08.01.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Spor Toto Süper Lig'in 18'inci haftasında Beşiktaş, Kasımpaşa ile karşı karşıya geldi. Müsabaka siyah-beyazlıların 2-1'lik üstünlüğüyle sona erdi. Beşiktaş'ın ikinci yarıda kalesinde sayısız gol pozisyonu gördüğü mücadelenin ardından Şenol Güneş'in tercihleri eleştirildi.
İşte spor yazarlarının Beşiktaş - Kasımpaşa maçına dair değerlendirmeleri...
RÜYADAN KABUSA / ATTİLA GÖKÇE
Süper Lig’in ilk haftalarında umulmadık puan kayıplarıyla bir tür “baş altı takımına” dönüşen Beşiktaş, Şenol Güneş’in elinde motivasyonunu, isteğini ve hedeflerini güncellemeye başladı. Adana Demirspor gibi zor bir rakibi Vodafone Park’ta yendikten sonra boş geçtikleri haftanın dönüşünde “netameli rakip” Kasımpaşa’yı zorlanarak da olsa alt etmeyi başardılar.
Beşiktaş’ın ilk yarıyı 2-0 önde kapatırken kayıp haftalardan sonra nihayet varlığı kabul edilip takım içinde eski statüsüne kavuşan Cenk Tosun ve hemen her maçta gol garantisi veren Weghorst’un golleriyle neşesini buldu.
Olayı sadece 2 golcünün başarısı olarak yorumlamak haksızlık olur. Mert Günok ve savunmacıların varlığı da çok değerli. Orta alanda Gedson ve Salih’in sakin ve akıllı oyunları takımın niyetini ortaya koyan hamlelerdi. Senaryonun “esas oğlanları”na bakarsak… Nkoudou’nun oyun görüşüne ve yıpratıcı çalımlarına saygı duymak gerekiyor. Çabukluğu ile sürekli adam eksiltip oyuna derinlik kazandıran Kamerunlu, sağ kanatta bekleyen Cenk Tosun’a attığı diyagonal uzun toplarla da alkışı aldı. Tayfur hem sağ bek olarak tanımlanmış savunma görevini üstlenirken fırsat buldukça kanat hücumlarına da katıldı. Bir başka zenginlik de Redmond’un sağ kanatta, ortada çabuk ve etkileyici ataklarıydı. Salih’in pasıyla golünü atan Cenk’ten sonra Weghorst da Redmond’un asistiyle zor ve güzel bir golü imzaladı.
Cenk ve Weghorst, oyunun akışı içinde çift santrfor gibi bizim ligimizde pek de yaygın olmayan bir formasyon deniyorlar. Güneş’in rakip ceza alanında bu ikiliyle rakip savunmaların dengesini bozma niyeti atılan gol sayısını artırabilir.
Beşiktaş istim üzerinde Kasımpaşa’yı baskı altına alıp pozisyonlara girdikçe Kasımpaşa da gol fırsatlarını çoğaltmaya başladı. İlk yarıda Senegalli Fall’ın sağ kanattan adeta akarak Mert Günok’u tehdit eden şutlar çıkarması takım arkadaşlarına gollük paslar vermesi, dikkati çekiyordu. Bu tür ataklarda soğukkanlılığını ve zamanlamasını kaybetmeyen Mert, gerçekten “kurtarıcı” bir kimlik sergiledi. Mert’in riske girerek ayak becerilerini sergilediği ceza alanı dışında iki pozisyon daha var… Savunma bu soğuk şakalara (!) izin verdikçe rakibin cesareti de artıyor. Nitekim 69’da Atiba’nın kaptırdığı topla Fall’ın sağdan havalandırdığı topa kafayla yüklenen Ahmet Emin maçın voltajını artıran golün sahibi oldu. Kasımpaşa’yı baskı altına alıp golleri atarken neşesini bulan Beşiktaş bu golü yedikten sonra tatsız sürprizle karşılaşmamak için daha enerjik bir oyun sergilemeye başladı. Muleka, Weghosrst ve Gedson’un atakları üçüncü gole yetmedi. Buna karşılık son 20 dakikayı çılgın bir baskı ile oynayıp duran toplar kazanan beklenmeyen şutlar çıkarak Kasımpaşa evsahibinin rüyasını kabusa çevirdi.
Selçuk İnan’ı kutlamak gerek. Kasımpaşa’ya sürekli ayağa kalkıp duruma itiraz eden bir futbol anlayışıyla oynatıyor. Tabela ne yazarsa yazsın vaz geçmiyorlar. Dünkü maçtan 1 puan alabilirlerdi. Özellikle Mert’i aşamadılar, olmadı.
Beşiktaş’a dönersek.. İyi başlayan golleri de fazla bekletmeyen takımın savunma hatları çabuk dağılıyor. Oyunu kontrol etmekte, hücuma ve orta alana katkı sağlamakta zorlanıyorlar. Hücum etmek gol atmak yaratıcı bir etkinlik… Buna karşılık savunma, tümüyle disipline dayalı bir alan. Şenol Güneş’in önde baskı kuran hücum anlayışı iyi güzel de… Savunma da ihmale gelmez.
Son 20 dakikaya bakarsak, atlattığı onca tehlikeden sonra Beşiktaş’ta üç puanlık sonucun daha da değer kazandığını görebiliriz. O nedenle ne kadar sevinseler az!
KAZANAN HAKLIDIR / BİLAL MEŞE
Yayıncı kuruluşta, maç öncesi, Feyyaz Uçar’ın Beşiktaş Hollandalı yıldızı Weghorst ile ilgili yaptığı yorumlar çok hoşuma gitti. Hani derler ya, golcü, golcünün derdinden anlar! Uçar, “Böylesi bir silahınız varsa ki var, onun tüm yönlerinden yararlanmak gerekir” dedi. Başka bir benzetmeyle, “Onun etinden, sütünden yararlanacaksınız” demeye getiriyor Uçar.
Souza ve Rosier’in olmayışı, Güneş Hoca’yı farklı on bire zorladı. Valla, Rosier’in yerine Tayfun Bingöl’ü tercih etmesi doğru bir karardı bence. Artı Redmond, öyle sanıldığı gibi boş bir oyuncu değil... Çabuk, teknik, üstelik mücadeleden kaçmayan, saklanmayan bir oyuncu... Topu kazandığında direkt rakip kaleye gitme arzusu da artısıdır bence.
Hani istatistikler var, malum... Topla oynama yüzdesi bir ara 75’e 25 Kartal lehine idi. Gelin görün ki, bu rakamlar pozisyon üretimiyle pek de örtüşmüyor.
Demem o ki, topla oynayan Beşiktaş, net iki pozisyon üreten ancak Mert’e takılan Kasımpaşa! Biri Ouanes, diğeri ise Fall... Üstelik ikisi de net... Ama tecrübe var kalede kardeşim, tecrübe...
Gedson ile birlikte yan yana oyanan Salih Uçan, 28’de Cenk Tosun’u aşırtma bir vuruşla ceza alanı içinde topla buluşturdu, tecrübeli golcü, Ertuğrul’a rağmen topu fileleri gönderdi.
Neyse, gelelim uzatma dakikalarına... Cenk Tosun, Hadergjonaj tarafından formasından çekildi, düştü, ne Zorba Küçük’den ne de VAR’dan tık yok, tık! Bana göre mi buz gibi penaltı, lami - cimi yok!
Ve 45 artı 6’da Redmond, soldan ceza alanına hareketlenen Weghorst’un koşu yoluna topu yuvarladı, tecrübeli futbolcu soluyla gelişine vurdu, Ertuğrul’un kapadığı köşeden topu filelere gönderdi.
Evet, Kartal, kritik bir virajı, iş kazası yaşamadan döndü, dönmesine de taraftarlar ve ekran başındakiler dokuz doğurdu, dokuz!
Hiç kimse alınmasın, düzgün giden Kartal’ın oyuncu hamleleriyle tekerine taş koymak nerden çıktı! Atiba 69’da kaptırdığı topu, Ahmet Engin’in kafa şutuyla gole dönüştü, bu birrr... Muleka, güya Cenk’in yerini dolduracak, olmaz! 76’da Muleka yakın mesafeden topu kafayla Ertuğrul’un kucağına attı, bu da etti size ikiii! Demem o ki, hani oyuna giren, bir şeyler yapar amenna.... Ne katkıları oldu sorarım Allah aşkına?
İkinci, Ahmet Engin’in golüyle ümitlenen Kasımpaşa, sahasına kapanan Kartal’ın üzerine gitti, fırsatlar yakaladı. Ne var ki Mert ve savunma, bu bindirmelere gol imkanı tanımadı.
Tabi ki Weghorst, 66’da altı pastan topu Ertuğrul’a teslim ederken, uzatmanın son saniyelerinde ise çaprazdan vurduğu şut, tecrübeli kaleci tarafından kornerle önlendi.
Maç bitti, bitmesine ancak bir seyirciye sorun, bir de bize! Eee, ‘kazanan haklıdır’ diyeceğiz mecburen!