Dün yayınlanan röportajında TBF Başkanı Turgay Demirel Enes Kanter konusuna da değinmiş ve ''Kendisi 2012 elemelerinde takım arkadaşlarına karşı sorumsuz bir hareket yaptı ama hatasının farkında. Diyaloğumuz sürüyor. Form grafiği ve sakatlık durumuna bağlı olarak, bu sene kadroya dahil edilebilir'' demiş.
Şimdi olayı kısaca hatırlayalım: Enes Kanter henüz NBA Draft’ında seçildikten hemen sonra Türkiye Milli Takımı’yla beraber Eurobasket 2011’de oynadı. Bu turnuvada gösterdiği performansla beklentileri karşıladı, hatta beklentilerin üstünü çıktığını da söyleyebiliriz.
Eurobasket 2011’deki başarısızlık sonrası Türkiye Eurobasket 2013’e katılma hakkı elde etmek için eleme oynamak zorunda kaldı. 2012 yazında Enes Kanter de kadroya davet edildi. Bu noktada Enes Kanter ‘’Sakatım, formsuzum, vs. gelemeyeceğim.’’deseydi yine tartışılırdı ama Enes Kanter daha garip bir yol seçti. Daveti önce kabul etti, sonra kendisinden haber alınamadı ve en son olarak da babası Prof. Dr. Mehmet Kanter yazılı açıklama yaparak ‘’Enes’e ‘vatan haini’ muamelesi yapılmasının yanlış olduğunu,Enes Kanter’in Milli Takım’dan kaçmadığını’’ belirtti.
Eurobasket 2013 öncesi Enes Kanter’in kadroya davet edilip edilmeyeceği yine tartışıldı. 9 Eylül 2013 tarihinde A Milli Takım Menajeri Harun Erdenay’ın açıklamaları olayı net bir şekilde ortaya koydu. Erdenay özetle ‘’ Enes ‘Milli Takım’da oynamak istemiyorum, bunun için de özür dilemem, mazeret bildirmem gerekmiyor’ dedi, Milli forma ruhu insanın içinde olur, formayı taşımak istemeyeni korumak Milli Takım’a hakarettir.’’demişti.
Enes Kanter’in performansı veya kadroda kendisine ihtiyaç olup olmadığı bence tartışma dışı konular. Burada Enes’in yaptığının ne kadar etik olduğu ve affedilip affedilemeyeceği konusunu tartışmaya çalışıyorum. Birincisi, affedilip affedilmeyeceği konusunun gündeme gelmesi için Enes Kanter’in ‘af talebi’nin olması gerekiyor. Anlaşılan Enes’in öyle bir talebi yok, gelecekte de olmayacak gibi görünüyor. Enes yaptığının normal olduğunu düşünüyorsa söyleyecek fazla bir söz de kalmıyor.
Enes Kanter Utah Jazz’da forma giydiği için Milli Takım’a katılmaması akıllara öncelikle Mehmet Okur’u getiriyor. Okur’un durumu farklıydı. Kanter’in durumunun daha çok Ersan İlyasova’yı akıllara getirmesi gerekir. İlyasova olayını da kısaca hatırlayalım: 2005’te henüz 18 yaşında olan Ersan İlyasova NBA Draft’ında seçildikten sonra Milli Takım’a davet edilmiş ama ‘’Ben Yaz Ligi’nde oynayacağım.’’diyerek teklifi geri çevirmiştir. İlyasova konusunda böyle bir tartışma çıkmadı ve Ersan Milli Takım’ın değişmez isimlerinden biri oldu, hakkını verelim turnuvalar geldiği zaman ‘’Rehabilitasyona gideceğim, siz çalışmalara başlayın ben 20 gün sonra geleceğim.’’diye de tutturmadı.
Benim Enes Kanter konusunda tutumum şu; Enes Kanter’in yaptığı etik dışıdır. Ersan gibi Milli Takım teklifini aldığında ‘’Gelemem, yaz ligi var, kendimi geliştirmek istiyorum.’’dese bu kabul edilebilir ama teklif geldiğinde önce ‘’Gelirim, Milli formayı giymek onurdur.’’demek ve sonrasında ‘ulaşılamaz’ olmak ayıptır. Enes Kanter özür dilemek zorundadır. Burada Nowitzki, Gasol vs. örnekler verilebilir. Birincisi, Enes bir Nowitzki değil. İkincisi, Nowitzki hiçbir zaman ‘’Gelirim ama gelmem.’’tavrında olmadı.
Enes daha 21 yaşında. Bu etik dışı hareketi gençliğine verilebilir. Yalnız, ‘’Enes çok büyük yıldız olacak.’’diye görmezden gelinemez. Turgay Demirel’in dediği gibi hatasının farkındaysa, çıkıp bunu kamuoyuna söylemeli. Gerekiyorsa kadroya davet edilebilir ama Kerem Gönlüm gibi oyuncular varken böyle etik dışı davranışlar gösteren oyuncuların peşinde koşacaksak sonumuz pek iyi olmaz…