Turkish Airlines Euroleague’de son 2 haftaya girilirken, E Grubu’nda Fenerbahçe Ülker ve F Grubu’nda Galatasaray Liv Hospital çeyrek final iddialarını sürdürmekteler. Yazının ikinci bölümünde de yarınki derbi maçı kısaca değerlendirelim… Sırasıyla inceleyelim…
Fenerbahçe Ülker ve E Grubu
E Grubu maçlarında bu hafta hüsran yaşadık. Perşembe akşamı Anadolu Efes İstanbul’da ağırladığı Laboral’den fark yerken, Cuma akşamı da Fenerbahçe Ülker İstanbul’da EA7 Milano karşısında tutunamadı.
Böylece Anadolu Efes ‘umut verici’ bir başlangıç yaptığı Top16’i grup sonuncusu olarak bitirmeyi hemen hemen garantiledi, işin en kötü tarafı grup sonuncusundan İstanbul’da bu kadar ağır bir fark yemeleri oldu.
Fenerbahçe Ülker’e gelelim… Fenerbahçe Ülker, Euroleague’in en pahalı kadrolarından birine sahip ama ortaya koydukları performans tam bir fiyasko. Yönetimsel hataları tekrarlamanın gereği yok, bu kadar iddialı bir takım bu kadar kopuk kopuk oynayamaz. Fenerbahçe Ülker bu sezonun genelinde beş dakika süper-beş dakika berbat oynadı. Bu haftaki maçta da ikinci çeyreğin ortasında öyle bir kopuş yaşandı ki, mantıklı bir açıklaması yok. Örneğin, CSKA Moskova da Real Madrid deplasmanının son çeyreğinde benzer bir çöküş yaşadı ama çeyrek final mücadelesi veren Fenerbahçe Ülker, hem de kendi seyircisinin önünde, hem de Langford’sız EA7 Milano karşısında mücadele ederken böyle bir çöküş yaşamamalı.
İkinci nokta şu ki, Fenerbahçe Ülker 12 maçın hiçbirinde tüm oyuncularından aynı maç içinde verim alamadı. Sezonun başında çok iyi oynayan Emir-Bojan ilk 11 maç yokları oynadılar, onların etkisiz olduğu maçlarda Bo-Kleiza ikilisi takımı sırtladılar ama bu sefer de onlar hayalkırıklığı yarattılar. (Burada Kleiza’ya ayrı bir parantez açalım. Arka arkaya birçok iyi maç oynadıktan sonra sezonun en kritik yerinde bu kadar kötü oynaması anlaşılabilir gibi değil, EA7 Milano maçında -4 verimlilik puanıyla oynadı) Sezon boyunca verimli olan tek isim Nemanja Bjelica oldu (ki onun Milano maçı performansı da ortada) Luka Zoric’in istikrarlı katkısı (!) ve pota altını rakipler için adeta şov alanına çevirmesi de unutulmamalı.
Fenerbahçe Ülker bu kötü performansa rağmen çeyrek finalist olabilir mi? Olabilir. Fenerbahçe Ülker son iki maçında grubun dipteki iki takımıyla karşılaşacak. Gelecek hafta Laboral deplasmanı ve son hafta da Anadolu Efes maçı var. Kağıt üstünde galibiyetler kolay gelecek gibi duruyor ama gelecek hafta işin kolay olacağını sanmıyorum. Fenerbahçe Ülker iki maçını alsa bile bir Yunan takımını geçmek zorunda. Son hafta Olympiakos-Panathinaikos maçı oynanacağı için, bir Yunan takımı zaten 7 galibiyeti geçemeyecek. Burada sorun Fenerbahçe Ülker’in ikili averajda hep geride olması. Durum 7-7 olursa Fenerbahçe Ülker mutlaka elenecek. Olympiakos-Panathinaikos maçının %60 üstü bir ihtimalle evsahibi takım lehine biteceğini düşünüyorum. Eğer tahmin ettiğim gibi olursa, Panathinaikos-Unicaja Malaga maçında Malaga’nın kazanması turu Fenerbahçe Ülker’e getirebilir. Yalnız, burada yeni bir sorun ortaya çıkıyor. Malaga o maçtan sonra son maçta da EA7 Milano’yu geçerse çeyrek finalist olur. Kısacası, Fenerbahçe Ülker turu çok zora bıraktı, bu haftaki Milano maçından sonra Laboral’i İspanya’da yenmeleri de çok muhtemel durmuyor.
Son ihtimal de; dört takımın birden 7 galibiyette buluşması olacak. Bu durumda dörtlü averaja gidilecek. Bu senaryomuza göre; dörtlü averajda da eşitlik bozulmayacak ve genel averaja bakılacak. Kalan maçlarda aşırı enteresan skorlar oluşmazsa; iki Yunan takımı çeyrek finalist olacaklar.
Fenerbahçe Ülker’in gruptan çıkma şansı matematiksel olarak devam ediyor ama gerçekçi olarak yaklaşırsak; tur ihtimali oldukça düştü. Bu kadar büyük yatırıma rağmen Top16’den öteye gidilememesi üzerine çok kafa yorulması gereken bir sorun olacak.
Galatasaray Liv Hospital ve F Grubu
F Grubu’nda son iki haftaya girilirken dördüncülük yarışındaki iki takım Galatasaray Liv Hospital ve Lokomotiv Kuban 6’şar galibiyetteler. Averajlar birbirlerine daha da yaklaştılar ve Lokomotiv Kuban (0) Galatasaray ise (-1) averajda. Maccabi ise şu anda 7 galibiyette. Grup sonunda çok ilginç durumlar ortaya çıkabilir:
_ Galatasaray-Kuban-Maccabi grup sonunda eşit galibiyette olurlarsa; üçlü averaja bakılacak ve Maccabi üçüncü, Lokomotiv Kuban dördüncü, Galatasaray beşinci olacak. Galatasaray elenecek.
_ Galatasaray-Kuban eşit galibiyette olursa genel averajda önde olan grubu dördüncü tamamlayacak.
_ Galatasaray-Kuban hem eşit galibiyette bitirir, hem de averaj olarak eşit olursa grupta atılan toplam sayıya bakılacak. Şu anda Lokomotiv Kuban (942) ve Galatasaray (923) sayı üretmiş durumda.
Bu hafta Galatasaray Liv Hospital kalan üç maçı arasındaki en önemli maçını kazandı. CSKA Moskova maçının kaybedilmesi kabul edilebilir, Real Madrid’in Lokomotiv Kuban’ı yenmesi durumunda durum yine dengede olacak. Galatasaray bu hafta kaybetseydi, bu yenilgi muhtemelen yolun sonu anlamına gelecekti. Galatasaray Kaunas deplasmanında kazanmanın ötesinde önemli bir averaj da yakaladı.
Gelecek hafta iki takım da zorlu deplasmanlara gidecekler. Kıyas almak ne kadar doğru olur bilinmez ama iki takımın da önce ‘diğer iki zorlu takım’a karşı deplasmanda oynadıkları maçlara bakalım. Bu maçlarda sürpriz çıkmazken Galatasaray ortalama 10.5 sayı, Lokomotiv Kuban ise ortalama 5.5 sayı fark yedi. Diğer taraftan, Real Madrid ile CSKA Moskova da genel averaja kaldılar ve şu anda CSKA Moskova (+126) , Real Madrid (+124) averaja sahip. İki takım da rakiplerini kilitleyip, farkı açma potansiyeline sahipler. Şu anda daha fazla sayı farkına ihtiyacı olan takım ufak bir farkla Real Madrid. Açıkçası iki hafta önce gördüğümüz üzere Real Madrid lider olmayı daha çok istiyor gibi duruyor. İstatistiklere bakarsak durum dengede duruyor, CSKA Moskova çok yüksek bir formda olmadığı için gelecek hafta Galatasaray’ın –galibiyet sayısı olarak olmasa da averaj olarak- bir adım öne geçeceğini düşünüyorum ama dengeler çok eşit, tekrar hatırlatayım.
Galatasaray’ın son haftalardaki yüksek formuna da değinelim. Yüksek form Lokomotiv Kuban galibiyetiyle başlamış gibi görünse de bence tam tersi. Lokomotiv Kuban maçının son 30-35 dakikası Galatasaray’ın dibe vurduğu dakikalardı. Bayern-Zalgiris maçlarında çok önemli üç şey gerçekleşti:
1- Ergin Ataman Zoran Erceg ısrarından vazgeçti. Önceki maçlarda ortalama 31-32 dakika sahada kalan Zoran Erceg hem hücumda takım disiplininden uzak oynuyordu, hem de savunmada hiçbirşey yapmıyordu. İşin anlaşılamayan tarafı şu ki Erceg berbat oynasa bile Ergin Ataman ondan vazgeçmiyordu. Son iki maçta Ataman Erceg’e sırasıyla 22 ve 20 dakika süre verdi. Böylece Macvan daha fazla süre almaya başladı ve Erceg de kısa sürelerde verimli oldu.
2- Carlos Arroyo’nun oyun tarzı değişti. Bundan önceki maçlarda da Arroyo verimli oynamaya çalışıyordu. Yalnız, skorer oyunu sadece kendisine yarıyor, takımdaki diğer elemanları oyundan düşürüyor ve Galatasaray’ın hücum verimliliğini çok düşürüyordu. Son iki maçta Arroyo takımı beslemeye ve adeta ‘Jason Kidd etkisi’ yaratmaya başladı. Arroyo’nun son iki maçtaki ortalama istatistikleri 17.5 sayı-2 ribaund-9 asist. Sezonun en formda döneminde olduğu tartışılmaz.
3- Üçüncü olarak da ‘dış oyuncu katkısı’ diyebiliriz. Manuchar Markoishvili’nin dönüşü Kuban’da çok etkili oldu ama son iki maçta Hairston-Sinan ikilisi de ona katıldılar. Üçü de gününde olunca kazanmak çok kolay oluyor.
Bunların yanında Bayern maçında Pops Mensah-Bonsu ve Zalgiris
deplasmanında da Furkan Aldemir faktörleri var. Furkan Aldemir ayrı bir övgüyü hakediyor, onu alttaki bölümde değerlendireceğim…
Bireysel İstatistikler
Bireysel istatistiklerde daha fazla öne çıkan isimler var ama ilk olarak Furkan Aldemir’den bahsetmek istiyorum. Aldemir daha önce 20 verimlilik puanından daha etkileyici verimlilik puanlarına imza attı ama bu maçtaki performansı ayrı bir övgüyü hak ediyor. İstatistik kağıdı şöyle oldu; 33:15 dakikada 10 sayı-14 ribaund-1 asist-1 top çalma-1 blok. Furkan 5/8 ikilikle oynarken kullandığı 2 serbest atışı da kaçırdı. Ribaundlarının 6’sını hücumda aldı. Bu maçta karşı takımın pivotunun da Robertas Javtokas olduğunu hatırlatalım.
Haftanın en yüksek verimlilik puanına sahip olan oyuncusu ise Lokomotiv Kuban’dan Derrick Brown. Genç Amerikalı 18 sayı-7 ribaund-3 asist-1 top çalma ile toplamda 34 verimlilik puanına ulaştı. Sergio Rodriguez ve Alex Tyus onun arkasında yer aldılar.
Haftanın en skorer oyuncusu ise Fenerbahçe Ülker’den Bojan Bogdanovic oldu. Bu hafta iyi bir şut yüzdesiyle 24 sayı üretti.
Fenerbahçe-Galatasaray maçı öncesi
Beko Basketbol Ligi’nin 24.haftası derbiye sahne olacak. Gözüken o ki, Fenerbahçe Ülker 2.veya 3. , Galatasaray LH de 4.veya 5.olarak ligi bitirecekler ve muhtemel final eşleşmesi dışında bu sezon başka karşılaşmaları olmayacak. Ayrıca yabancı sınırlaması kuralı da gelecek sezon muhtemelen değişeceği için sınırlamayla oynanacak son normal sezon maçı olacak.
İlk maçta Galatasaray LH rahat bir oyun sonrası kazanmıştı. Fenerbahçe Ülker ligin bütün kritik maçlarında yaptığı hatayı yapıp sahaya tek pivotla çıktı ve Furkan-Pops’un ikisi de gününde olunca Galatasaray rahat kazanmıştı. Ender Arslan’ın da çok iyi bir maç çıkardığını hatırlatalım.
Bugün ise durum farklı. Geçen hafta sezonun en iyi maçını oynayan İzzet Türkyılmaz’ın yanında Ömer Onan ve Melih Mahmutoğlu da beklenenin üstünde verim veriyorlar. Emir Preldzic de son haftalara göre biraz daha iyi durumda. Galatasaray’da ise Sinan Güler-Furkan Aldemir haricinde beklenen verimi sağlayabilen yerli oyuncu yok.
Bir tarafta Kaunas’ta beklenenden iyi oynayarak kazanan Galatasaray, bir tarafta da İstanbul’da EA7 Milano karşısında çok kötü bir maç çıkaran Fenerbahçe var. Euroleague maçları kıstas sayılabilir mi, o belirsiz. Galatasaray Şubat başından beri oynadığı dört deplasman maçını da kaybetti. Sırasıyla Beşiktaş, Tofaş, Banvit ve Gaziantep maçları. İki yıl öncesinde; Ergin Ataman Beşiktaş’ı şampiyonluğa taşırken de normal sezonu dördüncü sırada bitirmişlerdi, Ataman’ın ligde alınacak sonuçları çok da önemsemediğini söyleyebiliriz. Ne olursa olsun, bu bir derbi maç ve iki takım da kazanmak için sahada yer alacaklar.
Not: Olumlu-olumsuz görüşlerinizi ve önerilerinizi adresine bekliyorum…