Euroleague’de ilk turda mücadele eden üç takımımız da gruplarından çıkmayı başardılar. Fenerbahçe Ülker ve Galatasaray Liv Hospital gruplarından çıkmayı bitime iki-üç hafta kala kesinleştirirken, Anadolu Efes son maçta Zalgiris’in Brose’yi Almanya’da yenmesiyle tur atladı. Geçen yıl uygulamaya geçen yeni sistemle Top16 için yeni kura çekilmiyor ve takımlar 8’erli 2 gruba ayrılıyor.
E Grubu: Fenerbahçe Ülker, Olympiakos, EA7 Emporio Armani, Laboral Kutxa, Barcelona, Unicaja Malaga, Anadolu Efes, Panathinaikos
E Grubu oldukça ilginç takımlarla oluştu. 3 İspanyol takımı, 2’şer de Türk ve Yunan takımı var. Diğer grubun aksine alt taraftan gelen takımlar çok tehlikeli. Anadolu Efes’i kenara koyarsak, Barcelona-Panathinaikos Euroleague’de son aşamaların olmazsa olmaz takımları. Unicaja Malaga gruptan çıkabilir mi, bilinmez ama özellikle evinde oynayacağı maçlarda üst düzey rakipleri yenme ihtimali yüksek.
Fenerbahçe Ülker
Sezona koç Obradovic başta olmak üzere flaş transferlerle giren Fenerbahçe Ülker ilk tur grubunda F4’un en büyük iki favorisi Barcelona ve CSKA Moskova ile aynı grupta yer aldı ve Barcelona’yı içerde, CSKA Moskova’yı ise hem içerde hem de dışarda yenmeyi başardı ve grubu ilk sırada bitirdi.
İlk turda Bojan Bogdanovic 18.1 sayı ortalamasıyla Euroleague sayı kralı oldu. Daha da önemlisi, Bogdanovic’in %55 ikilik, %40 üçlük ve %87.5 serbest atış yüzdesiyle oynaması. Takımın bir başka önemli oyuncusu olan Emir Preldzic ise 19.4 ortalamasıyla Personal Index Rating sisteminde lig dördüncüsü. Preldzic 12 sayı-5 ribaund-5 asist ortalamalarıyla oynuyor.
Fenerbahçe Ülker dış oyuncular açısından oldukça şanslı ve yetenekli isimlere sahip. Pota altında ise tam tersi bir durum yaşandığını söyleyebiliriz. Kleiza mecburiyetten zaman zaman dört-beş numara oynuyor. Nemanja Bjelica beklenenin üstünde katkı verse de, pota altında Zoric-Vidmar ikilisi takımı baltalıyor. Vidmar kullandığı 11 serbest atışın 8’ini kaçırmış ve maç başına sadece 1.8 savunma ribaundu alıyor, blok ortalaması ise 0.2, top kayıpları ortalaması ise 1.5. Zoric ise maç başına ortalama 2 top kaybediyor. Takımın diğer uzunlarından Oğuz Savaş’ın Şubat ortasına doğru dönmesi bekleniyor, İlkan Karaman belirsiz, İzzet Türkyılmaz’ı da koç Obradovic tercih etmiyor. Uzun lafın kısası, bu uzunlarla bu iş olmaz. Fenerbahçe Ülker’in rakiplerinden Olympiakos’un pota altı ikilisi Begic-Dunston, Laboral Hamilton-Bjelica, Barcelona Tomic-Lampe-Dorsey, Malaga Vasquez-Stimac, Panathinaikos Lasme-Mavrokefalides-Batiste. Bu takımların karşısına Zoric-Vidmar’la çıkmak kısaca intihar etmektir. Kısaların ne kadar kabiliyetli olursa olsun, Top16, ilk tur gibi geçmez, işler iyice sertleşir ve bu sertliğe karşı koyamayan takım da elenir.
Fenerbahçe Ülker’in ara transferde alabileceği iki yetenekli pivot var; Darjus Lavrinovic ve Alexis Ajinca. Kendi takımları elendiği için Top16 oynayacak bir takıma transfer olması muhtemel isimler ikisi. Ajinca hiç beklemedi ve NBA’e transfer oldu. New Orleans Pelicans formasıyla ilk maçına da dün gece çıktı. Kaldı Darjus Lavrinovic. Daha önce de Fenerbahçe Ülker forması giymiş olan Lavrinovic takıma yabancı değil. İki yıl önce Final-Four oynayan Lavrinovic kariyerinin sonlarında bunun için mücadele etmek ister. Kısaca şöyle belirteyim, Lavrinovic (veya bir başka uzun) transferi bu sezon Fenerbahçe Ülker’in geleceği noktayı belirleyecektir. Pota altına takviye olmadan devam edilirse, Fenerbahçe Ülker’in çok ilerleyebileceğini sanmıyorum.
Anadolu Efes
Anadolu Efes Eurocup tadında olan Euroleague B Grubu’na 4’te 3 yaparak başladı ama devamında felaket geldi. Farklı Real Madrid mağlubiyetinden sonra bir türlü toparlanamayan takım Zalgiris son çeyrekte Brose’yi yenmese elenecekti –bence de hakettiğini bulacaktı- Zalgiris’in ‘asillik’ yapması Efes’te bazı oyuncular için kötü oldu, Top16 oynamak zorunda kaldılar. Anadolu Efes yönetimi de son derece ilginç bir karar vererek Oktay Mahmuti’yi gönderdi ve Vangelis Angelou’yu göreve getirdi.
Antrenör değişikliği takımda neyi değiştirir bilinmez, Angelou Avrupa basketbolunun çok yakından tanıdığı bir isim değil, oyuncularından maksimum performansı aldığı söyleniyor ama Efes’teki ‘konsantrasyon sorunu’ yaşayan oyunculardan ne alır, bilemem. Efes’in kağıt üstünde yabana atılacak bir kadroya sahip olmadığını söyleyebiliriz. Planinic-Lucas-Hopson-Savanovic-Semih ve kenardan gelen Doğuş-Vasilieaidis-Gönlüm-Barac kadrosu kağıt üstünde Euroleague’in en güçlü on takımından biri olarak duruyor. Gerçekte ise durum hiç öyle değil! Lucas-Balbay-Gönlüm-Vasili dışındaki oyuncular kafalarına estiği gibi oynuyorlar ve oyun içinde inanılmaz kopmalar yaşıyorlar. Durum bu olunca, maçların kopma anında Efes hep berbat oynuyor.
Efes o kadar kötü durumda ki, grup bu kadar karışıkken bütün takımlar Efes’i farklı yenmek için gelecekler. Transfer olur mu bilmem ama transferin de hiçbirşeyi değiştireceğini sanmıyorum. Eldeki oyuncular %80-90’a gelirlerse o zaman Efes için birşeyler değişebilir.
F Grubu: Real Madrid, Maccabi Electra, CSKA Moskova, Galatasaray Liv Hospital, Zalgiris Kaunas, Lokomotiv Kuban, Partizan, Bayern Münih
Bu grupta iki Rus takımı dışındaki takımların hepsi farklı ülkelerden. E Grubu’na göre daha dengeli bir grup ve grubun altındaki takımların yukarıdakileri zorlaması pek mümkün gözükmüyor. Real Madrid grubun kesin favorisiyken, CSKA Moskova potansiyelini sahaya yansıtabilirse grubun zirvesini zorlayabilir. Maccabi diğerlerinden daha düşük bir potansiyele sahip ama takım kimyası yüksek ve özellikle içsahada çok iyiler. Kalan beş takım çeyrek final için mücadele edecekler gibi duruyor.
Galatasaray Liv Hospital
Galatasaray ilk turun en zorlu grubunda rahat bir şekilde ikinci sırayı aldı. İkinci tura başlarken Pops Mensah-Bonsu’nun cezası bitti, Arroyo yılbaşı öncesi dinlenmesini yaptı, Hairston takıma uyum sağladı ve Furkan da Mensah-Bonsu’nun yokluğunda önemli işler yaptı. Domercant-Ender-Sinan form tuttular. Sırplar Macvan-Erceg’in performansları yukarı çıkıyor. Top16 öncesi olabilecek her iyi şey oldu.
Gruptaki diğer rakiplere bakarsak; Bayern Münih, Partizan, Zalgiris ve Lokomotiv Kuban. Bu takımlardan Bayern Münih’in hedefinin çeyrek final olduğunu sanmıyorum, deplasman karneleri o kadar kötü ki, bu deplasman performansıyla grubu son sırada bitimeleri kesin gibi. Partizan ise ilk beş oyuncularına çok bağlı. Euroleague’de benchi bu kadar zayıf olan takımın uzun vadede başarılı olması çok zor. 2008-2009’daki gibi bir hava yakalanabilirse belki ama o havayı bir daha yakalamak çok zor.
Böylece listemiz üç takıma indi; Galatasaray-Kuban-Zalgiris. İlk turdaki Zalgiris-Brose-Efes çekişmesine benziyor ama bu kez sadece bir takım gruptan çıkabilir. Bu üçlüye yukarıdan Maccabi’nin de katılması beklenebilir.
Üç takımdan Lokomotiv Kuban geçen sezonun Eurocup şampiyonu, Zalgiris en son 2001’de play-off aşamasına kalmış, Galatasaray ise sadece iki sezon önce Euroleague’de yer aldı ve play-off’u son maçta kaçırdı. Kısacası, bu takımlar için tecrübe faktöründen bahsedemeyiz.
Lokomotiv Kuban çok güçlü bir ilk beşe sahip ama yedekleri için aynı şeyi söyleyemeyiz. Marcus Williams-Aleks Maric haricinde kenardan gelip oyuna pozitif olarak etki edecek isim yok.
Zalgiris ise deplasman fakiri bir takım. Son maçtaki Brose galibiyeti dışında bütün deplasman maçlarını kaybettiler, iç sahada ise tam tersine Real Madrid maçı dışındaki bütün maçlarını kazandılar.
Galatasaray’ın çeyrek final için önemli bir şansı olduğunu düşünüyorum. Herşey Galatasaray’ın lehine.