Baştan belirteyim; Oktay Mahmuti’yi çok severim. Kişisel olarak da basketbol anlayışı olarak da hayran olduğum Mahmuti geçen sezon Efes’le inişli-çıkışlı bir sezon geçirdi ama Euroleague’de takımını çeyrek finale çıkartma başarısı göstererek Türk takımlarının Euroleague’de uzun süre sonra geldiği en yüksek seviyeye geldi.
Sezon başında Anadolu Efes bütçede küçülmeye gitti ama yine de ‘elite yakın’ bir kadro oluşturdu. Farmar’ın yerine Planinic, Shipp’in yerine Hopson ve Vujacic’in yerine Vasilieaidis ile bence eşdeğer olmasa da yakın bir kadro oluşturuldu. Kadrodaki sıkıntı; takımdan ayrılan yerli oyuncuların yerlerine yenilerinin getirilemesi oldu.
Anadolu Efes sezona Euroleague’de galibiyetler-ligde mağlubiyetler şeklinde başladı. Daha sonra bu seri; Euroleague’de mağlubiyetler-ligde galibiyetlere döndü. Euroleague’de Zalgiris’in deplasmanda Brose’yi yenmesiyle Top16’e yükselebilen Anadolu Efes ligi ise ikinci sırada götürüyordu. Bu anda yönetim cesur bir karar vererek Oktay Mahmuti’nin yerine Vassilis Angelou’yu getirdi.
Angelou’nun takımın başında olduğu ilk maçta Efes deplasmanda Türk Telekom’u uzatmada yendi. Daha sonra Banvit’e ve deplasmanda Torku Konya’ya yenildi. Euroleague’de ise deplasmandaki Barcelona ve Panathinaikos deplasmanlarının yanında İstanbul’da Unicaja Malaga’ya kaybedildi.
Bu arada takımda neler değişti, onu da belirtelim; Tadija Dragicevic’in yerine Milko Bjelica transfer edildi. Gordon sakatlıktan döndü, Vasilieaidis ritme girdi, Doğuş Balbay daha fazla süre almaya başladı, Gönlüm istikrarını arttırdı ve son olarak da Zoran Planinic daha verimli oynamaya başladı.
Takımın daha istekli oynadığı ve bir yerden sonra çıkışa geçeceği bariz ortadaydı. Kaybedilen maçların hiçbirinde –Torku Konya maçı hariç- Efes kesin favori değildi. Torku Konya maçında ise rakip takım son çeyrekte inanılmaz şut attı.
Efes’in kazanacağı maç EA7 Milano maçı oldu. Semih Erden’in de oynamadığı maçta Efes 38 dakika boyunca iyi oynadı ama son iki dakikada maçın dönmesine izin verdi. Hücumda Dusko Savanovic’in yanlış tercihleriyle maç elden giderken, Zoran Planinic inanılmaz bir basket atarak daha önce kaybettirdiği maçları en azından bir seferlik telafi etti.
Efes’in asıl patladığı maç ise dünkü Galatasaray deplasmanı oldu. Mahmuti döneminde –ne kadar formda olursa olsun- Galatasaray maçlarında yenilen Efes dün maçın birinci dakikasından itibaren ipleri eline aldı. Bunun en önemli nedenleri; Doğuş Balbay-Jamon Lucas Gordon’ın savunmadaki ve hücumdaki performansları, Erden’in yokluğunda Gönlüm-Bjelica’nın pota altında etkili olması idi.
Efes’te Angelou göreve geldikten sonra gördüğümüz en önemli fark takımın daha yürekli oynaması ve kaybetse bile bizlere zevkle izlenecek bir maç göstermesi oldu. Angelou göreve geldikten sonra çoğu kişide şüphe uyandırdığı doğru ama vatandaşı Ilias Zouros göreve geldiğinde olduğu gibi ‘zevkle izlenecek bir takım yarattığı’ aşikar.
Not: Yazıyla ilgili eleştirilerinizi ve her türlü görüşünüzü adresine iletebilirsiniz…