“Ne güzel oyuncumuzdun sen Ricardo Abi...
Trivelan başka, rabonan bir başkaydı..
Çalımların, pasların asistlerin..
Yazık oldu, tribün mü senin yerin!”
Ahmet Muhip Dranas hangi takımı tutardı, bilmiyorum... Beşiktaşlı olsaydı, yukarıdaki şiiri Fahriye Abla kıvamında yazabilirdi.
Ricardo Quaresma dün gerçekten yokluğuyla büyüdü. Haksızlık etmeyelim, ilk yarıda sağ kanatta ona vekalet eden Aboubakar da beklenenden fazlasını yaptı. Çalım attı, top ortaladı, şut denedi ama olmadı. Koca takım, maçın başından sonuna Quaresma’yı aradı. Kayserispor hemen her defasında Sergen Yalçın’ın kalabalık savunma ve kontratağa dayalı çabuk oyun anlayışıyla Beşiktaşlıları soğuk havada terletti. Umut, Welliton, Deniz ve Varela’nın rahat, sakin ve hızlı hücumları Beşiktaş savunmasında panik yarattı. Konuk takımın oyununda bekler Levent ve Erkan Kaş’ın da önemli payı vardı.
Beşiktaş’ta alkışı da takdiri de hak eden iki adam vardı dün... Vincent Aboubakar ve Fabricio Ramirez D’Agosto... Biri attığı öteki tuttuğu toplarla büyüdü. Sergen Yalçın 1 puana mı seviniyor, yoksa 3 puanı kaçırdığına mı yanıyor? Herhalde ikincisi...
Beşiktaş’ı kadro zenginliği ve derinliğiyle övdük. Ama görüldü ki o zenginlik, kadroda rehavet yaratmış. Cenk Tosun mesela şut atmadan maçı bitirdi. Ryan Babel ne yapıyor, ne oynuyor, anlayan beri gelsin. Tosiç hiç oynamasa daha iyiydi. Marcelo çıktıktan sonra ayıplarını örten de olmadığı için sırttı. Talisca’nın et mi balık mı olduğunu anlamadık. Adam oyuna katılmıyor, pres yapmıyor, top çalmıyor, kazandığı topları da ya auta atıyor, ya da rakibe kaptırıyor.
Olimpiyakos maçını oynayan 10 futbolcuyla oyuna başladı Beşiktaş... Sadece Beck, cezalı Gökhan’ın yerini almıştı. Elinden (ayağından) gelenin en iyisini yapmaya çalıştı: Savunmada eksik-gedik kapamaya gayret etti. Bu arada kendi kalesine de bir gol attı, kahretti.
Aboubakar, ilk yarıda sağ kulvarda oynuyordu ya, ikinci yarıda merkeze döndü. Babel’in yerini Tolgay’a bırakması da doğru bir hamleydi ama bütün bunlar yetmedi. Aboubakar’la iki golü bulan Beşiktaş, Kayserispor’un hızına, baskısına ve baskınına dayanamadı, 1 puanı zor kurtardı.
Şimdi “geleneksel” yorgunluğa bakalım... Olimpiyakos maçının yükünü henüz boşaltamamış Beşiktaş. Nereden belli? Top kayıplarından. İsabetsiz paslardan, dezorganize-dağınık oyundan!
Konya’daki maçı Medipol Başakşehir 3 golle kazanınca, beraberliği zor kurtaran Beşiktaş’ın avantajı 2 puana düştü. Yeter mi? Yetmez... Lig yeniden başlar, kolay kolay bitmez!