Fenerbahçe, Aziz Yıldırım döneminin belki de en talihsiz, en karanlık, en başarısız günlerini yaşıyor.
Bugüne kadar Süper Lig’in son haftasında, son dakikada kaybettiği şampiyonlukları hatırlıyoruz.
Hayal kırıklığı yaratan yüksek maliyetli transferlerini de. Ama hiçbirinde bu kadar moral bozucu, gelecek adına kaygı verici bir tablo ortaya çıkmadı.
Aziz Yıldırım, kuşkusuz Fenerbahçe’de en çok yatırım yapan başkan olarak anılacaktır. Ne var ki o tesis ve yatırım zenginliğinin yanına futbol aklını koyup koymadığı tartışmalıdır.
İşbaşına geldiği günden beri hemen hiçbir antrenörle barış içinde ayrılmamış, antrenörlük mesleğine hak ettiği saygıyı göstermemiş ve bazıları için de sürekli ipotekler koymuştur.
Bu tablo Yıldırım’ın iddiasına yakışmayan bir tablodur.. Peki buraya nasıl gelindi? Aziz Başkan’ın kişisel iradesinin kontrolsuz ve tartışmasız kabulüyle. O nedenle yurt içinde duygusal geleneklerle yapılamayan denetlemeler, UEFA’nın Finansal Fair Play ilkelerinde duvara toslamış, Fenerbahçe, tarihinde görülmeyen sıkıntılı bir sürece girmiştir. Bu süreçten kolay çıkılamayacağı bilinmelidir.
“Ancak sattığın futbolculardan elde ettiğin gelir kadar bonservis ücreti ödeyerek transfer yapabilirsin!” İşte FFP ilkelerinin en acımasız, en sınırlayıcı olanı budur. Fenerbahçe kadrosunda satışı ile yeterli gelir sağlayacak oyuncu yok gibidir. Öte yandan Fenerbahçe’nin ciddi biçimde yeniden “kökten” ve “akil” bir kadro mühendisliğine ihtiyacı vardır. Beşiktaş’ın üç yıl acı çekerek bu süreci geçtiğini, şampiyonluğun ancak dördüncü yılda geldiğini düşünürsek, Fenerbahçelilerin de bir o kadar beklemesi gerekebilir.
Fenerbahçe taraftarı, kombinesiyle, Fenerium alış verişleriyle kulübüne sadakat göstermiş, onurlu yürüyüşlerle yargı önünde başkanını desteklemiştir. Sonra da derin hayal kırıklıkları yaşamaya başlamıştır. Son günlerde tekrarlanan “Yönetim istifa” sloganları dramatik bir tablo ortaya koymaktadır. Eski Başkan Ali Şen’in deyişiyle “Başkan, kendi inşa ettiği 50 bin kişilik statta kendi taraftarları tarafından kulübü terk etmeye çağrılmaktadır.”
Aziz Yıldırım’ın her şeye rağmen bunu hak ettiğini düşünmüyoruz.
Öte yandan deneyimli bir spor adamı, kulübe iz bırakmış bir başkan olarak ilan ettiği son dönemin bitiminde böyle kötü bir tablo ile ayrılmak da hazin bir son olur. O nedenle Yıldırım’ın belki de olağanüstü kongre kararı alarak yeni bir güven oyu sağlaması, sonra da aklın sesine kulak vererek daha mutlu bir Fenerbahçe için kolları sıvaması gerekebilir. Bu kararları alırken camianın desteğiyle bekleyen Ali Koç’u da kırmamaya özen göstermelidir.
Aziz Yıldırım bunu yapabilir mi? Yapmak zorunda, yapar!
Bursa’da ve Londra’da YUH!!!
Hafta sonunda iki “taraftar saldırısı” tedirginlik ve utanç yarattı. Biri Londra’da... Öteki de bizim Osman Gazi köprüsünde.
Bursaspor taraftarları, Kasımpaşa deplasmanında 4-0 kaybeden takıma öfkelenerek Osman Gazi köprüsü çıkışında zorla otobüse girmişler. Bazı futbolcuları tartaklamışlar. Takım kaptanlarından Harun Tekin’e de bıçak çekmişler. Bu şiddet gösterisiyle ürperen yabancı futbolcuların şok geçirdiği, Harun Tekin’in ise artık Bursaspor’da oynamak istemediği bildiriliyor.
Öte yandan Londra takımı Crystal Palace taraftarı bir grup vandal, takımın kaldığı otelin önündeki otobüsü, rakip Middlesbrough’un aracı zannederek sprey boyalarla boyadığı, bazı bölümlere de hasar verdiği görüldü. Menajer Sam Allerdays boyalarla kirletilen otobüsü her şeye rağmen kullanacaklarını bildirerek taraftarları kendi utancıyla baş başa bıraktı.
Londradakiler, merak etmeyin kısa zamanda yakalanarak hakim önüne çıkarılacaktır. En azından mala zarar vermek suçuyla cezalandırılabilirler. Bursaspor otobüsüne saldırıp jandarma tarafından 6’sı gözaltına alınan öfkeli dayıların hesabı nasıl görülecek? Bilmiyorum, bekliyorum.
Beşiktaş %60 Başakşehir %40
Hafta sonunda oynanan maçlardan sonra hep beraber gördük ki ezeli rakiplerden Galatasaray ve Fenerbahçe şampiyonluk yarışından düştüler. Geri kalan 12 haftada 10-12 puanlık farkları kapatarak ipi göğüslemeleri ancak mucize ya da masallarda yaşanacak olaylardır.
Lig’in son etabında iki takım soluk soluğa mücadele edecek... Galatasaray derbisindeki galibiyetin verdiği rahatlık ve moralle Beşiktaş’ın 4 puan gerisindeki Medipol Başakşehir’e yakalanacağını sanmıyorum.
Şenol Güneş’e de Abdullah Avcı’ya da saygım sonsuz. Onlara başarılar dilerim. Benim hesabıma göre Beşiktaş yüzde 60 şampiyon olur. M.Başakşehir’in şansı yüzde 40... İki takıma da bol şans dilerim.