Rakamlar asla yalan söylemez... Hele hele futbolda eleştiri ya da analiz yapıyorsanız, rakamsal gerçekleri görmemezlikten gelemezsiniz, aksi halde doğruyu bulamazsınız. Futbolda, önce kalenizi, ardında da savunmanızı sağlama alacaksınız, aksi taktirde hayal kırıklıkları yaşarsınız.
Beşiktaş’ın kalesinde aman aman çok büyük sıkıntı yok... Rüştü ya da Cenk’in, bu açığı kapatacak, hem güçleri hem de yetenekleri fazlasıyla var, hatta bazı maçlarda her ikisinin de öne çıktığına tanıklık ettik bu sezon.
Asıl sıkıntı bizce savunma bloğunda... Düşünün otuz maçta forvet toplam 45 atarken, Kartal, kalesinde 35 gol görmüş... Bu rakamsal gerçeklerden yola çıkacak olursak, Beşiktaş’ın ligdeki bugünkü konumunun temelinde yatan faktörün savunma olduğu gerçeğini görürüz. Bir atılan gollerin toplamına bakın, bir de yenilen gollere... Arada uçurum yok!
Alternatif yaratmazsa...
Tayfur Havutçu’nun, kalıcı olması halinde, ki öyle gözüküyor, savunmada yeniden yapılanmaya gitmesi gerekir. Yan ve duran toplarda sezon boyunca hep sıkıntı yaşandı, kadrodaki mevcut futbolcularla bu sorunu bir türlü aşamadı Beşiktaş. Bu bölgede revizyon ve değişim şart. Alternatif yaratamaz ve rekabet oluşturamazsınız, onca yatırım, onca alın teri heba olup gider, geriye hayal kırıklıkları kalır!
Baksanıza elini - kolunu sallayan her forvet Beşiktaş’a gol atarken, ne zorluk ne de bir direnişle karşılaşıyor! Mehmet Sedef ortalıyor, Robak golü atıyor, bir yan top daha geliyor, Zayatte arka direkte, kaleci Cenk’in burnunun dibinde... Herkes seyrediyor! Madalyonun diğer bir yüzü ise forvet. Bu alanda da sıkıntılı Beşiktaş... Kim ne derse desin, bu bölgeye de yırtıcı ve de nokta bir golcü şarttır bizce. Almeida, ya da Bobo kalır mı, kalmaz mı, şimdilik soru işareti. İkisi de sakat, bu zincire dün de Nobre eklendi. Yani Galatasaray derbisi öncesi Kartal’da golcü kalmadı! Elde kala kala bir Nihat var, o da yeni yeni toparlanıyor.
Beşiktaş, kalan dört haftada prestij maçları oynayacak, ilk dörde girer mi, girmez mi, bilemiyoruz. Bildiğimiz tek gerçek Kartal’ın tamamen kupaya kilitlendiğidir. İyi ki, Quaresma var, oyunu rakip alana yıkıyor, tribünleri ve takımını ayağa kaldırıyor. Kupa finalinde Kartal’ın en büyük kozudur Quaresma.
Gelelim hakeme... Zayatte’nin elle oynamasını iyi süzdü, hem penaltıyı, hem de kartını gösterdi... Ne var ki, Necip’e çıkardığı ikinci sarı biraz ağırdı. Çünkü Necip, topa çok yakındı ve doğal bir refleks idi bizce.