Euroleague’de ikinci yarının ilk haftası Türk takımları açısından iyi başlamadı. Sırasıyla inceleyelim…
Efes tarih yazmayı kılpayı kaçırdı
Euroleague E Grubu’nda ilk devreyi 7 galibiyetle kapatan Barcelona, ilk devreyi 2 galibiyetle kapatan Anadolu Efes’i uzatmada 84-89 ile devirerek yoluna namağlup devam etti.
Anadolu Efes Doğuş Balbay’ın yokluğunda maça Lucas Gordon-Birkan Batuk-Kostas Vasilieaidis-Dusko Savanovic-Semih Erden beşiyle başladı. Maça tam kadro çıkan Barcelona özellikle Ante Tomic’i kullanarak maça çok iyi başladı ve 12-2’lik seriyle Efes’e molayı aldırdı. Moladan sonra Angelou doğru beşi buldu ve Birkan-Erden ikilisi yerinde Planinic-Gönlüm ikilisini kullanarak skoru olmasa da oyunu dengelemeyi başardı.
İkinci çeyrek boyunca müthiş savunma yapan Barcelona sadece 9 sayı yedi ve soyunma odasına 26-38 ile önde gitti.
Fark bir ara 15 sayıya kadar çıktı ama üçüncü çeyreğin ortalarıyla birlikte Anadolu Efes’in muhteşem dönüşü başladı. Cedi Osman’ın arka arkaya bulduğu iki üçlük, Gönlüm’ün her zamanki yürekli oyunu ve Planinic’in sezon başından bu yana en etkili oyununu ortaya koymasıyla Efes toparlandı. 22-15’lik üçüncü çeyrek sonrası Gordon-Planinic ikilisinin muhteşem oyunuyla Efes maçın son beş dakikasına 5 sayı önde girdi.
Barcelona tekrar dengeyi sağladı ama Gordon-Kostas ikilisinin basketleriyle skor 71-64’e geldi. Efes’in hücumdaki yanlış tercihleriyle Barcelona maçtan kopmadı, karşılıklı faullerle Efes maçı kazanmaya yaklaşmıştı ama Semih Erden’in çelemediği topu Dorsey tamamlayınca maç uzamış oldu.
Uzatmanın başında Ante Tomic farkı takımı lehine açtı ve fark bir daha kapanmadı, Barcelona son iki sezonda Top16’de yaptığı maçlarda galibiyet serisini 22 maça çıkardı.
Barcelona’da maçın yıldızı hiç şüphesiz Ante Tomic oldu. Geçtiğimiz haftanın da en iyi oyuncusu olan Tomic 26 sayı-15 ribaund-3 asistle toplamda 40 verimlilik puanına imza attı ve sayı-ribaund-verimlilik puanı kategorilerinin tamamında kariyer rekorunu kırmış oldu. Tecrübeli yıldız Juan Carlos Navarro 17 sayı-3 ribaund-11 asistle toplamda 28 verimlilik puanına imza attı ve sezonun en iyi derecesine imza attı.
Efes’te Zoran Planinic 14 sayı-2 ribaund-9 asist-2 top çalmayla oynadı ve 20 verimlilik puanıyla sezonun en iyi performansını sergiledi. Ne yazık ki, Planinic’in forma girmesi için Şubat’ın sonuna kadar beklememiz gerekti. Kostas Vasilieaidis 14 sayı-4 ribaund, Jamon Lucas 11 sayı-4 ribaund-4 asist-4 top çalma, Kerem Gönlüm 13 sayı-7 ribaund-2 top çalmayla gecenin etkili isimleri oldular.
Karşılaştırmalı istatistiklere göz atalım… Ribaundlarda Barcelona çok ağır bastı. 45-34’lük üstünlük bu seviyede gerçekten çok ağır. Efes’in durumu dengelemesini sağlayan rakibi 13 top kaybına zorlaması ve toplamda 9 top çalması oldu. Anadolu Efes kullandığı 20 serbest atışın 8’ini kaçırırken, Barcelona %61’le ikilik kullandı.
Bu kadar yazdık, maçın sonucunda aklımızda kalanlar ne diye soracak olursak…
1- Efes’i küçümseyenlere ve her fırsatta eleştirenlere bu maç önemli bir cevap oldu. Angelou döneminin imzası bu maçta alınacak galibiyet olacaktı, galibiyet olmadı ama bu oyun gurur duymaya yeter.
2- Semih Erden’in hatası çok büyük ama yenilgiyi tamamen ona yüklemek de yanlış olur. Semih Erden basketbol yeteneğiyle her zaman kendisine kulüp bulur. Kötü bir sezon geçirmesi onu kötü bir oyuncu yapmaz. İyi bir Semih Erden Milli Takım’a da lazım.
3- Barcelona yenilmeyecek bir takım değil. 15 sayı öne geçtikleri bir maçta bile ritm kaybetmeleri halinde saçmalıyorlar. Koç Xavi Pascual dışardan bakınca sakin duruyor ama oyunu kontrol edemiyor.
4- Euroleague basketbolu yetenekle oynanmıyor. Yetenekten daha önemli olan şeyi bugün sahada gördük. Bir takımın Lucas Gordon-Kerem Gönlüm gibi yürekli oyuncuları varsa, o takımı yenmek kolay olmuyor.
İsrail’de herşey kaldığı yerden
Tel Aviv’de Maccabi Tel-Aviv’in Galatasaray Liv Hospital’i 97-81 ile yendiği maç için sanırım bunu söyleyebiliriz. İsrail’de oynanan maçta, ilk maçta olduğu gibi konuk ekip maça iyi başladı, ev sahibi gaza bastı ama ilk yarıdakinin aksine ev sahibi maçı rakibine teslim etmedi. Zoran Erceg de kaldığı yerden devam etti.
İlk yarı sonunda Maccabi 5, Galatasaray ise 3 galibiyetteydi. Son yıllarda Efes, Fenerbahçe ve Beşiktaş tüm Türk takımları İsrail’e gidip ortalama 15 sayı farkla kaybettiler, Galatasaray da maça iyi başlamasına rağmen aynı akıbetten kurtulamadı.
Maccabi’nin maç başında sıklıkla kullandığı Sofoklis Schortsanitis erkenden faul problemine girince, Maccabi içerden etkili olamadı. Oyun dışarıdan oynanınca tempo arttı ve ilk dört dakika 10-10’la geçildi. Galatasaray’da Arroyo’nun asistleri ve Macvan-Hairston’ın basketleriyle etkileyici bir görüntü izledik ilk 10 dakika 23-23 ile geçildi.
İkinci çeyrekte David Blatt oyunu çözdü. Tempoyu düşürdü, Arroyo’nun da oyundan düşmesiyle maç Maccabi lehine döndü. Hücumda David Blu’nun önderliğinde skor üreten Maccabi farkı devre sonunda çift hanelere çıkardı: 49-38 Maccabi’nin ilk yarıda muazzam bir hücum performansı sergilediğini de belirtelim: %78 ikilik ve %57 üçlük yüzdeleri.
Üçüncü çeyreğin başıyla beraber, Maccabi her zamanki gibi vitesi iyice arttırdı. Galatasaray da rakibine cevap veremeyince fark açıldıkça açıldı. İlk beş dakikada 18-7’lik bir seriyle farkı 20 sayının da üstüne çıkaran Maccabi rahat bir maç çıkardı. Maçın son beş dakikasına girerken fark 11 sayıya indi ama Maccabi tekrar vites arttırdı ve Galatasaray’ın berbat savunmasının da etkisiyle Maccabi adeta geçen haftaki mağlubiyetin acısını Galatasaray’dan çıkardı.
Bireysel istatistiklere bakalım… Maccabi’de Guy Pnini 6/6 şut isabetiyle oynadı ve 17 sayı-4 asistle oldukça başarılı bir maç çıkardı. David Blu 16 sayı-5 ribaund, Ricky Hickman 12 sayı-7 asist, Tyrese Rice 12 sayı-4 ribaund-5 asistle oynadılar. Galatasaray’da Carlos Arroyo 12 sayı-3 ribaund-7 asistle oynarken maçın genelinde silik bir oyun sergiledi ve Top16’de göstermediği kadar etkisiz oldu. Malik Hairston 18 sayı-4 asist, Milan Macvan 10’u ilk çeyrekte olmak üzere 12 sayı üretti. Zoran Erceg de 12 sayı üretti ama kullandığı 12 atışta sadece 4 tane isabet bulabildi. Berbat savunması da bu performansına ek oldu.
Karşılaştırmalı istatistiklere bakalım… Maccabi %66 ikilik ve %57 üçlükle oynadı. Maccabi 16/28 üçlük isabeti bulurken kullandığı üçlüklerin çoğu bomboştu. Galatasaray %70 ikilik isabeti ama sadece %25 üçlük isabetiyle oynadı. Galatasaray tam 12 top kaybı yaparken sadece 16 basketi asist üzerinden buldu. Maccabi’de ise bu rakam 27.
Bu maçtan Galatasaray Liv Hospital adına alınacak dersler şöyle olmalı diye düşünüyorum:
1- İlk çeyrekte Carlos Arroyo ‘tek başına takım’ olmadan önce herşey ne güzeldi, değil mi? Görüldüğü üzere, Arroyo ‘oyun kurucu’ rolünde oynadığı zaman Galatasaray deplasmanda Maccabi’ye bile kafa tutabiliyor.
2- Galatasaray sadece hücumla maç kazanamaz. Galatasaray Madrid ve Tel-Aviv deplasmanlarında yeteri kadar skor üretse de, rakibin hücum akışkanlığını engelleyemediği sürece yenilmeye mahkum oluyor. Bunun en önemli nedeni de takımın yaş ortalamasının yüksek olması.
3- Zoran Erceg’le ilgili bir oturup düşünmek lazım. Erceg hücumda etkili olduğunda ‘sıfır savunma’ yapması tolere edilebilir oluyor ama hücumda da bol bol şut kaçırınca hiç çekilmiyor. Rakip takım pota altına her top indirdiğinde basket olacaksa, Erceg’in oynamasının pek bir anlamı olmuyor.
Diğer Maçlar
Euroleague E Grubu’nda oynanan diğer maçlar Fenerbahçe Ülker açısından iyi sonuçlanmadı. EA7 Milano evinde farkı 18 sayıya kadar çıkardığı maçta neredeyse Efes’le aynı kaderi paylaşacaktı ama Panathinaikos’u son anda 77-75 ile yenmeyi başardı. Unicaja Malaga da deplasmanda Laboral’i 81-71 ile geçti.
Bu yazıyla ilgili olumlu ve olumsuz eleştirilerinizi adresine bekliyorum…