Turkish Airlines Euroleague’de son beş haftaya girilirken üç temsilcimizden sadece birinin yolu açık gözüküyor, gruplara ve takımlara bakalım…
E Grubu
Gruplar oluştuğunda bu grubun kesin favorileri Real Madrid ve CSKA Moskova. Real Madrid şu anda beklentileri gerçekleştirdi ve grubun zirvesine kuruldu. İlk dokuz maçının sekizini kazanan Real Madrid evindeki CSKA maçını uzatmada kazanırken, Zalgiris ve Alba Berlin maçlarını son saniyede kazandı, deplasmanda ise Anadolu Efes’e yenildi. Deplasmandaki Malaga maçını da on küsür sayı geriden gelerek kazandılar. Bunlar Real’in ne kadar rekabetçi bir takım olduğunu gösteriyor. Kadro kaliteleri ve gerektiğinde sertlikten çekinmemeleri de pozitif. Rudy Fernandez gerektiğinde sorumluluk almayı biliyor ve Jaycee Carroll gibi başka hiçbir takımda olmayan bir silaha sahipler. Real’in bu sene final-four yapmaması sürpriz olur.
Grubun ikinci sırasında temsilcimiz Anadolu Efes var. Efes İstanbul’da Panathinaikos, Zalgiris, Real ve CSKA’yı yenerek grupta ikinci sıraya tırmandı. Efes’in beşinci sırayla da arasında üç galibiyetlik bir fark var ve gruptan çıkmayı hemen hemen garantiledi. Efes için en önemli sorun deplasmanlar. İlk turda gördüğümüz gibi, iç saha performansını bir türlü deplasmanlara yansıtamıyorlar. Bu durumda grubu ilk iki sırada bitirmek çok önemli. Real Madrid’in grup lideri olması olasılığı çok yüksek, Anadolu Efes de ikili averajda Panathinaikos’u geçti. Bu durumda, ikincilik için tek rakip CSKA Moskova. Efes, CSKA’nın bir galibiyet önünde ama ikili averajda geride. Anadolu Efes’in kalan beş maçının ikisi Zalgiris ve Madrid deplasmanları, bu maçlardan biri ve diğer üç maç kazanılırsa grup ikinciliği hemen hemen garanti olur ama aksi durumlarda, CSKA Moskova’nın maçlarını takip etmek gerekecek. Efes’in final-four şansını değerlendirmek içinse, grup maçlarının bitmesini beklemek mantıklı olur.
Üçüncü sırayı paylaşan iki takım var: CSKA Moskova ve Panathinaikos. Panathinaikos geçen yıla göre zayıf bir kadroya sahip, Obradovic yok, ilk turda kötüydüler vs. vs. Bütün bunlara rağmen Panathinaikos’un Zalgiris-Malaga’nın önünde favori olduğunu belirtmiştim, bunu da gösterdiler. Zalgiris’i iki maçta da yendiler ve fark iki galibiyet. Buraya kadar geldikten sonra, bir daha yakalanmaları çok zor. Bence sorun, grubu dördüncü bitirip Barcelona’yla eşleşirler mi, bu eşleşme Barcelona için kolay olabilir mi. Panathinaikos’ta Roko Ukic ve Stephane Lasme’ye de ayrı parantezler açmak lazım. Ukic çok kritik Zalgiris ve Efes maçlarında 16 sayı-5 asist gibi çok değerli istatistiklerle oynadı, şut yüzdesi de müthiş bu arada. Lasme ise özellikle savunma performansıyla müthiş, Efes maçında beş blokla oynadı.
Zalgiris bu hafta elenme noktasına gelmişti ama Malaga’yı deplasmanda yenerek durumu eşitlediler. Bu iki takımında Panathinaikos’u yakalamasını zor görüyorum ama Malaga düşse bile Zalgiris’in son haftalara kadar ilk dört için bastıracağını düşünüyorum. Son iki sıradaki Alman temsilciler ise diğer gruptaki Türkleri aratmıyor ve son sıra için bastırıyorlar, şu anda Brose 0 galibiyetle son sırada.
F Grubu
Bu grubun –hatta tüm Avrupa’nın- en büyük hayalkırıklığı hiç şüphesiz Fenerbahçe Ülker. Sarı-Lacivertliler çok iyi bir kadro kurdu, dünya çapında bir koçla anlaştı ama yine olmadı. Top16’da Beşiktaş haricinde sadece Khimki’yi yenebildiler, şu anda dördüncü sıranın üç galibiyet gerisindeler, kağıt üstünde hala şansları var ve ben de olabileceğine inanıyorum. Takım silkinir ve Khimki’ye karşı bu sezon üç kez oynadığı gibi oynarsa neden olmasın? Sıradaki üç maçta sırasıyla Maccabi’yi ağırlayacaklar, Caja Laboral ve Khimki deplasmanları var. Bu üç maç da kazanılırsa Fenerbahçe Ülker potaya girer ve son maçta büyük bir heyecan olabilir.
Bu grubun zirvesinde Barcelona var. Barcelona Khimki deplasmaında ağır bir mağlubiyet almıştı, onun haricinde her şey istedikleri gibi gidiyor. Barcelona çeyrek finalde CSKA-Anadolu Efes-Pana’ takımlarından biriyle eşleşecek. Ne kadar güçlü bir takım olsalar da, iç sahada bazen beklenmedik sorunlar yaşayabiliyorlar ve çeyrek finalde de öyle olabilir.
İkinci sırada sezonun sürprizi Montepaschi Siena var. Siena kadroyu dağıttıktan sonra bu aşamaya gelmesi beklenmiyordu ama burada da 9 maçta 7 galibiyet alarak gruptan çıkmaya çok yaklaştılar. Siena diğer taraftakilerin de ağzını sulandırıyor. Anadolu Efes üçüncü olup Siena’yla eşleşirse tur imkansız olmaz.
Üçüncü sıradaki Olympiakos bu gruba kötü başlasa da iyi toparladı ve 6 galibiyetle üçüncü sırada. Onu izleyen takım beş galibiyetle Khimki. 4’er galibiyeti olan Maccabi ve Caja Laboral hemen arkada, Fenerbahçe Ülker iki galibiyete sahip ve Beşiktaş sıfırda.
Yıldızlar ve İstatistikler
Top16 verimlilik puanı sıralaması zirvesinde tanıdık bir isim var: Bojan Bogdanovic. Fenerbahçe Ülker’li Bojan Bogdanovic takımı kötü gitmesine rağmen iyi istatistiklere sahip. Ortalama 33 dakika sahada kalan Bojan %90 serbest atış ve %45 üç sayılık isabet ortalamalarına sahip ve 21.3 sayı ortalamasıyla oynuyor. 2.7 ribaund-1.6 asist-0.7 top çalma ve blok ortalamaları da takıma diğer alanlardaki katkıları.
Bojan’ı takip eden isim Khimki’nin pivotu Paul Davis. Takıma bu yıl katılan Amerikalı pivot ortalama 21 dakikada 16 sayı-6 ribaund-1 asist-1 blok ortalamalarıyla oynuyor. Serbest atış çizgisinde %85 gibi bir pivota göre oldukça başarılı sayılabilecek bir istatistiğe sahip.
Sayı krallığında 21.3 sayı ortalamayla Bojan Bogdanovic var. Bojan’ın arkasında 19.3 sayı ortalamasıyla Montepaschi Siena’dan Bobby Brown var. Brown çok iyi serbest atış atıyor ama %34 üçlük ve maç başına ortalama 3.7 top kaybı ortalaması var. Üçüncü sırada 17.1 sayı ortalamasıyla Milos Teodosic var.
Ribaund krallığında ilk sırada 8.2 ortalamasıyla CSKA Moskova’dan Viktor Khryapa var, son üç maçta forma giymediğini hatırlatalım. Onun arkasında 7.3 ortalamasıyla Caja Laboral’den Maciej Lampe var.
Asist krallığında lider Khimki’nin süperstarı Zoran Planinic. Olympiakos maçında tam 13 asist yapan Planinic Top16’de 6.9 asist ortalamasına sahip. Bunun yanında sadece %11’le üçlük atıyor ve maç başına ortalama 3.7 top kaybı yapıyor. Bunlarda daha başarılı olsa takımı daha iyi bir yerde olabilirdi. İkincisi sırada 6.2 asist ortalamasıyla Dimitris Diamantidis var. Yunan oyuncu maç başına ortalama 2.2 top kaybı yapıyor.
Blok ortalamasında ise lider maç başına ortalama 2 blokla Maccabi’den Shawn James. Sahsa Kaun ve Stephane Lasme de onu takip ediyorlar.
Top çalmalarda ilk iki sıra Türkiye’den. Efes’li Jamon Lucas Gordon maç başına ortalama 2.3 top çalıyor. Arkasında yer alan Bo McCalebb da 2.1 top çalma ortalamasına sahip. Rudy Fernandez ise üçüncü sırada.
Üçlük istatistiklerinde 11’de 8 yapan Montepaschi Siena’lı Aleksander Rasic ilk sırada yer alıyor. %50’nin üstünde üçlük ortalamasına sahip olan 12 oyuncu var ve hiçbiri Türk takımlarından değil.
İkiliklerde lider 10’da 8 isabetle Fenerbahçe Ülker’den Barış Ermiş. Gasper Vidmar da bu kategoride dokuzuncu sırada.
Serbest atışlarda ise Unicaja Malaga’dan Krunoslav Simon ve Fran Vazquez %100’le ilk sıradalar. Anadolu Efes’ten Sasha Vujacic 16’da 15 ile dördüncü sırada yer alıyor. Damir Markota yedinci sırada.
En çok faul yapılan oyuncu da maç başına 6.5 ile Bojan Bogdanovic.