. En önemlisi, birbirimizi yakından tanıma olanağı buluyor, sorularımıza günü kurtarma yerine, gelecek adına samimi yanıtlar alıyoruz.
Avcı ile ilk kez bu kadar yakın olduk. Öncelikle politik değil. Bildiği doğruyu konuşmaktan asla çekinmiyor, eleştiriye açık, yalnız bildiği doğrudan da ödün vereceğe benzemiyor. Bir başka özelliği ise kendine olan özgüveni... Kolay kolay yanılmayız, artık insan sarrafı olduk. Özgüven duygusunun üst düzeyde olması, onu bu zorlu görevde bizce başarıya taşıyacak en büyük faktördür. Avcı, duygularıyla değil, futbolun gerçekleriyle hareket ediyor, bu da onun bir başka artısıdır bizce.
Bizlere de; yere göğe sığdıramadığımız yabancılar var ya(!), onlara verdiğimiz kredinin dörtte birini Avcı’ya vermek düşüyor.
Abdullah Avcı, ülkenin yıllardır beklediği takımı yenileme, gençleştirme adına doğru hamleleri yapmaya başladı. Kulakları çınlasın, kadroya göstermelik oyuncu çağırıp, sonra kenara atanları da biliyoruz! Avcı, o kenara itilenleri, sağda solda unutulanları yeniden aynı çatı altında topladı, maçlarda onları podyuma çıkarmaya başladı.
Örnek mi?
Sercan Saraer... Müthiş bir fizik, müthiş bir yetenek... İki ayağını da kullanıyor, orta saha oyuncusu ama, hücuma da mükemmel çıkıyor, üretiyor, pozisyona giriyor.
Sorunsuz iki yer var; biri kale, diğeri savunma... İki yerde bir bolluk var ki, insan seçmekte zorlanır. Kaleci Mert yeni olmasına karşın soğukkanlılığı ve yan toplardaki başarısı çok iyi. Gökhan Gönül sakat mı, koy yerine Serdar’ı, olmadı Avcı’nın jokeri Hamit var. Stoper mi, istemediğiniz kadar. Orta sahada da genç ve iskelet kadroyu zorlayacak isimler bir hayli fazla... Nuri, Tunay, Sercan, rekabetin içinde olacak genç yetenekler.
Alternatifin ve de rekabetin tek olmadığı yer forvet... Burak Yılmaz, sakat olmadığı sürece bu yerin bankosudur. Bitime 12 dakika kala oyuna girdi, birini kaçırdı, ikincisini attı. Avcı, Umut Bulut’tan şimdilik umutlu, ancak Pektemek’de ısrarcı olacağı kesin.
Bulgaristan karşısında kalemizde tehlike yaşamadık, rakibe fazla boş alan bırakmadık. Topu ayağa oynamaya çalıştık. Tek eksiğimiz, hücuma çıktığımız anlarda ofansta hâlâ bir türlü çoğalamıyoruz. Ahh bir de bunu becersek, her şey çok daha iyi olacak.