24.01.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:
Geçtiğimiz sezon Liverpool karşısında sahayı 2-1'lik galibiyetle terk eden Manchester'lı futbolcular içinde birinin başı her zamankinden daha dikti. Yaşayan Galli efsane Ryan Giggs, henüz 14 yaşında George Best'in varisi olacağı inancıyla giydiği United formasıyla tam 600'üncü kez yeşil çimlerden soyunma odasına yürüyordu. Üstelik galibiyeti getiren iki ortayı da yapmış olmanın gururuyla.Aynı maçta Ruud van Nistelrooy'un kırmızı formayla 100'üncü müsabakasına çıktığını anımsamak herhalde Giggs'in 600'ünün ne denli büyük bir rakam olduğunu anlamakta biraz daha yardımcı olacak. Hele 14 yıla sığan bu 600 bitiş düdüğünün içinde 8 Premier Lig, 4 Federasyon, 1 Lig, 1 de Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu kupaları varsa. Herhalde Giggs'in yaşamadığı ve galiba hiç yaşayamayacağı heyecanlar, dünya kupaları ve Avrupa şampiyonaları olacak. * *Geçtiğimiz yıl Londra'da Christies'te yapılan bir müzayedede, rakip İsveç'in sarı forması nedeniyle o gün sıra dışı bir biçimde mavilerle sahada olan Brezilya'nın Pele'sine (yada Pele'nin Brezilyasına) ait forma yaklaşık 105 bin dolara alıcı buldu. 16 yaşında Manchester United forması giyen Giggs, ne yazık ki hiçbir zaman 17 yaşında dünya kupası kaldıran Pele'nin hislerini yaşayamayacak. Ve galiba hiçbir zaman Giggs'in kırmızı forması, 1958'te İsveç'te Dünya Kupası finalinde ev sahibine karşı çocuk yaşta iki gol atan Pele'nin mavi forması gibi 59 bin pound etmeyecek. Hep İngiltere formasıyla hayal edilen ama Galli olan Giggs, aslında 14 yaşındayken İngiliz genç milli takımında yer almış. Ama büyük yetenek avcıları onu pek beğenmemişler ki, ilerleyen yaşlarda Galler formasına dönmek durumunda kalmış. Hatta eski takım arkadaşı Arjantinli Veron, onun Galli olduğunu bir tesadüf eseri öğrenmiş. Arjantin-Galler milli maçı için Cardiff'e ulaşmak zorunda olan Veron, oraya nasıl gidileceğini Giggs'e sorunca, Galli'nin cevabı şöyle olmuş: "Üzülme, beraber gideriz!" Rüzgârın oğlunun, 1999 Federasyon Kupası'nda Arsenal karşısında olağanüstü bir golle sonuçlanan dansı -pardon- driplingi, doğrusu bizim de ayaklarımızı yerden kesmişti... Ryan Joseph Giggs artık 33 yaşında, ve belki eskisi gibi bayıltan driplingleri yok, ama hâlâ 90'ıncı dakikada Liverpool'u yıkabilecek ortaları yapan küçük ayaklara sahip. Belçika Ligi'ni bu sezon biraz daha yakından takip ediyoruz. Serhat Akın, ilk yarıda attığı 7 golle bizi gururlandırdı mâlum. Sezer Öztürk de 2005'i Germinal'de geçirmişti. Hatta Belçika'da geçen yılın gol kralı, eski Trabzonspor'lu şimdiki Brugge'lu Lange idi. Ama o topraklarda bizim dikkatle takip ettiğimiz bir başka Türk daha var: İzzet Akgül... 1,88 boyu ve 82 kiloluk ağırlığıyla Hakan Şükür ve Thierry Henry fiziğini hatırlatan İzzet Akgül, henüz 23 yaşına girdiği şu günlerde ülkenin gelecek vaat eden gençlerinden biri. Belçika basınında, eski milli takım teknik direktörü Aime Anthuenis'in İzzet'i takip ettiği söyleniyordu. İzzet de, tercih yapmak durumunda kalırsa Belçika'yı seçeceğini ifade etmişti. Genç oyuncunun menajeri Mogi Boyat, Haziran 2006'ya kadar Charleroi'yla sözle şmesi olan İzzet'in kulüp kariyerini de, ailesinin ya şadığı bu ülkede sürdürmeyi düşündüğünü belirtiyor. Hollanda basınına göre ise İzzet'le ilgilenen kulüplerin başında Twente geliyor. Galatasaray'ın altyapısından A takıma çıkma şansı bulamayan ve 2002 yılında İsviçre'nin Sion, ardından da Belçika'nın Ur Namur ve Charleroi ekiplerinde forma giyen İzzet Akgül, Jüpiler Ligi'nde geçtiğimiz sezon 24 maçta forma giydi ve 8 gol kaydetti. Yani yere göğe koyamadığımız Serhat'ın şu anki gol sayısından bir fazla... Çift pasaportlu İzzet, hafta sonunda hem Genk'i yıkan gollerden birini attı, hem de sakatlıktan tam olarak kurtulduğunun sinyallerini verdi. Bravo İzzet, takibe devam... Belçika'da İzzet'imiz var Rus doğalgaz şirketi Gazprom'un, fiyatı 50 dolardan 230 dolara çıkarması üzerine bu ülkeden gaz almayı kesen Ukrayna'nın başkenti Kiev'de küçük bir köy: Oseshchyna... O köyde yaşayan ve bulduğu birkaç odunla ısınmaya çalışan 70'li yaşlardaki kadın: Natalya Bendyk... Fotoğraf, 15 Rus ülkesini barış amacıyla bir araya getiren CIS Kupası'nda Azerbaycan'la Ermenistan'ın kavgasını anımsattı bana. Doğalgazı kesip Ukrayna hükümetine darbe vurmak isteyen Rusya, zavallı köylü Natalya'yı vuruyor aslında. Aynen Azerbaycan topraklarının güvensiz olduğunu dünyaya anlatmaya çalışan Ermeni yöneticilerin, amaçları yalnızca top oynamak isteyen 22 oyuncuyu vurdukları gibi. Vurulan kim?