Schuster, maalesef hiçbir maçtan ders almıyor! Hakan Arıkan’ın derbide yediği hatalı gol hâlâ hafızalarda kazılı. Ne var ki, Schuster, elinin altındaki Cenk’i kullanmamakta ısrar ediyor!
Olan Beşiktaş’a oluyor, Hakan Arıkan da kalede yıpranıyor!
Kartal’ın yediği golde sakın ola Hilbert’e kızmasınlar. Hilbert iki arada, bir derede kaldı Hakan yüzünden! Ya çıkmayacaksın, eğer çıkıyorsan da ‘sağlam’ çıkacaksın!
Hakan’da bu özellikler yok, bir de müthiş özgüven erozyonuna uğramış!
Böyle bir tabloda Cenk dururken, Hakan Arıkan’a bu maçta görev vermenin doğruluğunu kim savunabilir?
Futbolda kolay rakip yok... Antalya örneği gibi... İlk yarıda iyi bir direniş gösterdiler...
Ne var ki, ikinci yarıda Bobo’nun klas golüyle çözülür gibi oldular... Ancak Hakan’ın hatasını affetmeyen Tita ile skoru eşitlerken, Beşiktaş kenar yönetimine de mesaj gönderdiler!
Schuster, buna seyirci kalmadı! Alman hocanın, önce Nobre, sonra Holosko hamleleri, Hilbert’i savunmanın sağına çekmesi dünkü tek doğruları idi...
Nitekim son yirmi dakikalık dilimde, Antalya’nın savunmaya yaslanmasının yanısıra, zamana oynaması Kartal’ın yoğun baskısını da birlikte getirdi... Bobo uzatmalarda yine Ernst’in asistiyle skor tabelasını Beşiktaş’ın lehine çevirirken, benzetme yerindeyse hem Kartal’ı, hem de Schuster’i ipten aldı!
Bazı futbolcular vardır, görünmezler, gol atmazlar, öne çıkamazlar... Ancaaak Beşiktaş’ta bir görünmeyen kahraman var ki, onun adı Ernst’ir. Neredeyse geldiği günden bu yana her maçta var.
Kartal’ın biyonik adamı
İbrahim Üzülmez gibi Ernst de Kartal’ın istikrar abidesidir. Sade oynuyor, savaşcılığı elden bırakmıyor, herkesin yardımına koşuyor. Bir bakıyorsunuz savunmada, bir bakıyorsunuz orta alanda, bir bakıyorsunuz ofansta... Adam hiç boş durmuyor, sürekli bir yerlerde... Hep onu görüyoruz... Bobo’nun attığı iki golde onun alın teri, asisti var. CSKA Sofya maçında Kartal’ı attığı golle üç puana uçuran yine Ernst idi... Ernst, Kartal’ın biyonik adamıdır bizce...
Aman nazar değmesin...
Quaresma ilk yarıda tutuk, ikinci yarıda mükemmel ötesiydi... Şut atıyor, topu direkte patlıyor, öyle paslar veriyor ki, topu adamın ağzına atıyor... Tıpkı ikinci yarıda Bobo’nun kafasına attığı, Sambacı’nın kaçırdığı gol gibi...
Ne var ki, her güzelin bir kusuru oluyor! Quaresma’nın bir de sol ayağı olsa vay rakiplerin haline!
Pasörlük yapıyor, şov yapıyor, oyuna hem keyif, hem de heyecan katıyor...
Gelelim, Bobo’ya...
Dün bir kez daha gördük ki, Kartal’ın tek golcüsü Bobo’dur... Biz anladık, anlamasına da acaba Schuster farkında mı?