Euroleague’de ‘sezonun en iyileri’ni açıklamadan önce bir de sezonun en kötülerine bakalım…
En kötü oyuncu: ‘En kötü’ demek acımasızlık olabilir de ‘en faydasız’ desek daha doğru olabilir. Bu oyuncuları belirlerken ücret/performans karşılaştırması yapmak da faydalı olacaktır. Bu alanda maalesef ki Türk takımlarında oynayan oyuncular öndeler. ‘En faydasız’ olarak belirleyeceğim oyuncu Semih Erden olacak. Geçen sezonki ortalamalarıyla karşılaştırdığımızda, Semih Erden bu sezon çok farklı oynamadı ama etrafında Farmar-Tunçeri-Shipp-‘iyi’ Savanovic gibi oyuncular olmayınca fazlasıyla sırıttı. Bu sezon ilk turdaki dört maç haricinde etkili bir performans ortaya koyamadı ve son maçlardaki performansıyla da dibe vurdu.
En kötü performans: Yine ücretiyle birlikte değerlendirdiğimizde en kötü performansı Fenerbahçe Ülker’den Linas Kleiza’nın verdiğini görüyoruz. Avrupa’nın en çok kazanan oyuncusu olan Kleiza çoğu büyük maçta iyi oynamasına ve Top16 döneminde form yakalamasına rağmen ‘olmazsa olmaz’ niteliğinde olan EA7 Milano maçında oynayabileceği en kötü maçı oynadı. 20 dakikada 0 sayı-5 ribaund-2 asist yaparken savunmada sırıttı, basketbol hayatında bir maçta yapmadığı kadar saçma iki tane top kaybı yaptı.
En kötü takım: Burada ilk tura döneceğiz. Yılın en kötü/bekleneni veremeyen takımı Budivelnik Kiev oldu. Minard-Lavrinovic-Summers gibi transferle iyi bir kadro kuran Kiev en önemlisini, oyun kurucu transferini unuttu. Daequan Cook’u sezon başında transfer etseler, muhtemelen gruptan çıkacaklardı ama sezon başında oyun kuruculuğu Strelnieks’e vererek büyük hata yaptılar.
En kötü savunmacı: Burada da ödül Emir Preldzic’e gidecek.
En kötü koç: Bu sene Laboral Kutxa’nın başına geçen Sergio Scariolo en antipatik koç olmasının yanında sezonun en kötü koçu olmayı da başardı. Heurtel-San Emeterio-Nocioni-Pleiss gibi isimlere sahipken Top16’de berbat oynadılar, aradaki 10 maçta 9 yenilgi aldılar, oyuncular zaman zaman iyi performanslar gösterse de koç Scariolo kötü performansıyla sezona damga vurdu.
twitter: @arifsahin1