İki takımın benzer yönleri çok fazla... İkisi de ligimizin iki yenilmezi... İkisi de iyi futbol oynuyor, en azından izleyenleri heyecanlandırıyor, keyif veriyor.
Abdullah Avcı, hafta içinde TRTSPOR’da konuğumuzdu, maça yönelik sorularımıza, ‘skoru bilemem, ama iyi maç olacağı kesin’ dedi. Eee ne de olsa tecrübe... Dediği de çıktı.
Ne var ki, bizim ilk yarıdaki gözlemimiz, Başakşehir, Beşiktaş’a oranla daha etkili ve de üretken idi. Kartal’ın ilk 45 dakikada rakip kaleye gittiğini hatırlayan var mı? Tek pozisyonu Atiba’nın gol girişimiydi, hepsi o kadar... Cengiz’in klas golüyle öne geçen Başakşehir, pas yüzdesini üst seviyeye çıkardı, en az iki net pozisyondan yararlanamadı. 11’deki pozisyonda Cengiz vuruyor, Fabri çıkarıyor, Mehmet Battal tamamlamak istiyor, bu kez Beck kritik pozisyona set çekiyor.
Hazır Beck’den ve Fabri’den söz açılmışken, topla fantaziye kaçmaları inanılır gibi değil! O bölgede riskle girmenin faturası ağır olur arkadaşlar! Düşünün Beşiktaş bu yarıda baskıyı kurduğu anda, kalesinde golü görmesi şaşırtıcıdır. Arkadaş, baskıyı kurmak, çoğalmak iyidir, ancaak savunma güvenliğinizi de elden bırakmayacaksınız bu oyunda! Ne oldu, Cengiz faturayı kesiverdi. İlk yarıda oyun kontrolünü elinde tutan Başakşehir, kaptan Emre’nin sakatlanmasıyla birlikte galibiyet hesapları allak bullak oldu.
Nitekim, ikinci yarıda Beşiktaş, Güneş’in oyuncu hamleleriyle birlikte sahaya ağırlığını koydu. Marcello’nun kafa golüyle skoru eşitleyen Kartal, rakip kaleye sürekli pikeler yaptı. Quresma’nın müthiş frikik atışını doksandan kornere tokatlayan Volkan Babacan, takımına da moral aşıladı. Oyunu tek kaleye çeviren Kartal, yine galibiyet için yüklendiği anlarda Mossoro 81’de Fabri’yi geçemedi, dönen topu Edin Visca, boş kale yerine auta atması onun klasına yakışmadı.
İşin özeti, iki takım da futbol adına alkışı hak ediyor, bulundukları konumların asla rastlantı olmadığı gösteriyor. Bizlere keyifli anlar yaşattıkları için iki takıma da teşekkür ediyoruz.