'Meyve veren ağaç, taşlanır'....
Biz taşlamıyoruz, ağacı baltayla buduyoruz, hatta, kökünden sökmeye çalışıyoruz!
Tamam, taşlayın, eleştirin, ama o ağacı kökünden kurutmayalım...
Kaldı ki, Abdullah Avcı, daha filiz, yani daha yeni, biraz krediniz yok mu Allahaşkına? Elin yabancısına sonsuz kredi, kendi evladımıza, birazcık sabrı bile çok görüyoruz.
Efendim, sevgili Oğuz Çetin'in Milli Takım'la ilgili yorumlarını dinledim televizyon ekranlarından... İnanın onu dinlerken, olmayan saçlarımı yoldum!
Diyor ki, "Yeniden yapılanma, Hiddink'le olur, Avcı ile olmaz"...
Yapma Oğuz hoca yapma...
Hiddink vardı, sen de onun yardımcısıydın, Milli Takım'da mademki yeniden yapılanmaya ihtiyaç vardı da, siz niye yapmadınız?
Yapmadığınız gibi Milli Takım'ı finallere mi götürdünüz?
Hayırrrr....
Eee ortaya çıkıp da, Abdullah Avcı'yı eleştirmek biraz ayıp olmuyor mu sevgili Oğuz hoca?
Hiddink, Hollanda'dan takımı yönetmeye kalktı, arada bir Türkiye'ye uğradı, maçtan maça geldi, cebine milyonlarca doları indirirken, siz neredeydiniz?
Niye ortaya çıkıpta,'Milli Takım, uzaktan yönetilmez' demediniz ?
Diyemezsiniz....
Çünkü onun adı Hiddink, bizimkinin adı Abdullah!
O hem büyük hoca, hem de dokunulmazlığı var!
Şimdi dönmüş, Abdullah Avcı'yı eleştirmeye kalkıyorsun...
Biraz değil, bayağı ayıp oluyor hocam!
Hazır, söz Oğuz Çetin'den açılmışken, kusura kalmasın aramızdaki bir sohbeti kamuoyu ile paylaşmadan geçemeyeceğim...
İster, kızsın, ister darılsın...
İçimde hep uhdeydi, bugün yazmanın doğru olacağına inanıyorum...
Sanırım Belçika maçı öncesi, Oğuz hoca ile sohbet ediyoruz, o sıralarda Mehmet Topal, Valencia'da top koşturuyor, hemen hemen her maçta direkt onbirde, ama Milli Takım'da yok...Doğal olarak Oğuz hocaya soruyorum nedenini, kendisi de bana 'yeterli' olmadığını söyledi...
Adam Valencia'da direkt oynuyor, hem de iyi oynuyor, Milli Takım'da yok! Olacak iş mi? Daha başka sözleri de var, ama yazmak bana yakışmaz...
Neyse, sonra her ne hikmetse Oğuz hocanın 'yetersiz' dediği Mehmet Topal, Hiddink tarafından Ay - Yıldızlı ekibe çağrıldı, ama iş işten çoktaaan geçmişti bile!
Efendim, hiç kimsenin avukatı değilim, artı kimsenin de avukatlığına bugüne kadar soyunmadım... Ama ortada bir haksızlık varsa ki, bana göre var, o zaman dayanamıyorum.
Eyyy Millet, bu ülkede en başarılı kaç tane teknik adam sayabilirsiniz...
Mustafa Denizli, Fatih Terim ve de Şenol Güneş...
Üçü de uluslararası arenalardaki yüz akımız...
Dünya'yı ve Avrupa'yı onlarla gördük, ülkemize müthiş heyecanlar yaşattılar...
Aynı fotoğraflar bu değerli hocalarımızı fırsat buldukça yerden yere vurmadılar mı?
Vurdular...
İpe çekmeye çalıştılar mı?
Çalıştılar....
Şimdi sırada Abdullah Avcı var...
Vay sen misin Romanya ve Macaristan'a yenilen...
O zaman vurun abalıya misali!
Ya beyler, eleştirebilirsiniz, onu beğenmeyebilirsiniz, ama ortaya çıkıp, özellikle beyaz ekranlardan, "Onun gelmesini önce istedim, ama şimdi istemiyorum, gitsin" deme hakkını nasıl kendinizde buluyorsunuz?
Siz kimsiniz?
Neticede gazetecisiniz, yorumcusunuz...
Abdullah Avcı, daha fide durumunda, ağaç bile olmamış, ona biraz kredi tanıyacağınıza çıkmışınız ortaya, güya reyting yapacaksınız ya, "istemezük" diyeceksiniz.
Hadi gidin ordan!
Hiddink efendi işbaşındayken, siz neredeydiniz?
Eeee o ne de olsa Hiddink, dünya çapında hoca ya?
Milli Takım'da, yattığı yerden dünyaları aldı, ülkesine gitti, şimdi bizim paracıklarımızla keyif çatıyor!