19.12.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Bakan Kasapoğlu, hem tesisleşme hem de başarı anlamındaki gelişimi belirterek, “2021 Şampiyonlar Ligi ev sahipliği, İznik’te düzenlenecek Dünya Göçebe Oyunları, Konya’da düzenlenecek İslami Dayanışma Oyunları önümüzdeki yıla damga vuracak. Talep eden değil talep edilen bir ülkeyiz” dedi
Brand&Sport Summit 2020 organizasyonuna Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu ile çevrimiçi bağlantı ile katıldı.
Organizasyonun son gününde değerlendirmeler yapan Bakan Kasapoğlu, Türkiye olarak talep eden değil, talep edilen ülke olduklarını belirtti.
Çok önemli bir zirvede buluştuklarını aktaran Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun konuşmalarından satırbaşları şöyle:
‘Sihirli bir yön’
-Sporun pek çok paydaşının katıldığı bu zirve önemli bir çalışma. Marka ve spor ilişkisinin, yeniliklerin tüm yönleriyle paylaşıldığı bir platform. Tüm katılımcıları sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
- Sporun başka alanda olmayan adeta sihirli bir yönü var. Spora temas eden markaların bilinirlikleri artıyor. Spor alanındaki sponsorluklar, standart reklam spotlarına göre 4 kat daha güçlü.
- Spor ve markalar ilişkisinde iki tarafı da kapsayan sorumluluklar var. Bu ilişki aynı zamanda sağlam bir altyapı gerektiriyor. Bakanlığımız ve paydaşlarımız bu konuda var güçleriyle çalışıyor.
-2021 Şampiyonlar Ligi ev sahipliği, İznik’te düzenlenecek Dünya Göçebe Oyunları, Konya’da düzenlenecek İslami Dayanışma Oyunları önümüzdeki yıla damga vuracak. Talep eden değil talep edilen bir ülkeyiz.
‘Ortak hayalimiz olsun’
Markalar ve spor dünyasından isimleri bir araya getiren “Brand&Sport Summit 2020” organizasyonuna katılan A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Şenol Güneş, hedeflerini anlattı.
“Milli Takımın Hedefleri” oturumunun konuğu olan Şenol Güneş, “Bizden beklenen Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonasında başarılı olmak. Ülkemizi iyi temsil etmek, herkesin beğenisini kazanırken iyi oyun ortaya koymak. Aynı zamanda aile havasını oluşturabilmek. Göreve geldiğimde de söylemiştim, bizim ortak hayalimiz olsun, ortak hedefimiz olsun ve ortak çalışma yapalım. Bu sözü yerine getirdiğimizi düşünüyoruz. ‘Bizim çocuklar’ ifadesini de yerleştirdik. Bu da bir markadır. Bu milli takım herkesin ortak değeri, herkesin eleştiri yapabileceği, sahipleneceği ama değerini yok etmeyeceği yüce bir duygu olmalı” dedi.
‘Takılmalar olabilir’
Uluslar Ligi’ndeki durumu da yorumlayan tecrübeli çalıştırıcı şunları söyledi: “Bulunduğumuz FIFA sıralaması üzerinde benzer yerlerde olan takımlara karşı zorlandık. Başarıya giden yolda bazen başarısız sonuçlar alınabilir. Ayak takılmaları olabilir. Bunlardan ders çıkarmak lazım. Uluslar Ligi’nde aldığımız sonuçlar itibarıyla başarısız olduğumuzu düşünüyoruz. Oradan da gelecek 2 takım Dünya Kupası play-off elemelerine katılacak. Hollanda, Norveç gibi rakiplerin bizden daha iyi görünmesine rağmen onlardan iyi olacağımızı düşünüyoruz. Birincilik hedefimiz var çünkü 1. takım direkt gidiyor. 2. olan play-off oynayacak.”
‘Taban çok önemli’
Şenol Güneş, Milli Takım’ın başarıya nasıl gideceğini şöyle tarif etti: “Taban çok önemli. Zirvede olanların güçlü olabilmesi için tabanın üretiminin çok ve sağlıklı olması lazım. Biz oraya elenerek geliyoruz. Onları temsilen oradayız. Bizim şu anda yaptığımız şey bir sonuç. En önde yarışmada olan bir takımız. Bizim alacağımız sonuçlar hem ekonomik hem de manevi olarak birtakım değerleri büyütüyor ama aynı zamanda oyuncularımızın pazar payını da büyütüyor. Dikkat alanını buraya çekiyor.”
‘Hikayeler enteresandır’
Futbola başladığı dönemdeki zorluklardan bahseden Şenol Güneş, “53 yıl olmuş, zaman çok hızlı geçiyor. Bugün sponsorlardan elde ettiğimiz malzemeleri top dahil geçmişte bulamıyorduk. Yokluk içerisinde, yamalı toplar, naylon toplar, tenekeler, limon kabukları... Bizim bugünkü mesleğimiz olan futbolun ürününü hiç görmeden işe başlamıştık. Deniz kenarında denize atlarken kaleci gibi atlamaya çalışırdık. Ama zaman içerisinde kaleci olduk. O da tesadüf oldu. Oradan büyüdük bir yerlere geldik. Başarılı olan her insanın geçmişine baktığımız zaman hikayeleri enteresandır. Birçoğu sorunlarla karşı karşıya gelmiştir. Ben de onlardan bir tanesiyim” ifadelerini kullandı.
‘Yüzde 90’ını yaptık’
En şanslı federayonlardan biri olduklarını belirten Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanı Fatih Çintimar, “Bütün organizasyonlar iptal olurken biz organizasyonlarımızın yüzde 90’nını gerçekleştirdik. Ama en önemli olanları gerçekleştiremiyoruz. Yıldızlar ve gençlerin katıldıklarını yapamıyoruz. Diğer organizasyonları kısıtlamalarla gerçekleştirmiş olduk. Mesela İstanbul Maratonu’nu 100 bin kişiyle değil 4 bin kişiyle yaptık” ifadelerini kullandı.
Delihasan: 485 kişi katıldı
Karate camiasının diğerlerinden farklı bir süreç geçirdiğini aktaran Türkiye Karate Federasyonu Başkanı Esat Delihasan, şunları kaydetti: “Çünkü kulüplerimiz üye aidatlarıyla ayakta kalan kulüpler. Bu süreçte üyeler salonlara gelmeyince aidatlarını ödemediler. Aidatlar ödenmeyince kulüplerin ekonomik sıkıntıları başladı. Pandemi sürecinden sonra sporcularımızla uzaktan antrenmanlara, eğitimlere devam ettik. Kısıtlamalar kalkınca birebir antrenmanlara başladık. Uluslararası organizasyonlar da iptal oldu. Ama biz yine de Türkiye Şampiyonası’nı yaptık. Geçen yıl 380 kişinin katıldığı şampiyonaya bu sene 485 kişi katıldı.”