Eurocup’ta üç takımla başladığımı sezonda iki temsilcimiz son 16’ya kaldılar, belki de Türk temsilcilerinden en başarılı olması beklenen takım olan Beşiktaş ikinci tur grubunda elendi, Pınar Karşıyaka (Bayern Münih ve Lokomotiv Kuban’la beraber) grubunda 6/6 yapan üç takımdan biri oldu, Banvit ise Sassari’yi son maçta deplasmanda geçerek dört sezon boyunca gruplarda kaldıktan sonra bu kez son 16’ya kaldı.
Çarşamba 19:00 Lietuvos Rytas – Pınar Karşıyaka: Temsilcimiz ilk turda inişli-çıkışlı bir grafik sergiledi. Dixon-Diebler’a ek olarak Palacios da Batista’nın yerini hemen hemen doldurdu ama Strawberry-Gabriel ikilisinden yeteri kadar katkı alınamadı ve önceki yıl olduğu gibi bench’ten fazla katkı gelmemesi de önemli handikap oldu ve KSK ilk turu ancak üçüncü olarak bitirebildi. Son 32 öncesi Cemal Nalga-Erkan Veyseloğlu gibi iki tecrübeli oyuncuyu transfer eden KSK kalan iki yabancısından da iyi katkı alınca galibiyetler arka arkaya geldi. İkinci turdaki maçlarını ortalama 12 sayılık farkla kazanan KSK özellikle deplasmanlarda çok rahat galibiyetler elde etti… Rytas’a gelecek olursak; ilk turda en beğendiğim takımlardan biriydi. Banvit’in de yer aldığı grupta 8/10 yapan Rytas müthiş bir takım kimyasına sahip olarak gözüktü. Litvanya takımlarında gelenek olduğu üzere, genç Litvanyalılar’ın yanına birkaç yabancı alarak ortaya çıktılar ama sorun, transfer ettikleri yabancıların ‘nokta atışı’ olmaması idi. Amerikalılar’dan Billy Baron iyi bir şut yüzdesine sahip ama oyunun diğer alanlarında katkısı yok; Travis Leslie de atletik bir forvet ama o kadar, fazla umut vermiyor açıkçası. Juskevicius-Gecevicius-Orelik-Kavaliauskas dörtlüsü takımın yükünü üstlendi diyebiliriz. İkinci tur grubu öncesi onlar da KSK gibi iki tecrübeli yerli oyuncu transfer ettiler: Simas Jasaitis ve Ksystof Lavrinovic. Simas’ın çok katkı verdiğini söyleyemeyiz ama Ksystof aldığı sürelerde özellikle skor açısından takımına çok faydalı oldu. Rytas’ın ikinci turdaki üç iç saha maçını ortalama 21 sayı farklarla kazandığını görüyoruz, üç maçta ortalama 105 sayı attılar, çok tempolu oynuyorlar, hatta bu alanda Eurocup’ın en skorer takımı olduklarını söyleyebiliriz. Rytas’ta ilginç bir değişiklik olduğunu da söyleyelim; Virginijus Seskus asistan koçluğa geçerken, 43 yaşındaki Marcelo Nicola koç olarak göreve başladı…
Çarşamba 19:00 Banvit – Acea Roma: Eurocup sezonuna iyi bir başlangıç yapan Banvit ikinci tur grubunda sıkıntılı maçlar oynadı ama son maçında Sassari’yi deplasmanda çok rahat bir maçtan sonra yenerek tur atladı… Roma da benzer bir sezon geçirdi diyebiliriz, ilk tur grubunda genç oyuncularıyla arka arkaya galibiyetler aldılar; ikinci turda ise Krasny-Cedevita-Zaragoza ile aynı grupta yer aldılar ve son iki maçta aldıkları galibiyetlerle grubu lider olarak tamamladılar… Banvit koç olarak Zoran Lukic’in yerine Selçuk Ernak’la mücadele edecek. İstatistiklere bakacak olursak; Banvit’in en çok süre alan ve normal olarak en etkili olan oyuncularının yabancılar olduğunu görüyoruz. Rowland-Mejia ikilisi birbirlerini çok iyi tamamlıyorlar; Chuck Davis yine takımın skor lideri, oyunun diğer alanlarında eskisi kadar etkili olamasa da skor anlamında ve sorumluluk alma anlamında önemi yadsınamaz. Pota altında da Dragicevic çok önemli bir skor opsiyonu. Ernak’ın Lukic gibi geniş rotasyonu tercih edip Edge/Geçim isimlerine şans verip vermeyeceğini bilmiyorum ama gençlerin katkısı da takım için çok önemli… Roma tarafına gelecek olursak; Claudia Toti takımın başında. Takımın en skorer oyuncularının kısalar olduğunu görüyoruz; Kyle Gibson – Rok Stipcevic – Brandon Triche üçlüsü önemli katkı sağlıyorlar, üçünün de top taşıma / asist özelliklerinin yüksek olması takıma derinlik kazandırıyor. Bir diğer skorer, forvet Bobby Jones. Pota altında ise en önemli silahları Jordan Morgan…
Diğer Maçlar:
_ Salı günü Zenit-Khimki maçıyla başlıyor. Khimki kağıt üstünde kaliteli bir kadroya sahip ama o kalitelerini sahaya yansıttıklarını söylemek güç; geçen yılın aksine etkileyici değiller, Zenit ise iyi bir takım kimyası yakalamış durumda ama Hodge’un dengesiz performansı istikrarsızlık yaratıyor.
_ Salı’nın diğer maçında Paris, Turow’u konuk edecek. İki takımın da silahları belli, Turow’un pota altında Ford’la eşleşme sorunu yaşayacağını düşünüyorum, Paris favori gibi duruyor ama iki takımın da çok ilerilere gideceğini sanmıyorum.
_ Brose-Kuban serisi bu turun en dikkat çekici eşleşmelerinden biri; Brose ikinci turda çok etkileyici değildi ama koç faktörü ve potansiyelli bir kadroya sahip olduklarını unutmayalım. Kuban şu anda 16/16 durumunda ve turnuvanın en büyük favorisi konumunda.
_ İki Fransız ekibinin mücadelesinde Nancy-Dijon karşılaşacaklar; iki takımın da çok zayıf olduğunu düşünüyorum, çıkacak sonuçtan şaşırmam.
_ Cedevita-Gran Canaria eşleşmesinde Canaria favori duruyor, Cedevita genç kadrosuyla karşı koymaya çalışacak.
_Cantu-Unics mücadelesi var, ben Unics’i büyük favori olarak görüyorum, hatta Unics finale kadar gidebilir gibi duruyor.
_ Valencia-Bayern Münih eşleşmesi de bu turun heyecan verici eşleşmelerinden biri olacak, Valencia geçen sene de grubunu ikinci sırada bitirip sonrasında kupayı kazanmıştı.
sahinarif88@hotmail.com
twitter: @arifsahin1