18.01.2012 - 13:00 | Son Güncellenme:
Hüseyin Yeşilkavak / AA
Türkiye Spor Yazarları Derneği’nce (TSYD) düzenlenen "49. Yıl Sporun Zirvesi Semineri", Antalya’da başladı.
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Club Hotel Sera’da gerçekleştirilen seminerin açılışında yaptığı konuşmada, seminerin hem Türk sporuna, hem de yazılı ve görsel basına, sportif gelişmelere katkıda bulunmasını temenni etti.
Türkiye’deki spor yazarlarına, spor gazetecilerine, görsel ve yazılı medya temsilcilerine kapılarını mümkün olduğunca açık tutan bir bakanlık olarak faaliyetlerine devam ettiklerini belirten Kılıç, tüm gelişmeleri de basın ile paylaştıklarını dile getirdi.
Bakan Kılıç, demokratik bir toplumda basının varlığının hayatın vazgeçilmezleri arasında olduğunu anlatarak, "Bu herkesin bildiği, herkesçe kabul edilen realitenin ta kendisidir. Dolayısıyla Türkiye demokrasisinin vazgeçilmez bir göstergesi olan Türk basınının hür ve sansür edilemez varlığına bu anlamda hem sporda, hem demokrasimizdeki gelişmelerin önemli bir ölçütü, önemli bir kriteri olarak değerlendirmek gerektiği kanaatindeyiz" dedi.
Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak yeni dönemde yeni bir yapıyla halkın hizmetinde olduklarının altını çizen Kılıç, seminere katılanları bakanlığın kurumsal yapısı hakkında bilgilendirdi.
Kılıç, yeni dönemin Türkiye’de spor yatırımlarına olağanüstü kaynak ve imkanların aktarılacağı bir dönem olarak cereyan ettiğini vurgulayarak, "Ankara ve İstanbul’da paylaştığımız üzere 2012 yılında Türkiye genelinde 18 yeni stadyumun yapımına başlıyoruz" diye konuştu.
Son olarak Kocaeli, Adana, Samsun, Diyarbakır, Sakarya illerinin stadyum protokollerini imzaladıklarını, bu imzalarla birlikte Türkiye’de stadyum protokolleri imza altına alınan il sayısının 14’e ulaştığını ifade eden Kılıç, şunları söyledi: "Şuan bize ev sahipliği yapan Antalya kenti de artı 4 il arasında yer almaktadır. Ankara, İzmir, Antalya ve Eskişehir’dir bu yeni stadyumların yapılacağı 4 ilimiz. Lokasyonları netleştiremediğimizden bu 4 ilimizi dahil edemedik. İzmir ve Eskişehir’de netleştirdik. Ankara’da arazi çalışmalarımız devam ediyor. Netleşir netleşmez 4 ilimizi kapsayan yeni bir protokol ile birlikte yolumuza 18 yeni stadyumla devam edeceğiz. Kayseri, Konya ve Bursa büyükşehir belediyelerimiz ile Çorum Belediyesi ile yaptığımız protokoller çerçevesinde oralardaki stadyum inşaatları da sürüyor. Türkiye’de 2012 yılında inşaatı tamamlanmış ya da başlamış olan yeni stadyum sayısı 22’ye ulaşmış olacak.
Bu Türkiye’nin genel tarihi anlamında spora yapılan yatırımlar anlamında bir devrimdir." Kılıç, Türkiye’de kapalı yüzme havuzu olmayan 18 il bulunduğunu, bununla ilgili çalışmalara da başladıklarını anlatarak, 2013 yılı sonu itibariyle Türkiye’de kapalı yüzme havuzu olmayan bir tek ilin bile kalmayacağını bildirdi.
Türkiye’de tüm sportif vurgularına rağmen sporun amiral gemisinin hala futbol olduğunu anlatan Suat Kılıç, "Zaman içinde inşallah basketbolun, voleybolun, diğer branşların ağırlığını futboldan biraz pay kaparak dengelemeye gayret edeceğiz. Bakanlık olarak yaklaşımımız bu. Bu konuda medyamıza da büyük görevler düşüyor" şeklinde konuştu.
Bakan Kılıç, Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) evrensel kriterler gereğince tam manasıyla özerk bir yapı ve özerk bir sistem olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti: "Dünyanın üzerinde en fazla hassasiyet gösterdiği konu siyasetin futbol yönetimine etki edip etmediği meselesidir. Biz Hükümet olarak ve şahsım bakan olarak aynı şekilde TFF’ye ve Türkiye’de futbolun yönetimine siyasal bir netice olmayı hiç bir zaman arzu etmiyoruz. Devlet adına, millet adına bakan olmadan evvel milletvekili olmamız nedeniyle, vekili olduğumuz millet adına futboldaki gelişmeleri yakından takip etmeye devam ediyoruz. Yeni dönemde TFF, Kulüpler Birliği mevzuatının oluşması yönünde bir adım atacak olursa, biz o adıma destek vereceğiz. Bu adımın atılmasını beklemeden bakanlığımız bünyesinde bir hukuk heyeti oluşturmak suretiyle Türkiye’de kulüplerin artık Dernekler Kanunu’na göre değil, kulüplerin idaresine odaklı bir Kulüpler Yasası’na göre yönetilmesi yönünde hazırlıklarımızı başlatmış bulunuyoruz. Madem ki Gençlik ve Spor Bakanı aynı zamanda hukukçu ve avukattır, o zaman Türk sporuna Dernekler Yasası ile değil, kulüplerin kulüpler mevzuatıyla yönetileceği bir hukuki altyapıyı kazandırmak da bizim görevimiz olmalıdır diye düşündük. Sadece kulüpler mevzuatı değil, onlarla birlikte federasyonların ihtiyaç duyacağı mevzuat düzenlemeleri için çalışmaları başlatıyoruz. Bununla birlikte Türkiye’nin yapmakta olduğu uluslararası spor organizasyonlarını bir standarda ve ortak yapıya kavuşturmak üzere de paralel bir mevzuat düzenlemesi için çalışmalarımızı başlatmış bulunuyoruz."
"Arzumuz şudur; UEFA’nın hassasiyetle üzerinde durduğu finansal fair-play’in Türkiye’de başta futbol kulüplerinin olmak üzere, sonrasında diğer kulüp yapılarında da egemen olması kaçınılmazdır" ifadelerini kullanan Kılıç, şunları kaydetti: "Yöneticilerin futbol kulüplerini diledikleri biçimde borçlandırdıkları yapılar maalesef özellikle Anadolu kulüplerinde çok acı tabloları yaşamakta olduğumuz gibi önemli olumsuzluklara neden olabilmektedir. Temlik koyma anlayışına bir disiplin getirilmesi kaçınılmazdır. TFF bu yönde bir adım atacak olursa, gerek bakanlık, gerekse TBMM olarak bu yönde atılacak olan adımları destekler durumda olduğumuzu peşinen beyan etmek isterim. Bununla birlikte yayın gelirlerinin tamamına yakınının temlik edilebilir olmasının da başta Anadolu kulüpleri olmak üzere orta ölçekli mali yapıya sahip olan kulüplerin yönetimi alanında son derece güçlükler yaratan bir durum olarak değerlendiriyoruz. TFF bu yönde bir adım atma eğilimi içinde olması halinde yine bakanlık ve TBMM zemini olarak kendilerine katkı sağlamak iradesine sahip olduğumuzu da bu vesileyle peşinen beyan ediyorum." -Dentaş, Küçükandonyadis ve Nemutlu’nun ölümü- Suat Kılıç, konuşmasının son bölümünde ise geçen hafta yaşamını yitiren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetiz(KKTC) kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Fenerbahçe’nin efsanevi futbolcusu Lefter Küçükandonyadis ve milli kayakçı Aslı Nemutlu’nun vefatlarından duyduğu üzüntüyü dile getirerek, bir kez daha ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.
Milli kayakçı Aslı Nemutlu’nun ölümüyle ilgili soruşturmanın sürdüğünü de dile getiren Kılıç, şu ifadeleri kullandı: "Bu olayla ilgili farklı bir yapıyla hareket ediyoruz. Müfettişlerimizi Erzurum’a gönderdik. Ön raporlarıyla birlikte Ankara’ya döndüler, detaylı raporlarını hazırlayacaklar. Bu ve benzer ölüm olaylarına bir ihmal varsa asla göz yummak, rıza göstermek, sessiz kalmak gibi bir tavrımız olmayacak. Netice nereye bağlanacak bunu bilmiyoruz. Fakat, biz müfettişlerimizi Erzurum’a gönderirken, ’eğer bir ihmal varsa kimsenin canını yakmaktan çekinmeyin, bunun bedeli mutlaka ödenmeli. Zira ölen bunun bedelini canıyla ödedi’ dedik. Ön yargılı değiliz. Neticelerini rapor elimize geldikten sonra değerlendireceğiz." Seminerin açılışında konuşan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın da programın kentlerinde gerçekleştirilmesinden dolayı çok mutlu olduğunu ifade ederek, TSYD Genel Başkanı Esat Yılmaer’e teşekkür etti.
TSYD Genel Başkanı Yılmaer de bu yıl 49’uncusu gerçekleştirilen seminerin iki gün süreceğini, burada ülke sporunu bir adım öne götürmenin yollarını arayacaklarını bildirdi.
Türkiye’de sporun hızla ilerlediğini vurgulayan Esat Yılmaer, "Bizler de katkıda bulunmak istiyoruz. Bu arada mesleğimizin gelişmesi için her şeyi burada masaya yatırıp, tartışacağız. Bu güzel seminerde meslektaşlarımızın da bir arada oluşu kaynaşma ortamı sağlıyor. Her açıdan faydalı bir seminer" dedi.